TÜSİAD Cizre'de çözüm sürecinin iktisadi ayağını ele aldı

TÜSİAD Cizre'de çözüm sürecinin iktisadi ayağını ele aldı

TÜSİAD Cizre’de çözüm sürecinin iktisadi ayağını ele alan bir zirve gerçekleştirdi   TÜSİAD, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) işbirliği ile, çözüm sürecinin iktisadi ayağının güçlendirilmesi amacıyla 25 Haziran 2013 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde “Doğu ve Güneydoğu Ekonomi ve Kalkınma Zirvesi: Cizre Buluşması” başlıklı bir toplantı gerçekleştirdi.   Zirvede, bölgenin iktisadi olarak süratle kalkınması yönünde atılabilecek adımlar, iş dünyası temsilcileriyle birlikte değerlendirildi ve çözüm sürecinin ekonomi üzerinde beklenen etkileri ele alındı.   Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça tarafından gerçekleştirildi.   Muharrem Yılmaz zirvede yaptığı konuşmada, çözüme yatırım için TÜSİAD’ın burada olduğunu vurgulayarak, siyasetin kendisinden bekleneni yerine getirdiğini ve altyapı ihtiyaçlarının giderildiği ölçüde, piyasa ekonomisinin görevini yapacağını, kalkınmanın hızlanacağını ve refahın artacağını belirtti. Çözüm yolunda ilerledikçe özel sektörün üzerine düşen görevi yerine getireceğini söyleyen Yılmaz şöyle konuştu: “Teşebbüs heyecanı ve dinamizmi ile bu yörenin gelir düzeyinin yükselmesini sağlayacak, insani kalkınmışlık göstergelerinin düzelmesi için gerekli iklimi oluşturacaktır. Çevre ülkelerin gelişmesiyle ve bölgenin bu ülkelerle kurduğu ticari ilişkiler yoğunlaştıkça, yatırım fırsatları ve iş yapma imkanları artacak, büyüyecektir. Türkiye'nin müteşebbisleri, iş insanları bu ülkenin gücünün en önemli unsurları arasındadır. İş dünyası bilgisiyle, tecrübesiyle, yatırım ve üretimleriyle ülkenin refah üreticisidir, rekabet gücüdür. Gelecek vizyonunun ve bir arada yaşama iradesinin de taşıyıcısıdır.”

Muharrem Yılmaz'ın konuşmasından bir kısm şöyle:

"Kalkınmada süreklilik doğru ekonomi politikalarının yanısıra demokratik çerçeveyi genişletmeye bağlıdır. Çözüm sürecinin kalıcılığı da gene demokratik standartlarımızın yükseltilmesi ile sağlanmıştır. Zaten ülkemizin uluslararası itibarının son yıllarda kaydettiği gelişme, ekonomik performansın yanısıra demokrasimizin gelişmesi yönünde atılan adımlar sayesinde olmuştur. Sivilleşmede, insan haklarında, kimliklerin, tanınmasında hayli mesafe kat ettiğimizi, gelişme sağladığımızı söyleyebiliriz. Evet söyleyebiliriz. Evet ama yetmez…

İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi konularda da ilerleme sağlamak zorundayız. Artık demokratik standartlarımızın daha yükseğe taşınması ve demokrasi bilincimizin derinleşmesi ihtiyacı ile karşı karşıyayız.

Aslında Gezi Parkı ile başlayarak gelişen katılımcı demokrasi talepleri çözüm sürecinin öngördüğü temel hak ve özgürlüklerle aynı başlık altında değerlendirilebilir. "İnsan haklarını" en değerli mürşit kılan "İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi"nin birinci maddesi "İnsanlar, özgür ve eşit haklara sahip olarak doğar ve öyle yaşarlar" tespitini yapmakta, ikinci maddesiyse “Siyasi örgütlenmenin amacı, doğal ve dokunulmaz olan insan haklarını korumaktır” ilkesini getirmektedir. Bu çerçevede, Kürt meselesinin çözülmesi de demokrasi anlayışımızın çok daha özgürlükçü, katılımcı, bireysel haklara ve kimliklere saygılı bir derinlik kazanmasıyla mümkün olacaktır. Akan kanın durması büyük bir fırsat kapısı açmıştır. Bunu mutlaka değerlendirmek zorundayız.

Önümüzde daha kat edilecek hayli mesafe var. Bunun farkındayız. Bu mesafeyi kat etmek için nirengi noktamızın ne olduğunu asla unutmamalıyız. Piyasa ekonomisi, hukuk devleti, giderek katılımcılığı öne çıkaran bir demokrasi anlayışı. Kısacası Kopenhag kriterleri ve AB çerçevesi. Biz ancak o çerçeve içinde önümüzdeki sorunların üstesinden sağlıklı bir şekilde geleceğimize inanıyoruz."

Süleyman Onatça ise konuşmasında, Cizre’de yapılan toplantının Doğu ve Güneydoğu bölgesinde ekonomik ve bununla birlikte demokratik kalkınma hamlesinin başlatılması açısından büyük önem taşıdığının altını çizerek şöyle konuştu: “İş dünyası olarak 2023 yılı için koymuş olduğumuz ekonomik hedeflerimizin yanına demokratikleşme hedeflerimizi de koymanın şimdi tam zamanıdır. TÜRKONFED olarak bizleri, barış ve çözüm sürecinin ilerlediği, demokrasinin çoğunlukçu değil çoğulculuğa doğru evrildiği ve AB üyeliğinin gerçekleştiği bir geleceğin beklediğine yürekten inanıyoruz.“   Açılış konuşmalarının ardından TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Ali Yavan “Bölgenin Ekonomik Kalkınma Perspektifi ve Türkiye Ekonomisine Katkısı” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.   Zafer Ali Yavan gerçekleştirdiği sunumda, çözüm sürecin ekonomik etkilerini iki senaryo çerçevesinde değerlendirdi. İlk senaryoda sadece “hizmetler sektöründeki” gelişmelerin Türkiye ekonomisine katkıları ölçülürken ikinci senaryoda hizmetler dahil tüm sektörlerde yaygınlaşan yatırımların Türkiye ekonomisine etkisi değerlendirildi. 14 ilden oluşan ve nispeten düşük gelirli bölgenin I. Senaryoda Türkiye ekonomisi büyümesine katkısının yıllık ortalama 0,6, II. senaryoda ise I. Senaryoya ek olarak 0,7 puan olacağı tahmin edildi. Bu çerçevede, çözüm sürecinin başarıya ulaşması durumunda, 2023 yılına kadar, Türkiye ekonomisi yıllık ortalama büyümesinin yaklaşık 1,3 puan artacağı öngörüldü.   Zirvede ayıca, moderatörlüğünü TÜSİAD Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası ile İlişkiler Komisyonu Başkanı Tarkan Kadooğlu’nun gerçekleştirdiği “Doğu ve Güneydoğu İş ve Yatırım Ortamının Görünümü” başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde, TÜSİAD üyeleri çözüm sürecinin iktisadi kalkınmaya etkileri ve bölgeye yönelik bazı yatırım planları ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.