Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, "Benim faiz lobisiyle ilgili biraz sıkıntım var anlamakta ama çıkar grupları mı? İngilizce'deki anlamıyla menfaat grupları anlamına gelir bu. Bizde faiz lobisinden ne kastedildiğini çok sağlıklı anlamıyorum doğrusunu isterseniz" dedi.
Yılmaz, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (BUSİAD) Çekirge Toplantıları kapsamında Kültürpark’taki bir restoranda düzenlediği konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yılmaz, Türkiye'nin sorunlarını çözecek güven ortamını tesis etmek gerektiğini vurgulayarak, şöyle dedi:
"Şiddet ve terör ortamını tümüyle ortadan kaldırabilecek çözüm sürecinde önemli bir mesafe alınmışken, yeni anayasada uzlaşma yönünde çabalar devam ederken, biz meydana gelen toplumsal olayların yönetimini daha becerili bir şekilde yapmamız lazım. Bunları hem ülkemizdeki umutları, moral bozukluğuna çevirecek hem ülkemizin dünyadaki itibarını zedeleyecek şekilde yönetmemeliyiz. Çevre duyarlılığı ile başlayan, ancak art arda gelişen, idare zafiyetleriyle olayları bu kadar büyütüp vatandaşlarımızın zaman zaman tahammül sınırlarını aşacak bir boyuta getirmemeliyiz. Bu olayların ülke genelinde aldığı düzeyin, katılımcılık anlayışının giderek zayıflamasından kaynaklandığını düşünüyorum."
Yılmaz, "Türkiye'de Arap baharı gibi bir şeyler mi oluyor" diye kendilerine sorular yöneltildiğine de işaret ederek, "O baharları yaşayanlar, demokrasinin tadını hiç alamadılar ki. Biz demokrasinin kıymetini biliyoruz. Biz demokrasinin nimetlerini daha çok devşirmek istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, "Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'ın kurucularını hedef aldığını" ileri süren bir soru üzerine, "Direkt hedef alındığıyla ilgili sizinle net bir mutabakatım yok. Ama alırsak yazık olur. Alırsak, birbirimizden ayrışırsak yazık olur. Türkiye'ye kötülük etmiş oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
TÜSİAD'ın çizgisinin hep aynı olduğunu, zaman zaman yöneticilerinin yoğurt yiyişinde farklılıklar olabileceğini ifade eden Yılmaz, "Toplumda ilerleme kaydetmek için uzlaşmanın çok önemli olduğuna, yumuşak üslupta söylemler olması gerektiğine inanan bir arkadaşınızım. O yüzden bu üslubu elimden geldiğince ama kırmızı çizgilerimizden de hiç taviz vermeden devam ettirmeye çalışıyorum" ifadesini kullandı.
Yılmaz, "Ecevit ve Demirel'i boykot eden TÜSİAD, hükümeti boykot etmeyi düşünüyor mu" yönündeki bir soruyu ise "Ben Ecevit'i, Demirel'i boykot etme konusundaki tarihi bilgiye çok hakim değilim. Bunu da kabullenmekte sıkıntım var, böyle bir söylemi kabullenmekte de sıkıntım var. Ben artık 50'li yaşları geçtim, boykotlar çok geride kaldı, bizim lügatta hep birlikte ülkemizin geleceği, bu sevdiğimiz, canımız, her şeyimiz, varlığımıza anlam kazandıran ülkenin meselelerini çözmek için hep beraber kararlılıkla çalışırız. Fikrimizi her ortamda söyleriz, ısrar ederiz" dedi.
Muharrem Yılmaz, gazetecilerin faiz lobisine ilİşkin sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Benim faiz lobisiyle ilgili biraz sıkıntım var anlamakta ama çıkar grupları mı? İngilizce'deki anlamıyla menfaat grupları anlamına gelir bu. Bizde faiz lobisinden ne kastedildiğini çok sağlıklı anlamıyorum doğrusunu isterseniz. Çünkü bugünkü ortamda faiz elde eden herkes, zarar görür değil mi? Elinde faiz elde etmek için Hazine kağıdı bulunduranın, şu anda geliri düştü, zarar ediyor. Bundan kimse faydalanmıyor. Dövizini bozup faize yatırmış olan şimdi dövizini bozdurduğundan, daha yüksek yerden dövizini geri alarak zarar ediyor. Yani kimsenin ekonomideki bu gelişmeden bir kar çıkartabileceğini düşünmüyorum. Benim ekonomi bilgim, işadamı olarak tecrübem, bugün bu alanda menfaat sağlayabilen olduğunu düşündürmüyor."