TÜSİAD raporu: İş dünyası için gerekli beceriler değişiyor; yaratıcı ve sosyal bireyler öne çıkacak

TÜSİAD raporu: İş dünyası için gerekli beceriler değişiyor; yaratıcı ve sosyal bireyler öne çıkacak

T24

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Eğitim Çalışma Grubu'nun hazırladığı “Sosyal ve Duygusal Öğrenme Becerileri: Yeni Sanayi Devriminin Eşiğinde İş ve Yaşam Yetkinliklerinin Anahtarı" başlıklı rapor, dijitalleşen dünyada insanı merkeze almaya devam eden sosyal ve duygusal becerilerin geliştirilmesinin önemini ortaya koydu. İş dünyasında ve toplumda aranan özelliklerin değiştiğini vurgulayan rapor, problem çözme yeteneği, yaratıcılık, farkındalık gibi sosyal ve duygusal becerilerin 'fark yaratan' değerlere dönüştüğünü ortaya koydu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, sosyal ve duygusal becerilerin "Birbirine yumruk sıkan değil, elini ve gönlünü açan bireylerin oluşturduğu bir toplum" yaratacağını söyledi. 

Rapor, Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Üyeleri Prof. Dr. Fatoş Erkman, Doç. Dr. Mine Göl Güven, Dr. Behice Ertenü, Dr. Gülistan Gürsel Bilgin, Nur Bekata Mardin, Maggie Pınar, Nişvan Kabakçı ve Merve Kırmacı tarafından kaleme alındı.

Raporun sunumu için gerçekleşen etkinlikte açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Lideri  Nüket Küçükel ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski tarafından gerçekleştirildi.

"Sürekli değişime hazırlıklı bireyler yetişmeli" 

Küçükel, aranan insan kaynağı yetkinliklerinin değişmeye başladığı dünyada bireylerin 'sürekli değişime' hazır olacak şekilde yetişmesi gerektiğini vurgularken eğitime büyük rol düştüğünü anlattı. 

Küçükel, iş dünyası açısından da sosyal ve duygusal becerilerin öneminin yadsınamadığını belirterek, "ASPEN Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, her 10 işverenden 8'i sosyal ve duygusal becerilerin organizasyonları başarıya götüren en önemli, aynı zamanda adaylarda bulunması en zor yetkinlikler olduğunu belirtiyor." dedi. 

Küçükel'in ardından açılış konuşmasını gerçekleştiren Simone Kaslowski de eğitimin iş dünyasında insan kaynağını belirleyen en önemli unsur olduğunu söyledi. 

"İş hayatı için gerekli beceriler değişecek"

Kaslowski, Dünya Ekonomik Forumu verilerine dayanarak "Dünya çapında ilkokula başlayan çocukların yüzde 65'i gelecekte şu anda varolmayan mesleklerde çalışacak" dedi.  Kaslowski, Türkiye'de iş hayatı için gerekli becerilerin yüzde 41'inin 2020 itibariyle değişeceğini ve yeni becerilerin 'öğrenmeyi öğrenmek, teknik bilgi kazanımı, gelişmeye açıklık, iletişim ve ilişki kurabilmek, yaratıcı çözümler üretebilmek' gibi sosyal ve duygusal becerilerden oluşacağını aktardı.

"Dünyanın içinde bulunduğu türbülanslı dönemde sosyal ve duygusal beceriler kolaylaştırıcı olacak"

Kaslowski, ""Öyle ki, birbirine yumruk sıkan değil, elini ve gönlünü açan bireylerin oluşturduğu bir toplumun, diyalog ve karşılıklı anlayış prensibi üzerine inşa edilmiş olacağını varsaymak mümkündür. Dünyanın içinde bulunduğu bu türbülanslı dönemde sosyal ve duygusal beceriler huzurlu ve mutlu bir topluma ulaşmanın da en büyük kolaylaştırıcısı olacaktır." dedi. 

Açılış konuşmalarının ardından raporun bulguları Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Eş Kurucusu Prof. Dr. Fatoş Erkman ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Mine Göl Güven tarafından sunuldu. ktardı.  Raporun yanıtladığı ilk soru "Sosyal ve duygusal beceriler nedir?" oldu. Buna göre günümüz dünyasının aranan 5 temel becerisi öne çıkıyor. 

  • *Öz farkındalık
  • *Öz yönetim
  • *Sosyal farkındalık
  • *İlişki becerileri
  • *Sorumlu karar verme
  •  

Rapora göre, deneyimden bağımsız olarak gelişmelere ayak uydurabilen, yeni beceri ve bilgi kazanan bireylerin hayattan tatmin olma şansları daha fazla oluyor. Raporda, "iş için eğitim" anlayışından ziyade talep edilen yetenek olma yolunda sürekli gelişim içinde olmanın, her yetişkin bireyin kendi hedefi haline gelmesi gerektiği vurgulanıyor.

TÜSİAD raporu, sosyal ve duygusal öğrenme kazanımlarının elde edilmesi konusunda okulların önemini vurgularken eğitim müfredatlarına bu becerileri kazandırma yönünde eklemeler yapıldığı takdirde erken yaştan suça yönelme, sağlığa zararlı madde kullanımı, okul içi zorbalık, psikolojik stres gibi olumsuz özelliklerin azaltılabileceğini gösteriyor. 

Rapor tanıtımında konuşan OECD Proje Yöneticisi Miloš Kankaraš, sosyal ve duygusal becerilere yönelik OECD çalışmalarını özetleyerek 2020 yılında tamamlanacak bir raporun ön bulgularını sundu. Ön sonuçları grafiklerle tanıtan Kankaraš çocukların aile yapıları, sosyo ekonomik durumları, yaşadıkları çevre, okulları gibi pek çok faktörün sosyal ve duygusal becerilerde rolünü buna bağlı olarak gelişen becerilerin getirdiği kazanımları ortaya koydu. Örneğin çocukların yaşadığı mahallelerin güven, yaratıcılık, iyimserlik, sorumluluk alma yeteneği gibi alanlarda etkisi olduğu, aynı şekilde akran zorbalığının yaşandığı okulların sosyal ve duygusal becerilere olumsuz etkisi olduğu ortaya çıktı.