Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı Arap ülkelerinin Katar ile tüm ilişkilerini kesmesi sonrası gözler, Türkiye'nin bu iki ülke ile ekonomik ilişkilerine çevrildi.
Türkiye yaptığı ilk açıklamalarda diyalog çağrısı yaparken, arabuluculuk üstlenmeye de hazır olduğunu söyledi.
Ancak Türkiye'nin Katar ve Suudi Arabistan ile ekonomik ilişkilerinin gelişmelerden nasıl etkileneceği merak konusu.
İki zengin Körfez ülkesi ile Türkiye'nin ekonomik ilişkileri son yıllarda artmıştı.
Özellikle Katar ile ekonomik ve ticari ilişkilerdeki artış somut olarak rakamlara yansıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2000 yılında 10 milyon dolar seviyelerinde olan Türkiye'nin Katar'a ihracatı, AKP'nin iktidara geldiği 2002'den sonra hızla arttı, 2016 yılında 146 milyon dolara çıktı.
Suudi Arabistan'a ihracat ise 500 milyon dolardan 3 milyar dolara yükseldi.
Katar, Türkiye'de 2016 yılında üç satın alma ile (ABank, Finansbank ve Digitürk) ülke piyasasında kalıcı ve uzun vadeli adımlar attı. Suudi Arabistan'ın ise Türk şirketleri nezdinde bu tür ortaklıkları veya satın almaları bulunmuyor.
Türkiye'nin uluslararası yatırımlarının toplamındaki orana bakıldığında ise iki ülke arasında son 15 yıllık dönemde büyük bir fark bulunmuyor.
Suudi Arabistan 2002-2017 Mart ayına kadar olan dönemde Türkiye'ye uluslararası doğrudan yatırımının yüzde 1,4'ünü gerçekleştirirken, Katar aynı dönemde yüzde 1,1'ini gerçekleştirdi.
Türkiye'nin, artık birbiriyle iki ayrı kutupta yer alan bu ülkeler ile ilişkilerini 'ye değerlendiren uzmanlar, Katar'ın potansiyelinin ve ekonomik beklentilerinin Suudi Arabistan'a göre daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan ekonomist Mustafa Sönmez, "Katar daha somut ve sonuç verebilecek bir ülke. Türkiye, Katar'ın potansiyelini daha yüksek görüyor" diyor.
Kırıkkale Üniversitesi Ekonometri Bölümü'nden, ORSAM ekonomi danışmanı Prof. Harun Öztürkler de "Katar, Türkiye için ekonomik açıdan Suudi Arabistan'dan daha önemli. Hem ticari ilişkiler hem finansman ilişkileri anlamında" diye konuşuyor.
Türkiye'nin yüklü cari işlemler açığına dikkat çeken Öztürkler, Katar'ın bu çerçevede finansman sağlama açısından Suudi Arabistan'dan daha önemli olduğunu söylüyor.
Katar açısından ekonomik ilişkileri besleyen yakın siyasi ve askeri ilişkiler de söz konusu. Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki ticaret hacminin milyar dolarları bulmasına rağmen iki ülke arasında bu türden bir yakınlık bulunmuyor.
Türkiye yurt dışındaki ilk askeri üssünü Katar'a inşa ederken, 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak ülkenin potansiyeli Türk yatırımcılar için önem kazanıyor.
Ekonomist Mustafa Sönmez bu konuya dikkat çekiyor ve ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek'in şu sözlerini hatırlatıyor:
"Katar'da faaliyet gösteren müteahhitlik firmaları bugüne kadar 125 projeden toplam 13,7 milyar dolarlık proje üstlenmişler. Katar, Türkiye'ye sadece sözle değil eylemle de pozitif ayrımcılık yapıyor. Türk firmalarının orada iş yapmasına güçlü destek veriyor. Katar, Türk müteahhitlerinin en çok proje üstlendiği 7. ülkedir. (…) 2022 Dünya Kupası organizasyonunda Katarlı dostlarımıza her türlü katkıyı sağlamak istediğimizi ayrıca söylemek istiyorum."
Peki Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ekonomik ilişkileri ne düzeyde?
ORSAM ekonomi danışmanı Harun Öztürkler, "Suudi Arabistan'ın özel sektörü bir şekilde Türkiye'ye ilgi göstermiyor. Ekonomik ilişkiler mal ticareti üzerine kurulu" diyerek, uzun vadeli yatırımların Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye çekilmesinin henüz mümkün olmadığını söylüyor.
Suudi Arabistan'ın özel durumuna da işaret eden Öztürkler, bütçesinin önemli bir kısmı petrol gelirlerinden oluşan ülkenin, düşük seyreden ve bir süre daha düşük seyretmeye devam etmesi beklenen petrol fiyatlarından olumsuz etkilenmeye devam edeceği görüşünde.
Bunun Suudi Arabistan'ın dış yatırımlarını da etkileyeceğini söyleyen Öztürkler, Riyad yönetiminin ekonomik önlemleri bağlamında Türk yatırımcılar için ülkede fırsatlar yaratabileceğini belirtiyor. Ancak Öztürkler'e göre Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye fon veya yatırım akışı düşük bir ihtimal.
Ekonomist Mustafa Sönmez ise Türkiye'nin, alacağı ekonomik yarardan yana tutumun siyasi tarafını da değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor:
"Katar mı, Suudi Arabistan mı diye bir keyfiyet yok. Türkiye şimdi fotoğrafı daha büyüterek bakacak. Ben bu Şii ekseninin yanına mı düşüyorum, öbür tarafı karşıma mı alıyorum? Fotoğraf büyüdüğünde işin rengi değişebilir. Bir tarafta ABD var, öbür tarafta Katar'ı himaye etmeye çalışırken 'Şii ekseninin yanına düşüyorum' diye düşünebilir" diyor.