'Türkiye'ye açık çek verilmedi'

'Türkiye'ye açık çek verilmedi'

Frankfurter Allgemeine Zeitung, 'Seyahat Özgürlüğü'nün de Bedeli Var' başlıklı yorumunda, 'Türkiye ile AB arasında varılan sığınmacı anlaşması Türkiye'nin vizesiz dolaşım konusunda elini güçlendirse de açık çek anlamına gelmiyor' deniyor:

"Merkel'in yabancı devlet büyüğüne hakaret tartışmasını hukuk devletine uygun olarak, yargının görev alanına bırakması Türkiye'deki mevcut şartlara dolaylı bir eleştiri anlamına geliyor. Zira orada siyaset bu alanda da müdahil olmayı gelenek haline getirmiş durumda. Peki, Avrupalı siyasilerin bu konuda yapabileceği yegâne şey dolaylı eleştiri mi? Hayır. Türkiye ile varılan anlaşma Ankara'ya açık çek anlamına gelmiyor. Durum farklı: Türkiye birtakım zorunlu düzenlemelere gideceği taahhüdünde bulundu. Bu değişiklikler basın özgürlüğünü de kapsıyor. Mevzubahis sadece sığınmacılar değil, Türk vatandaşlarının AB'ye vizesiz girişleri. Şimdiye kadar AB'de konuyla ilgili yürütülen tartışmalarda bu konu pek bir rol oynamasa da Türkiye'deki tartışmalarda büyük ağırlıkta. Zira Ankara'da milyonlarca Türkün AB’ye vizesiz seyahatine 'büyük ödül' gözüyle bakılıyor. Ancak bu hemen sığınmacıların alıkonması ya da iadesi karşılığında yapılmayacak. Türkiye hukuk sistemini ve siyasi kültürünü değiştirmeli."

Berlin'de yayınlanan Der Tagesspiegel gazetesi de Almanya Başbakanı'nın Türkiye ziyaretini taşımış yorum sütunlarına:

"Angela Merkel'in Türkiye ziyareti, tuz buz olmuş sırçadan yeni bir bardak yaratma çabası. Birkaç ay öncesinde kendisine hem Avrupa'da hem de ülkesinde duyulan güçlü saygı düşüşe geçti. Bu son gelişmeler bu düşüşü tekrar tersine çevirecek siyasi iradenin mevcut olduğunu ortaya koysa da yeterince büyük değil. En acı vereci tarafı da, eski imajını yeniden sağlamaya çalışırken bu imaj kaybına aslında -şimdiye kadar haklı bir biçimde- şüpheye dayalı bir mesafeyle yaklaştığı Recep Tayyip Erdoğan'a ihtiyaç duymasının, yol açtığını anlaması. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan Alman Başbakanın sığınmacı politikasının başarılı olup olmayacağını gösterecek yegâne isim."

Alman komedyen ve sunucu Jan Böhmermann'ın ZDF kanalında yayınlanan programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik okuduğu şiiri Ankara'nın yoğun eleştirilerine neden olmuş, yapılan resmi başvurunun ardından Alman hükümeti konunun mahkemece incelenmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiş ve araştırılması için savcılığa yetki vermişti. Başbakan Angela Merkel Ankara'nın tepkisinin ardından yayınladığı açıklamada Erdoğan'la ilgili şiir için "kasten yaralayıcı" şeklinde görüş belirtmişti. Ancak Merkel Türkiye ziyareti öncesinde özeleştiride bulunarak hata yaptığını vurguladı. Berlin'de bir basın toplantısı düzenleyen Merkel, bu konuda kendisine kızdığını ifade ederek düşünce ve basın özgürlüğüne kişisel olarak önem vermiyormuş gibi bir izlenimin doğduğunu kaydetti. Bu izlenimin yanlış olduğunu vurgulayan Merkel, "İnsan hakları, özgürlük hakları, basın özgürlüğü vazgeçilmez değerlerdir" ifadelerini kullandı. Leipziger Volkszeitung cumartesi günü yayınlanan sayısında da bu konuya değiniyor:

"Neden bir Başbakan hatasını kabul etmesin? Merkel'in hata yaptığını açıklaması tam da Türkiye ziyaretinin öncesinde oldu. Merkel Türkiye'nin Böhmermann'la ilgili köpürmesini yatıştırmaya çalışırken doğru olmayan bir yöntem izlediğini tam da şimdi açıkladı. Bu da aslında Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tevazudan ziyade cesaretini gösteriyor. Zira düzeltilmek istenen şeklen sadece bir hata değil. Türkiye'ye günlerdir eksikliği hissedilen bir sinyal verilmiş oluyor: Almanya bir takım garip sığınmacı pazarlıkları bir yana Türkiye karşısında eğilip bükülmek istemiyor.

ABD Başkanı Barack Obama İngiltere'deki temaslarının ardından Almanya’ya geldi. Bu yılki Hannover Fuarı'nın partner ülkesi ABD adına açılışını yapmak için Hannover'e gelen Obama, bu vesileyle görev süresince Almanya'ya beşinci ve son ziyaretini gerçekleştiriyor. Hannoversche Allgemeine Zeitung'un konuya ilişkin yorumu şöyle:

"Obama'nın ziyareti ilk etapta fuara yönelik. Bu fuarın yine önemli bir uluslararası organizasyon olduğunun göstermesi açısından değerli. Obama bu ziyaretiyle ABD sanayisi için de bir şeyler yapmış oluyor. Hannover'de bazı ticari kısıtlamaları gevşetmeye, bir takım ürün yönergelerinin yeniden düzenlenmesini sağlamaya yönelik adımlar atmaya çalışıyor. Obama AB ile ABD arasında imzalanmasını istediği ticari serbestlik anlaşmasına destek arayışını sürdürüyor. Birçok Alman bu Illinoisli koyu tenli Amerikan Başkanı'na seçimlerde yürekten destek verdi. Bazılarını hayal kırıklığına uğratmış olabilir ama birçokları yeniden bu topraklarda, Almanya'da, Hannover'de olmasına seviniyor. Hoş geldin!"