TÜSİAD'dan önemli açıklamalar

TÜSİAD'ı yangına benzin pompasıyla gitmekle eleştiren Başbakan Erdoğan'a patronlar kulübünden cevap geldi. Mustafa Koç ve Arzuhan Doğan Yalçındağ,’her şey kontrol altında’ söylemini eleştirdi. Hükümet krize karşı özel sektör temsilcileriyle yeterince diyalog kurmamakla suçlandı.  Yalçındağ ‘devir konuşanı susturma devri değil’ diyerek tepkisini dile getirdi. Her ikisi de IMF ile anlaşılmasını ve AB ile ciddi bir yol haritasının çıkarılmasını istedi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'nde konuştu. Reel sökteründe krizden etkileneceğini belirten Koç, özetle şunları söyledi: “-Bankacılık sektörünün yeniden yapılanması ciddi ölçüde gelişmesi küresel krizin ektilerini en aza indirgemiştir. -Reel sektörde krizin etkileri kaçınılmazdır. Ülke ekonomisinin dışa açıklık oranı yüzde 50'ye vardığı düşünlürse etkisi olacaktır. -Geniş bir istişare ile doğru enstrümanlarla hazırlık yapmak ve prensipleri belirlemektir. Bağımsız MB, düzenleyici kurullar ve dalgalı kurdan vazgeçmemeliyiz. -Sağlıklı tartışma ortamının ortak aklın ve şeffalığın hayatımıza sinmesini istemeliyiz. -En önemli faktör toplumsal güvenin tesis edilmesi gerekir. Güven kaybında ekonominin seçimlerden bu yana bir türlü 1. gündem maddesi olmaması yatıyor. -Tartışma ve çatışma gerçek gündemi arka plana itiyor. Siyasette daha demokratik ve katılımcı bir ton izlenmeli. Altı doldurulamayan her şey kontrol altında söylemi terk edilmeli.” Geciken reformların maliyeti Daha sonra söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Başbakan Erdoğan'ın eleştirilere tahammülsüz olduğunu savundu. IMF ve AB konusunda geciken adımların Türkiye'ye faturasının olacağını iddia etti. Yalçındağ’ın konuşmasından başlıklar şöyle: “-Krize karşı alınan önlemler 2 trilyon dolara ulaştı. -Güvenlik gerekleriyle demokrasiyi karşı karşıya koymamalıyız. Terörün -istediği de zaten budur. -Devir konuşanı susturma, biz gereğini yaparız deyip tartışamayı bastırmak, elini taşını altına koyan, özel sektörü suçlama devri değildir. Türkiye'de yangın yok ama rüzgarın tehdidi altındayız. ‘IMF ile yeni anlaşma imzalanmalı’ -IMF ile güçlü işbirliği önemli bir destek oluşturacaktır. Gereksiz biçimde gecikmiştir. AB ile inandırıcı yol haritası ortaya koymalıyız. Özel sektör temsilcilerini kapsayan forumlar oluşturmalıyız. -Türkiye yeni bir sanayi strajiesine ihtiyaç duyuyor. Petrol fiyatlarının düşmesi cari açık sorunu için yeterli değil. Daralma nedeniyle başta turizm olmak üzere hizmet sektörünün geliri daralacaktır. -AB konusu ve reformların gecikmesinin kuşkusuz faturası olacak. AB gelişmişlik için mihenk taşıdır. -Siyasal istikrardan özeleştiri ve özeleştirini korunup kollandığı bir ortamı anlıyoruz. Demokrasi çizgisini içine sindirememeyi, "herkes benim çizgime gelsin" düşüncesi istikrarı pekiştirmez -Şoklara hazırn olmalı, uzun vadeli reformları sürdürmeliyiz. Rekabet gücü refahın temel gücü olmaya devam edecektir. 'Başımız sağolsun'Konuşmasında şehit aileleri ve yakınları başta olmak üzere tüm Türkiye'ye baş sağlığı dileyen Yalçındağ, "Acımız büyük, ama, bu acı ülke sathında sağduyunun yitirilmesine yol açmamalı..."