TÜSİAD: Yeni Anayasa için BDP Meclis'e gelmeli
T24 - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, BDP'li milletvekillerinin Mecliste kayıt yaptırmamasına ilişkin, “BDP'li milletvekillerimizin de Meclise gelmelerini bekliyoruz. Yoksa yeni anayasa yapım süreci mutlaka sekteye uğrar, iyi olmaz” dedi” dedi.
Boyner, yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde gelişen sürece katkı vermeye devam edeceklerini söyledi.Boyner, “BDP'nin kayıt yaptırmama tutumu devam ederse anayasa çalışmaları nasıl etkilenir” sorusunu yanıtlarken, seçilmişlerin, seçmenlerini temsil etmeleri gereken yerin Meclis olduğunu ifade etti. “BDP'li milletvekilleri bu açıdan farkındalık içerisinde olacaklardır, umuyorum” diyen Boyner, şöyle devam etti:“Bu açıdan 1 Ekim'de BDP'li milletvekillerimizin de Meclis'e gelmelerini bekliyoruz. Yoksa yeni anayasa yapım süreci mutlaka sekteye uğrar, iyi olmaz. Çünkü yasamanın yapılacağı yer TBMM'dir. Bizler de oylarımızı, 'bizi temsil etsinler' diye veriyoruz siyasi partilere. Biz de TÜSİAD olarak, bu hassasiyetin altını çiziyoruz. Meclise gelmeme kararlarına neden olan sorunların da çözüm yeri Meclistir. Meclisin dışında çözüm pek gerçekçi değil. Ümit ediyorum ki 1 Ekim'de Meclis eksiksiz olarak toplanır.”'Mağdurun tecavüzcüsüyle evlenmesi tartışması'Boyner, bir başka soru üzerine, basında, illerde yapılan HSYK toplantılarında Türk Ceza Kanunu'nun, “mağdurun tecavüzcüsüyle evlenmesini” içeren 434. maddesine dönüşle ilgili görüş bildirildiğine dair bazı haberler yer aldığını anımsattı. Bu konuda hassas olduklarını belirten Boyner, şöyle konuştu:“Türk Ceza Kanunu, kadın hakları örgütlerinin de önemli katkılarıyla, kadınlarla ilgili hükümlerde olumlu değişiklikler yapan temel bir kanun. Kadının özgürlüğü ve temel haklarının korunması sadece yasalarımızda değil uygulamada da esas olmalı. Bu anlamda, yasaların uygulayıcısı olan hakim ve savcılarımızın da bu anlayışa uygun hareket etmelerini bekliyoruz. Zaman zaman sistemi geriye götürebilecek önerilerin gündeme gelmesi, bir yandan, kamuda ve toplumun her kesiminde bilinçlendirme faaliyetlerinin etkili şekilde devam etmesi gerektiğini gösteriyor.”HSYK'nın, Ekim ayı başında, yargı organlarından geniş bir katılımla il toplantılarındaki önerilerin değerlendirileceğini açıkladığını anımsatan Boyner, “Beklentimiz, il toplantılarında kadın hakları açısından geriye gidiş sayılabilecek önerilere iştirak edilmediğinin beyan edilmesidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin de dün sivil toplum kuruluşları ile düzenlediği toplantıda bu konuda bir tepki verdi. Sayın Bakanın böylesine taleplerin kabul edilemeyeceği ve konunun takipçisi olacağını ifade etmesinden memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.
Boyner, yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde gelişen sürece katkı vermeye devam edeceklerini söyledi.Boyner, “BDP'nin kayıt yaptırmama tutumu devam ederse anayasa çalışmaları nasıl etkilenir” sorusunu yanıtlarken, seçilmişlerin, seçmenlerini temsil etmeleri gereken yerin Meclis olduğunu ifade etti. “BDP'li milletvekilleri bu açıdan farkındalık içerisinde olacaklardır, umuyorum” diyen Boyner, şöyle devam etti:“Bu açıdan 1 Ekim'de BDP'li milletvekillerimizin de Meclis'e gelmelerini bekliyoruz. Yoksa yeni anayasa yapım süreci mutlaka sekteye uğrar, iyi olmaz. Çünkü yasamanın yapılacağı yer TBMM'dir. Bizler de oylarımızı, 'bizi temsil etsinler' diye veriyoruz siyasi partilere. Biz de TÜSİAD olarak, bu hassasiyetin altını çiziyoruz. Meclise gelmeme kararlarına neden olan sorunların da çözüm yeri Meclistir. Meclisin dışında çözüm pek gerçekçi değil. Ümit ediyorum ki 1 Ekim'de Meclis eksiksiz olarak toplanır.”'Mağdurun tecavüzcüsüyle evlenmesi tartışması'Boyner, bir başka soru üzerine, basında, illerde yapılan HSYK toplantılarında Türk Ceza Kanunu'nun, “mağdurun tecavüzcüsüyle evlenmesini” içeren 434. maddesine dönüşle ilgili görüş bildirildiğine dair bazı haberler yer aldığını anımsattı. Bu konuda hassas olduklarını belirten Boyner, şöyle konuştu:“Türk Ceza Kanunu, kadın hakları örgütlerinin de önemli katkılarıyla, kadınlarla ilgili hükümlerde olumlu değişiklikler yapan temel bir kanun. Kadının özgürlüğü ve temel haklarının korunması sadece yasalarımızda değil uygulamada da esas olmalı. Bu anlamda, yasaların uygulayıcısı olan hakim ve savcılarımızın da bu anlayışa uygun hareket etmelerini bekliyoruz. Zaman zaman sistemi geriye götürebilecek önerilerin gündeme gelmesi, bir yandan, kamuda ve toplumun her kesiminde bilinçlendirme faaliyetlerinin etkili şekilde devam etmesi gerektiğini gösteriyor.”HSYK'nın, Ekim ayı başında, yargı organlarından geniş bir katılımla il toplantılarındaki önerilerin değerlendirileceğini açıkladığını anımsatan Boyner, “Beklentimiz, il toplantılarında kadın hakları açısından geriye gidiş sayılabilecek önerilere iştirak edilmediğinin beyan edilmesidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin de dün sivil toplum kuruluşları ile düzenlediği toplantıda bu konuda bir tepki verdi. Sayın Bakanın böylesine taleplerin kabul edilemeyeceği ve konunun takipçisi olacağını ifade etmesinden memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.