Dünyada yaklaşık 150 kişiye uygulanan “Argus II - Biyonik Göz” ameliyatı ilk kez Türkiye'de de yapıldı. 20 yıldır görmeyen 44 yaşındaki Dilek Ümran Öztürk, biyonik göz sayesinde ışığa kavuştu, şekilleri yeniden seçmeye başladı, hiç görmediği kızını görebildi.
Doğum yaptıktan sonra görmesi zamanla kaybolan Öztürk, Türkiye'nin ilk biyonik göz ameliyatı ile 20 yıl sonra yeniden görmeye başladı. Öztürk'e yapılan 'Argus II - Biyonik Göz' ameliyatı, LASİK yönteminin mucidi Prof. Dr. loannis Pallikaris ile Dünya Göz Hastanesi'nden Doç. Dr. Nur Acar ve Op. Dr. Fevzi Akkan tarafından yapıldı. Halk arasında tavukkarası olarak bilinen; Retinitis pigmentosa hastası olan Dilek Ümran Öztürk, Kütahya'da yaşıyor. İsa Öztürk ile evli olan iki kız çocuk annesi kadın, ilk çocuğunu doğurduktan sonra azalmaya başladı.
Doktorların hamileliğin bu hastalığı ilerleteceğini ve artık göremeyeceğini söylemesine rağmen Öztürk, ikinci çocuğunu da dünyaya getirdi. İlk kızını 2-3 yaşına kadar gören Öztürk'ün, ikinci kızını görme fırsatı hiç olmadı.
Ameliyatla hastanın görme kapasitesinin her geçen gün daha da geliştiğini belirten Prof. Dr. loannis Pallikaris, artık kendi kendine hayatını sürdürmesinin daha kolay olacağını söyledi. Argus II ameliyatının Türkiye'deki görme engelli hastalar için artık yeni bir umut ışığı olduğunu dile getiren Palikaris, şunları söyledi:
"Dünyada sayılı birkaç ülkede gerçekleştirilen bu ameliyatı Türkiye'de ilk kez gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Bu ameliyat için en uygun hastayı yaklaşık 800 hasta arasından seçtik ve operasyonu başarılı bir şekilde tamamladık."
Ameliyat sonrasını mucize olarak değerlendiren Öztürk ise duygularını şöyle dile getirdi:
"Yaklaşık 20 yıldır sadece gece ve gündüzü fark edebiliyorum. Biyonik göz için seçildiğimi duyduğumda ben ve benim gibi engelli hastalar için bir umut olacaksa bu ameliyatı ilk ben olmalıyım dedim. Bir de ikinci kızımı hiç görmedim ve görmek istiyordum. Bu şansı denemeliydim. Deneyimli hekimlere kendimi emanet ettim. En çok küçük kızımın yüzünü merak ediyordum. Ameliyat başarıyla tamamlandı ve artık küçük kızımı algılayabiliyor, nesneleri yavaş yavaş fark edebiliyor, çizebiliyorum. Görme yetilerim bana verilecek eğitimlerle her geçen gün daha iyiye gidecek ve ben kendi başıma artık işime gidebilecek, çamaşırlarımı yıkayabilecek, yemek pişirebilecek ve Kütahya'da benim gibi engelli dostlarım için sürdürdüğüm desteği artık görerek devam ettirebileceğim."
Ameliyatta ekibin, cerrahi deneyimin ve teknolojik alt yapının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Nur Acar, "Çok ciddi Ar-Ge yatırımlarıyla gerçekleşen Argus II operasyonu, ileri vitreoretinal cerrahi tekniklerde deneyim gerektiriyor. Ben de bu ekipte olduğum ve yeni hastalarımıza umut verecek bu projenin içinde yer aldığım için çok mutluyum" diye konuştu.
Op. Dr. Fevzi Akkan da hastalık ve ameliyat süreci ile ilgili şunları söyledi: "Argus II, retinal implant ameliyatı sadece retinitis pigmentosa hastalarına uygulanıyor. Hastalık halk arasında tavukkarası, gece körlüğü hastalığı olarak biliniyor. Bu başarılı operasyonu gerçekleştiren ekipte olduğum için çok mutluyum."
Argus II ameliyatı, retinitis pigmentosa hastalığına bağlı sonradan görme engeli yaşayan kişilerin gölge ve ışık algılarını artırarak görme seviyesini yükseltiyor ve günlük hayatlarını kolaylaştırıyor. Retinitis pigmentosa hastalığı, çok değişik genetik geçiş özellikleri gösteren, akraba evliliği ile daha çok görülen ve total körlüğe götüren nadir bir hastalık.
Argus II - Biyonik Göz ameliyatı, gözdeki ışık alıcıları hiç olmayan veya ciddi hasar gören, ancak optik sinirleri sağlam kalan tavukkarası hastalığına bağlı görme kaybı yaşayanlara uygulanıyor. Bu yöntem iki gözünde çok ciddi görme kaybı gelişmiş kişilerin görme seviyelerini artırarak günlük hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.
Yaklaşık 4 saat süren bir ameliyatla hastanın gözünün içine ve yanına yerleştirilen "Argus II" retinal implantı iki parçadan oluşuyor. Biyonik göz, görüş alanındaki nesneleri algılamayı sağlayan elektronik bir gözlük vasıtasıyla çalışıyor. Gözlük üzerinde bir kamera bulunuyor ve implantı aktive etmesi için bir güç cihazına bağlı olarak çalışıyor. Gözlüğün üzerindeki minyatür video kameradan alınan görüntüler, video işleme ünitesinde işlenerek, gözlüğün üzerindeki anten aracılığıyla, göze yerleştirilen retinal implanta kablosuz olarak gönderiliyor. İmplant talimatları alıyor ve uyarımı bir elektrot dizisi üzerinden retinaya iletiyor. Hastalar siyah beyaz görüyor, gölge ve ışık algıları artıyor.
Ameliyattan iki hafta sonra hastanın yaşam alanlarında gerçekleştirilen rehabilitasyon süreci başlıyor. Bu süreçte hastanın kişileri ve nesneleri algılaması ile biyonik gözle gördüklerini nasıl yorumlayacağı konusunda destek ve eğitim veriliyor.