TÜSİAD: Masa başında hazırlanan anayasa modeli sosyal mühendislik olur, geri teper

TÜSİAD: Masa başında hazırlanan anayasa modeli sosyal mühendislik olur, geri teper

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Tuncay Özilhan, “İçerideki ve dışarıdaki karamsarlık ekonomi için zafiyet yaratıyor” dedi. Özilhan, terör olaylarına bir an önce çözüm bulunması gerektiğini ifade ederek "Bu tüm partilere bir çağrıdır. Gün birlik günüdür" diye konuştu. Özilhan, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin olarak, "Masa başında hazırlanan anayasa modeli sosyal mühendislik olur, geri teper" görüşünü dile getirdi.

TÜSİAD 2016 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi toplantısı bugün gerçekleşti. Toplantıda konuşan TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, “Siyasi belirsizlik gündemimizde ilk sırayı işgal ediyor ama en önemli olan konu kabinede kimin yer alacağı değil, demokratik sistemin sağlıklı işleyişin devam etmesi” dedi.

Özilhan, son dönemdeki siyasi gelişmelere yönelik de değerlendirmeler yaptı ve şöyle dedi:

"Artık kısır siyasi çatışmalara bir çözüm bulunması gerekiyor. Her şey bir yana terör sorunu bir yana. Üst üste gelen şehit haberleri yüreğimizi dağlıyor. Daha fazla takatimiz kalmadı. Bu bütün partilere bir çağrıdır. Gün birlik günüdür. Bıkmadan, usanmadan, bir şey olmuyor demeden, sorunlara çözüm bulmamız gerekiyor. Bildiğimizi, inandığımızı söylemeye devam edeceğiz."

 

Symes: AB ile vize muafiyeti sorunu ilişkiler kopma noktasına getirilmeden çözülmeli

 

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, ekonomik gelişmelere değinerek konuşmasına başlamak istediğini vurguladı. Symes, “Uzun vadeli riskler ve geçmişten gelen yapısal sorunlar devam ediyor. Fed'in kısa vadeli faizleri beklendiği kadar hızlı artırmayacağının anlaşılması ve sermaye akımları Türkiye ekonomisinde ılımlı hava estirdi” dedi. Symes, turizm konusunda da önemli açıklamalar yaptı. TÜSİAD Başkanı, “Turizmdeki düşüşün dolaylı maliyetinin hayli yüksek çıkacağını öngörebiliyoruz” şeklinde konuştu. Symes, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bir an önce düzelmesini istediklerini de ifade etti. “AB ile vize zorunluluğunu kaldıracak anlaşma için gerekli adımların süratle atılması küçümsenemeyecek bir başarıdır” diyen Symes, Burada gerekli adımların süratla atılmasının takdir edilmesi gerekir. Pürüzlerin olduğunu görüyoruz, AB ile vize muafiyeti sorunu ilişkiler kopma noktasına getirilmeden çözülmeli. AB'nin terörle mücadeleyi aksatmamızı beklememesi gerekir.

 

"Laiklikten vazgeçmek çağdaşlıktan vazgeçmektir"

 

Cansen Başaran Symes, “Türkiye, laik, demokratik, piyasa ekonomisini uygulayabilen Müslüman çoğunluklu nüfusa sahip bir NATO üyesi ve AB üyelik adayıdır. Dünyada bu özelliklerin hepsini bünyesinde taşıyan başka bir ülke yoktur. Uluslararası düzeyin ihtiyaç duyduğu sentezi üretebilecek kapasite, tarihinden gelen birikim nedeniyle  Türkiye’de vardır. Osmanlı modernleşmesi ve Cumhuriyet devrimi toplumumuza bir sekülerleşme perspektifi vermiştir. Bu perspektif ülkemizde toplumsal barış ve huzurun güvencesidir. Laiklik ilkesinin geçmişte katı ve otoriter bir yorumla uygulanmış olması bu ilkenin gerekliliğini tartışmaya asla meşru kılamaz. Doğru olan laikliğin çağdaş normlar ve demokratik ilkeler çerçevesinde uygulanmasıdır. İlkenin kendisinden vazgeçmek Türkiye’nin çağdaşlaşma iddiasından vaz geçmek anlamına geleceği gibi bundan da daha vahim şekilde toplumumuzun dengelerini bozacak ayrımcılık ve gerginlikleri artıracaktır. Bu gerekçelerle Cumhurbaşkanımızdan başlayarak, tüm sorumluların laiklik ilkesine sahip çıkması güvencemizdir. Laiklik konusu özünde Türkiye’nin çağdaşlığıyla, demokratik düzeninin sağlamlığıyla, toplumsal ahengiyle ilgilidir” diye konuştu.