T24- 44 yıllık tutanak memuru Özgör, emekli oldu: Eskiden Meclis'te çok dövüş yaşanırdı yazabilmek için yerimden kalkardım
Zaman’ın haberine göre, İsmail Düzgün Özgör "kırk dört" yıllık Meclis hayatından emekliye ayrıldı. Özgör'ün vekillerin Meclis koltuklarında yaşadığı olaylara şahitlik etmesi, hayatında renkli hatıraları oluşturuyor: "Çok dövüşler yaşadık, altımızdan sandalyeler alınırdı. Milletvekili alırdı bizim sandalyemizi, başka vekilin kafasına atardı. Sonradan da onları görürdük, yemeğe kol kola giderlerdi."Meclis'in en eski çalışanı, 44 yıllık çalışma hayatını tamamlayarak emekli oldu. Meclis'te uzun yıllar stenograf olarak görev yapan İsmail Düzgün Özgör, Tutanak Müdürlüğü'nden emekliye ayrıldı. Meclis'teki siyasilerin konuşmalarını semboller kullanarak hızlı yazma işi olan stenograflığa başlama hikâyesini şöyle anlatıyor: "Meclis'te stenograf olan babamı kaybettiğimde henüz 18 yaşındaydım ve liseyi daha bitirmemiştim. Onun ölümünün ardından Kanunlar Kararlar Müdürlüğü'nde daktilo memuru olarak işe başladım, 2 yıl sonra açılan sınava girerek babam gibi ben de stenograf oldum.'' Özgör, belki de "baba mesleği" olduğu için işini hep severek yaptığını, uzun çalışma saatlerine rağmen hiç şikâyet etmediğini anlatıyor. 63 yaşında emekli olan Özgör, Türkiye'nin yakın tarihini önemli satırbaşlarıyla şöyle sıralıyor: 1980 öncesinde "bitmek bilmeyen cumhurbaşkanlığı seçim turları", "Bülent Ecevit ile ile Süleyman Demirel'in birbirine selam vermemeleri", "12 Eylül 1980 askerî darbesi ve 1982 Anayasası'nın yapımı, bütçelerin reddedilmesi..." Özgör, gördüklerinin Meclis ile de sınırlı olmadığını belirterek, "Mahkemelere de gittik; Türkeş, Erbakan, Dev-Yol, Dev-Sol, Fatsa'da Terzi Fikri olaylarıyla ilgili açılan davalara katılarak steno ettim. 1979'da Maraş olayları davası için Adana'ya gittim. Hâkimler soru-cevap yapıyordu, bunun için hızlı yazıma ihtiyaç vardı. En son Diyarbakır'da mahkemelerde görev yaptım" diye anlatıyor. İsmail Düzgün Özgör, uzun stenograflık geçmişinde en çok kimleri rahat yazdığı ya da yazmakta zorlandığı isimlerle ilgili olarak, şunları kaydediyor: "Çok süratli konuşan, kısa sürede bir sürü şey söylemek isteyen milletvekilleri vardı. Mesela Erzurum Milletvekili Aslan Polat vardı. Bant kayıtları olmasa onu yarım dakikadan fazla yazmak mümkün değildi. En zorlukla yazdığımız, dakikada 450-500 kelime konuşan rahmetli Turan Feyzioğlu idi. İsmet İnönü'yü yazmak kolaydı, çok rahat ve güzel konuşurdu. Maraş Milletvekili Turan Bayazıt vardı, çok güzel konuşurdu, herkese kendisini dinletirdi. Öte yandan ilk günden kendisini tanıtmak için olay çıkartanlar da vardı."