TESEV’inyayımladığı 'Yolsuzluk ve Yolsuzlukla Mücadele Türkiye Değerlendirme Raporu’na göre işsizlik ve yolsuzluk Türkiye’nin en acil çözümlenmesi gereken iki büyük sorunu.
Agos gazetesinin haberine göre, 28 Şubat-11 Mart 2014 tarihleri arasında 1206 katılımcıyla yapılan görüşmelerden oluşturulan rapora göre, toplumun % 82’si Türkiye’de yolsuzluk olduğu görüşünde. Katılımcıların %68’i yolsuzluğu kabul edilemez, %32’si kabul edilebilir buluyor. Araştırmaya göre yolsuzluğa en müsait meslek grubu ise polislik.
"Türkiye’nin en acil çözümlenmesi gereken sorunu nedir?" sorusuna verilen cevaplara göre, %59’u Türkiye’nin en büyük probleminin ‘işsizlik’ olduğunu düşünüyor. Bunu %44 ile ‘yolsuzluk’, %7’i ile ‘çevre kirliliği’ izliyor. Bu sonuçlar geçen yıllarda yapılan anketlerin sonuçları ile karşılaştırıldığında yolsuzluğu Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görenlerde önemli bir artış olduğu söylenebilir.
Kamu görevlileri ile temasta bulunanların %15,5’i rüşvet vermiş, %81’i ise rüşvet vermemiştir.
En yaygın yolsuzluk davranışı % 87 ile ‘ehliyeti kaptırmamak için polis memuruna para vermek’. Ardından ‘vergi muafiyeti veya vergi düşürme için idari alandaki kamu görevlilerinin para kabul etmesi’ ve ‘idari alandaki kamu görevlilerine rekabet, ruhsat ve kamu malı ihalelerini kazanmak için para verilmesi/istirham etmek’ geliyor.
En çok yolsuzluğa karıştığı düşünülen kamu görevlileri %13 ile polis memurları. Polisleri %12 ile belediye memurları, %11 ile vergi memurları ve yine %11 ile belediye meclisi üyeleri ve en son olarak %10 ile gümrük memurları izliyor. Yolsuzluğun en az yaygın olduğu düşünülen meslek grupları ise öğretmenler, öğretim görevlileri, profesörler ve doktorlar.
Katılımcıların %35’i kamu görevlilerinin çoğunun, %27’si kamu görevlilerinin küçük bir kısmının ve %15 ise kamu görevlilerinin hepsinin yolsuzluk yaptığını düşünüyor.
‘Az gelirli bir pozisyonda çalışsaydınız birinin problemini çözmek için size rüşvet, hediye verilmesini veya iyilik yapılmasını kabul eder miydiniz’ sorusuna cevaben katılımcıların %75’i böyle davranışları tasvip etmediklerini dolayısıyla hiçbir tür rüşvet, hediye veya iyiliği kabul etmeyeceklerini söylemektedir.
Katılımcıların %81’i ‘Yolsuzluk vakaları kamu hizmetlerini aksatma pahasına bile olsa göz ardı edilmemelidir’ görüşüne katılırken, %8’i kamu hizmetlerini düzgün bir şekilde devam ediyorsa yolsuzluğun göz ardı edilebileceğini düşünmektedir.
Raporda, yolsuzluğun önlenmesi yönelik alınması gereken acil önlemlerse şöyle sıralanıyor:
Kamu görevlileri mal varlıklarının beyan etmeli. Mal bildirimlerinin incelenmesine ilişkin iç kontrol süreçlerindeki eksiklikler giderilmeli ve bakanlar ve milletvekillerinin mal bildirimleri üzerinde etkili bir kontrol mekanizması kurulmalı.
Ulusal, bölgesel veya yerel nitelikte yayın yapan radyo ve televizyonların yayın sahibi gerçek kişiler ile yönetici ve denetçilerinin, siyasi partilerin genel merkez karar, yönetim, icra ve disiplin organlarının başkan ve üyeleri, il başkanları ile ilçe başkanlarının 3628 sayılı kanuna göre mal bildirimi verecekler arasında sayılması sağlanmalı.
Kamu görevlilerinin işledikleri suçlar hakkında soruşturma açılması ile ilgili izin sistemi kısa vadede sınırlandırılmalı. 3628 sayılı Kanunun 17’nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılarak rüşvet, zimmet, ihaleye fesat karıştırma gibi yolsuzluk suçları yönünden hâkim ve savcılar dâhil tüm kamu görevlileri hakkında genel hükümlere göre Cumhuriyet savcıları doğrudan soruşturma başlatabilmeli. Yolsuzluk suçları yönünden yasama dokunulmazlığı—infaz ve tutuklama, gözaltına alma gibi hürriyetin sınırlandırılmasına ilişkin engeller muhafaza edilerek—kaldırılmalı. Bilgi edinme hakkının önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalı.
Kamu İhale Kanunu AB normlarına ve AB ilerleme raporlarındaki önerilere uygun olarak düzenlenmeli. Kamu yönetiminde azami saydamlık sağlanmalı. İlgili yasalarda siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaf hale getirilmeli.
Raporun tam metnini okumak için tıklayınız...