Hülya Karabağlı
ANKARA
CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi, İzmir Milletvekili Rıza Türmen, BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda ‘yargı bunun gereğini yapacak” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin suç teşkil ettiğini söyledi. “Başbakanın bu sözleri yargıyı etkileme açısından Anayasa ve Ceza Kanunu’na aykırı” diyen Türmen,“Bir yığın insan gazeteci bu yüzden yargılanıyor. Yargıyı etkilemekten yargılanıyor. Aynı şeyin Başbakan tarafından yapılması hayret verici bir şey. Başbakanın nasıl bir zihin yapısına sahip olduğunu ortaya koymakta” dedi.
CHP’li Türmen,TBMM’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılının açılışıyla 9 BDP’li milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için beklenen siyasi hareketliliğe ilişkin T24’ün sorularını yanıtladı.
“Ortada hukuki ve siyasi bir problem var. İşlenen suç dokunulmazlığı kaldıran suç nedir. Ceza Kanununun, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMY) hangi maddesine giriyor. Bir suç var mı? Yok mu?” diye soran Türmen, “ Siyasi açıdan çok yanlış olur, seçilmiş milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması hele Meclis’te bekleyen yüzlerce dosya varken, onlara dokunmadan bu kucaklaşma nedeniyle dokunulmazlıkları kaldırmak yanlış bir şey olacaktır”.
TBMM’de 600’ün üzerinde dokunulmazlık dosyasının beklediğine dikkat çeken Türmen’in yüz kızartıcı suçlardan işe başlanmamasına yönelik eleştiri ve değerlendirmeleri şöyle:
Siz isteğiniz kadar yolsuzluk, hırsızlık yapabilirsiniz, fakat milletvekili olarak kalırsınız. Bu milletvekilliğinizietkilemez deniliyor. Tamamen siyasi düşüncelerinizle ilgili bir şey yaparsanız, bir davranışta bulunursanız sizi dokunulmazlığınız kaldırılır. Eğer bu siyasi davranışınız iktidar tarafından beğenilmiyorsa. Böyle bir sonuç m çıkaracağız bundan. Bunların çoğu yolsuzluk, yüz kızartıcı suçlar. Onlardan başlayalım.
Bunlar seçilmiş milletvekilleri. Onlarla oturup Anayasa yapıyoruz. Dokunulmazlıkları kaldırmaya çalışıyorsunuz. BDP olmadan mı anayasa yapılacak. O zaman bu anayasanın meşruiyeti nasıl olacak. Yani bunun tutar tarafı yok. Böyle bir yola gidilmesi yasama yılının büyük bir travmayla yani siyasi hayatımız bakımından büyük bir darbeyle başlamasına yol açacaktır. Siyasi mücadeleyi büsbütün keskinleştirecektir.
Bir taraftanda müzakere edilmek isteniyor. PKK ile mi? Kürtlerle mi?. Seçilmiş milletvekillerini Meclis dışına attıktan sonra kiminle müzakere edeceksiniz. Bir taraftan doğal muhatabınız, siyasi muhatabınızı cezaevine koymaya çalışıyorsunuz. Bu müzakere etme iradesiyle bağdaşır mı? Böyle bir şey olabilir mi?
Müzakere edecekseniz niçin insanlar ölüyor o soru her zaman var. O zaman bu insanları öldürmeden müzakere etmek mümkün olmaz mı?
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki terör tanımı o kadar geniş ki hükümet buna dokunmuyor. Her şeyi sokabilirsiniz. Biz CHP olarak dokunulmazlık bu kadar geniş olamaz dedik. Kürsü ile sınırlı olmalı dedik. Bu kabul edilse, o zaman kürsü dokunulmazlığı dışında kalan işlenmiş suçlar hepsi o zaman yargılanabilir hale gelecek. İktidar kabul etmedi.
1994 iyi mi oldu? AİHM’den döndü. Bir daha yapılmaması gerektiğini düşündü. Kafaların arabaya sokarak cezaevlerine götürülmeleri bütün kamuoyunu rahatsız etti. Ayrı şeyi bunca yıl sonra yeniden mi yapacağız.