TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "İstanbul Sözleşmesi'nin toplumsal cinsiyet ve şiddetle mücadeledeki önemini kavramalıyız" dedi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı, TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu'nun uygulayıcı ortaklığında yürütülen "İş Dünyası Ev İçi Şiddete Karşı" (BADV) projesi on yılı geride bıraktı.
Bianet'in aktardığı habere göre, "Ev İçi Şiddete Karşı Şirketler Ağı", proje üyesi şirketlerin ev içi şiddetle mücadele için birbiriyle kurduğu iletişimi, deneyim ve bilgi paylaşımını artırmak, iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla 2013 yılında kuruldu. Projeye şu ana kadar farklı dönemlerde yaklaşık 100 şirket dahil oldu.
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan projeye 2016'da dahil olduklarını ve projenin yaygınlık kazanması için çalıştıklarını ifade etti. Bilsel, 10 kadından dördünün şiddete maruz kaldığını belirtti. Bilsel, artık "aile içi şiddet" değil, "ev içi şiddet" tabirini kullandıklarını ifade etti.
UNFPA'nın Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü'nü temsilen konuşan Toplumsal Cinsiyet Danışmanı Gabriela Alvarez Minte ise şöyle konuştu:"Hedefimiz kadına yönelik şiddete tolerans gösterilmemesini sağlamak. Geçen yıllar içinde toplumsal cinsiyet eşitliğinde ilerleme olmadı, aksine gerilemeler yaşandı. Eşitsizlikler derinleşti."Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda Türkiye 146 ülke içerisinde 124. sırada. Dünyadaki cinsiyet eşitsizliğini giderebilmemiz için yapılan araştırmalara göre 132 yıla ihtiyacımız olduğunu ifade ediyorlar. Bu durumda eşitsizliğin uçurumunu görmemizi sağlıyor."
Toplantıda konuşma yapan TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan şunları söyledi:"Kadına yönelik şiddetle mücadele etmeden diğer dallarda da ilerleyemeyiz. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları sorunudur. Pandemi döneminde de ev içi şiddet arttı. Ev içi şiddet kadınları okula ve işe gitmekten alıkoyuyor. Şiddetin üzerini kapatmak yerine onu görünür kılmalıyız.""İstanbul Sözleşmesi'nin toplumsal cinsiyet ve şiddetle mücadeledeki önemini kavramalıyız. Amasız, fakatsız bir şekilde içinde bulunduğumuz her koşulda şiddetle mücadele etmeliyiz."