Türkiye'nin Google'daki içerik yasaklama gerekçeleri neler?

Türkiye'nin Google'daki içerik yasaklama gerekçeleri neler?

 

IŞIL ÖZ

 

Devletler tarafından Google'a gönderilen "içerik yasaklama isteği" sayısında liderliğin açık ara ile Türkiye'ye ait olduğunu biliyor muydunuz?

A. Murat Eren, sosyal medyada, Google'ın yayınladığı 2012'nin ilk altı ayına ait raporlara değindi. Paylaştığı maddeler dikkat çekici: http://i.imgur.com/wtshJ.png 

"36 OECD ülkesi arasında eğitimden sağlığa, istihdamdan barınma olanaklarına kadar neredeyse her kalemde sonuncu olan Türkiye, Google'a gönderilen İnternet yasağı isteklerinde birinci sırada" diyen Eren, Google'a gönderilen içerik yasaklama kategorilerine de değiniyor:

"Google kendisine gönderilen içerik yasaklama isteği gerekçelerini kategorilere bölmüş. Örneğin "Hakaret/iftira", "nefret suçu", "şiddet", "ulusal güvenlik" gibi kategorilerin yanında bir de "devlet eleştirisi" var. Hangi devletlerin hangi gerekçelerle içerik yasaklama talebi gönderdiğine baktığınızda, son 6 ay içerisinde 'devlet eleştirisi' sebepli içerik yasaklama taleplerinde Türkiye yine bir numara. Aynı gerekçe son altı aylık dönemde İngiltere için 7., Fransa için 10.,Almanya için 9., ABD için ise 7. sırada…"

Eren son olarak, 2011'in başından bu yana, 100'den fazla yasaklama isteği göndermiş ülkelerin ilk iki içerik yasaklama isteği gerekçesine de bakıyor. 

 

Sonuçlar şöyle:

 

ABD: "İftira", "Gizlilik ve Güvenlik"

Arjantin: "İftira", "Gizlilik ve Güvenlik"

Kanada: "İftira", "Gizlilik ve Güvenlik"

Almanya: "İftira", "Nefret Söylemi"

İtalya: "İftira", "Telif Hakkı"

Japonya: "İftira", "Gizlilik ve Güvenlik"

Fransa: "Gizlilik ve Güvenlik", "İftira"

İngiltere: "Ulusal Güvenlik", "Gizlilik ve Güvenlik"

Avustralya: "Gizlilik ve Güvenlik", "Telif Hakkı"

Rusya: "Ulusal Güvenlik", "İftira"

İspanya: "Gizlilik ve Güvenlik", "İftira"

Hollanda: "İftira", "Gizlilik ve Güvenlik"

Brezilya: "Telif Hakkı", "İftira"

Hong Kong: "Telif Hakkı"

Hindistan: "Gizlilik ve Güvenlik", "İftira"

Güney Kore: "Gizlilik ve Güvenlik", "İftira"

Türkiye: "Porno İçerik", "Devlet Eleştirisi"

\

A. Murat Eren, konu üzerine bakın ne dedi: "Bu sonuçlardan yola çıkarak devletin yasak ve sansürdeki cesaretini AKP yönetimi ile başlamış gibi bir trend şeklinde değerlendirmenin yanlış olacağı kanaatindeyim. Türkiye'de ifade özgürlüğü hiçbir zaman oturmuş bir anlayış olamadı. Bundan birkaç yıl önce Türkiye'de askeri alenen eleştirmek mümkün değildi misal, bugün hâlâ ucube yasalarla korunan bir "Atatürk" tabusu var.

Türkiye'nin özgürlükler bağlamında çelişkilerle dolu anayasası bir taraftan ifade özgürlüğünden bahsederken diğer taraftan 'Türklüğü' koruyor. El değiştiren otorite ve otoritenin değişen iletişim medyalarında söz sahibi olma arzusu, ifade özgürlüğünün başkalarının elinden alınışına şahit olup buna göz yummuş olan anlayışın kendisini mağdur durumda bulmasına yol açıyor. Halkın refahı için önemli olan her kalemde listenin sonlarında aradığımız Türkiye'nin otoritesinin İnternet yasaklarına neden birçok ülkeden daha çok ihtiyacı olduğunu görmek çok zor olmasa gerek. Yıllar boyunca susturula susturula yönetildik, yöneticilerimiz, daha iyisini öğrenemeden yetişti. "

 

Otokratik yönetim zihniyetinin gözde sansür alanları

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde bilgi ekonomisi, ağ ekonomisi, enformasyon tasarımı ve yönetimi, iletişim tasarımı, tasarım yönetimi dersleri veren, Alternatif Bilişim Derneği üyesi Dr. Özgür Uçkan’a da ulaştım. Dr. Uçkan,  rapora göre 2012'nin ilk yarısında Türkiye'den kapatma/engelleme taleplerinin yüzde 1013 arttığını belirtti ve ekledi: "Türkiye’den gelen kapatma taleplerinin “pornografi” ve “devlet eleştirisi” kategorilerinde yoğunlaşması da hiç şaşırtıcı değil. Bu, otokratik yönetim zihniyetinin gözde sansür alanları zaten. Bir taraftan muhalefeti susturmak, diğer yandan da tek tip birey, aile, çocuk şablonlarını topluma dayatarak, bir biyopolitika çerçevesinde toplumu yeniden inşa etmek hayali kuruyorlar. Türkiye’deki otoritelerin Google’a yönelik kapatma taleplerindeki artış, bence hükümetin internet sansürü konusundaki genel eğiliminde de izlenen baskı ve yasaklama yoğunlaşmasının bir parçası. Son iki yıldır, gerek 5651 gerekse Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’na dayanılarak verilmiş engelleme kararlarında da artış var zaten. Aynı şekilde, internet yayınlarını baskıcı Basın yayın Kanunu’na bağlamak, sosyal medyaya yönelik anlık ve geçici sansür getirmek, 5651’deki hükümleri ağırlaştırmak gibi yeni “projeler” tasarlamak, internet kullanıcılarına yönelik sözde delillerle terör örgütü üyeliği, otoritelere hakaret vb. suçlamalarla hapis cezası gerektiren suçlamalarda bulunmak ve insanları oto-sansüre zorlayacak korku operasyonlarına girişmek de gözleniyor bu eğilimler arasında. İnternette ifade özgürlüğüne kast eden bu girişimler, aslında iktidarın genelde ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne karşı artan ihlallerinin bir parçası."