Türkiye’nin siyasi ve ekonomik performansı, ‘Gezi’nin taleplerine nasıl yanıt verileceğine bağlı

Türkiye’nin siyasi ve ekonomik performansı, ‘Gezi’nin taleplerine nasıl yanıt verileceğine bağlı

Avrupa Birliği Türkiye Eski Büyükelçisi Marc Pierini'nin yazmış olduğu "Türkiye'de Bireysel Özgürlükler" raporu yayınlandı. Raporda, Gezi Parkı olaylarının toplumun farklı kesimlerinin hükümetin otoriter ve çoğunlukçu uygulamalarına bir tepki olarak doğduğu belirtilerek, “Türkiye’nin bölgesel istikrarı, ekonomik performansı ve dış politikadaki etkisi, hükümetin önümüzdeki iki yılda yapacağı tercihlere bağlı olacak. Hükümetin, kutuplaştırma ve baskı politikasına devam ederek Batılı ortaklarıyla yakınlaşma yerine uzaklaşmayı tercih edip etmeyeceği sorusu hala cevaplanmış değil” ifadeleri kullandı.

Açık Toplum Vakfı ve dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından Carnegie Europe tarafından desteklenen araştırmanın ardından hazırlanan raporda, hükümetin sosyal medyaya olan yaklaşımı, özel hayatın ihlali, anayasadaki laiklik maddesinin tehdit altında olduğu algısı ve farklı yaşam tarzlarının kabul edilmesi gibi konularda toplumda duyulan endişelere vurgu yapıldı.

Pierini’nin raporunda yer alan ifadelerden bazıları şöyle:

“Türkiye’de özgürlük, kültürel ifade ve farklı yaşam tarzlarının bir arada var olmasıyla ilgili meseleler Türkiye politikasında uzun zamandır sahne arkasında oynanıyordu. Kaynama noktasına gelen bu hoşnutsuzluk Gezi Parkı protestolarının ardından yeni bir politik duruma dönüştü.

Hükümetin, diyalog yoluna gitmek yerine gösterileri bastırma yoluna gitmesi de çalkantının devam etmesine neden oluyor.

Türkiye’yi takip edenlerin çok az bir kısmı, ülkenin son yıllarda daha otoriter ve çoğulcu bir şekilde yönetildiğini ve değerlerin gittikçe muhafazakarlaştığı iddialarına itiraz edebilir. Türkiye uzun yıllar boyunca Kemalist ideoloji tarafından yönetildi, ancak AKP’nin yükselişi dengeleri değiştirdi.

Türkiye’nin bölgesel istikrarı, ekonomik performansı ve dış politikadaki etkisi, hükümetin önümüzdeki iki yılda yapacağı tercihlere bağlı olacak. Hükümetin, kutuplaştırma ve baskı politikasına devam ederek Batılı ortaklarıyla yakınlaşma yerine uzaklaşmayı tercih edip etmeyeceği sorusu hala cevaplanmış değil.

Türkiye’deki siyasi hayatta yeni olan, hükümetin otoriter uygulamaların karşı oluşan güçlü bir sivil hareketin doğması… Bu hareketin verdiği mesaj, sadece seçim sandığının yeterli olmadığı ve hükümetin kişisel tercihlere de saygı göstermesi gerektiği yönünde…  Önümüzdeki aylar, hükümetin bu mesajı dikkate alıp almayacağını gösterecek.”