Türmen: 'Kamuda türban serbestisi'ni değil, 'eşitlik' hükmünü onayladık

Türmen: 'Kamuda türban serbestisi'ni değil, 'eşitlik' hükmünü onayladık

Hülya Karabağlı / Ankara

 

CHP’de inanç ve ibadetlerin özgürce yaşanmasını öngören düzenleme “kamuda türbana serbestlik” tartışması çıkardı. “Türban serbestîsiyle hiç alakası yok” diyen Eski AİHM Yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, bu düzenlemenin daha önce müzakeresi yapılan “Eşitlik” maddesinin bir tekrarı olduğunu söyledi. “CHP, genel olarak eşitlikçi, ayrımcılık karşıtı ve özgürlükçü bir parti” diyen Türmen, “Bu madde ayrımcılığa tabi tutulan dini grupları, Alevi, Yezidilerle ilgili madde” dedi. 

CHP’nin daha önceki çekincelerini kaldırmasıyla “Din ve Vicdan Hürriyeti” maddesinde dört siyasi parti anlaşma sağladı. Ancak, Prof. Süheyl Batum, “sehven yazılmıştır” diyerek karşı çıktı. Batum, “Bir memur, ‘Biz bu mesai saatlerine göre çalışmayacağız çünkü namaz vakitlerinde dinimizin gereğini yerine getiriyoruz’ derse ne yapılacak?” dedi.

 

‘Türban ilgili maddede düzenlenirdi’

 

“Türban konusu olsaydı, ‘kamu hizmetine girme’ başlıklı maddede olurdu” diyen Türmen, daha önce müzakeresi yapılan Anayasa’nın “Kamu Hizmetine Girme” 32. maddesini gösterdi. İlgili madde şöyle:

“Her vatandaş kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım yapılamaz; görevin gerektirdiği nitelikler saklı kalmak kaydıyla cinsiyetler arası eşitlik ilkesi gözetilir.”

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, CHP'nin sadece kanun önünde eşitliği ve fırsat eşitliğini değil, egemenlik ilişkilerinin son verilmesini de savunduğunu söyledi. Bir dini grubun başka bir dini gruba, erkeğin kadına, bir etnik grubun başka bir etnik gruba egemenliğine son verilmesine yönelik anlayışın özgürlüğün yolunu açacağını vurguladı.

TBMM Yazım Komisyonu'nda önceki gün, dört siyasi parti arasında anlaşma sağlanan madde şöyle:

Madde 15-

(1) Herkes din, vicdan ve inanç hürriyetine (özgürlüğüne) sahiptir. Bu hürriyet, inanma, inanmama ve inancını değiştirme hürriyetini de içerir.

(2) Bu hürriyet (özgürlük),  tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı olarak ibadet, (AK Parti-BDP önerisi: eğitim) öğretim, uygulama ve tören yapmak sureti ile dinini ve inancını yaşama, açıklama ve yayma hürriyetini de kapsar.

 

Not: MHP, öğretim ve uygulama kavramlarının aynı zamanda eğitimi de kapsadığını düşünmektedir. Bunun yanı sıra eğitim kavramına bu fıkrada ayrıca yer verilmesi dini eğitim verme amacını çok aşan bir anlam taşıyabileceği de görülmektedir. Üstelik eğitime ilişkin Anayasada ayrı bir madde yer almaktadır.

Not: CHP ise öğretimin eğitimi kapsamadığını; öğretimin aile tarafından çocuğa dini öğretmeyi içerdiğini ve kamu kurumlarında eğitimi kapsamaması gerektiğini düşünmektedir.

 

(3) Hiç kimse, ibadet, dini uygulama ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; ya da bunları yapmaktan men edilemez dini inanç, düşünce ve kanaatlerinden ve inancının gereklerini yerine getirmekten ya da getirmemekten dolayı kınanamaz, suçlanamaz ve farklı bir muameleye tabi tutulamaz.

(4) Devlet, işlem ve eylemlerinde bütün din ve inançlara karşı tarafsızdır; din, inanç ve kanaatlerin çeşitliliğine dayalı toplumsal çoğulculuğa saygı gösterir.

(5) Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir. Din eğitimi ve öğretimi kişilerin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır.