Türköne: Ülkücü gençlik MHP'nin liderliğinden rahatsız

Türköne: Ülkücü gençlik MHP'nin liderliğinden rahatsız

Mümtaz'er Türköne, Taraf gezetesinde yayımlanan söyleşisinde Milliyetçilik tartışamlarına değinen Türköne, "MHP liderliği donmuş, katılaşmış vaziyette. Gençler de bu durumdan rahatsız" dedi.

Türköne'nin 16 Mart 2013 Taraf gazetesinde yayımlanan söyleşisi şöyle:

Ülkücü milliyetçiliğin bugünkü durumu nedir?

Kürt sorununun şekillendirdiği bir milliyetçilik egemen. Bu yüzden daha çok tepkisel. Teorik olarak çok zayıf. Saf retorikle durumu idare ediyorlar. Türk Ocakları’nda daha rafine ve kişiliği olan bir duruş var. Türk milliyetçiliğinin tarihî mirası bugün MHP’de değil Türk Ocakları’nda temsil ediliyor. Ülkücülüğün çok sade bileşenleri var. “Türklük siliniyor”, “Türkiye bölünüyor” retoriği, tepkisel bir taşra radikalizminin biçimlendirdiği dayanışma çağrısı ve uluslararası gelişmelerin tamamının boca edileceği bir ABD-İsrail komplosu veya heyulası. Ülkücülerin internet sitelerini -bu konuda çok ilerileryakından takip ediyorum. Milliyetçilik adına yeni, dişe dokunur bir şey var mı diye. Çok yetenekli, cevval gençler var; ama orijinal bir şey yok. Kürt sorunu her tarafı kaplamış ve duygusal tepkilerin üzerine çıkacak bir fikir pusulası görülmüyor.

MHP, ülkücü milliyetçilik için ne ifade ediyor?

MHP’nin asıl gücü genel merkezinde değil, taşra teşkilatlarındadır. Bahçeli’nin grup konuşmaları dışında MHP’de bir aşama belirtisi yok. Gençler de bu durumdan rahatsız. MHP liderliği, çok atak ve arayış içindeki yeni nesil ülkücüleri kesmiyor. Ülkücülük ciddi bir potansiyel. Bu potansiyelin kendini gerçekleştireceği alanlara ihtiyacı var. MHP bu alanları açamıyor. Donmuş, katılaşmış vaziyette. Siyasetten önce fikri önderliğe ihtiyaç var. Galiba MHP de tabandaki değişim arayışlarının baskısı altında.

Başbakan Erdoğan’ın “Biz milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına aldık” sözünden ne anlamamız gerekiyor?

Bir Türk milliyetçisi olarak tavrımı açıklamam lazım. Başbakan çok doğru, çok isabetli bir şey söylüyor. Kürt sorununu ve doğal olarak terör sorununu çözebilmek için iki taraflı milliyetçiliğin ateşini düşürmek gerekiyor. Milliyetçilik yangına benzinle gitmek gibidir. Kürtlere karşı Türk milliyetçiliği yapmak millete ihanettir. Kim ki Türkiye’nin ana sorunu olan Kürt sorununu çözerken milliyetçilik yapıyorsa, ya satılmış bir hain, ya da sırılsıklam bir ahmaktır. Bir milliyetçi, Kürtlerin de kendilerine özgür iradeleri ile eşit ve onurlu bir yer bulabilecekleri bir millet tanımı yapamıyorsa kaldırsın kendisini uçurumdan aşağıya atsın. Başbakan etnik milliyetçiliği, yani soyu ve kanı işe bulaştıran milliyetçiliği mahkum ediyor. Türk milliyetçiliği, başlangıcından itibaren kültür milliyetçiliği olarak gelişmiştir. Milliyetçi kültürel ortak paydalara bakar. Türk ile Kürt’ün kültürü ortak ise ikisi aynı millettir.

Aynı millet mi?

Somutlaştırarak cevap vereyim. Ben kendimi Bişkek’te veya Aşkabat’ta yaşayan Orta Asyalı bir Türk’e değil, Diyabakırlı, Vanlı bir Kürt’e daha yakın hissediyorum. Bin yıl içinde bu topraklarda bambaşka bir toplum ortaya çıkmış. Orta Asyalı ile yok ama Kürt ile ortak bir geleceğim var.