1922’de İngiliz Mısırbilimci Howard Carter tarafından keşfedildikten sonra Mısır’ın en genç firavunu Tutankamon tüm dünyanın ilgisini çeken bir figür oldu. 18. Hanedan’ın üyesi olan ve Yeni Krallık Dönemi’nde M.Ö. 1341-1323 yıllarında firavunluk tahtına oturan Tutankamon ölümünün ardından, penisi 90 derecelik bir açıyla erekte duracak halde mumyalanmıştı. Konuyla ilgili yürütülen bir araştırma bunun, babası tarafından başlatılan dini bir isyanla mücadele etmek için yapıldığını öne sürdü.
Arkeofili’de yer alan habere göre, Mısır’daki Krallar Vadisi’nde kalbi çıkarılmış, göğsüne bokböceği (scarab) amuleti konmamış, penisi erekte halde mumyalanmış, bedeni siyah bir sıvı tabakasıyla kaplanmış halde gömülen Tutankamon’un, yapılan diğer bir araştırmaya göre mumyası ve tabutu tutuşturulup yakılmış.
Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nden Mısırbilimci Profesör Salima Ikram tarafından yürütülen ve Études et Travaux dergisinde yayımlanan araştırma, söz konusu tuhaflıklara muhtemel bir sebep sunuyor.
Erekte halde mumyalanmış penis ve gömülmeyle ilgili tuhaflıklar mumyalama sırasında yapılmış yanlışlıklar değil, firavunu mümkün olduğunca yeraltı tanrısı Osiris’e benzetmeye yönelik kasti çabalardı. Erekte olmuş penis, Osiris’in canlandırıcı gücünü çağrıştırıyor. Siyah sıvı Tutankamon’un ten rengini Osiris’inkine benzetirken, yerinden çıkarılan kalp ise tanrının bedeninin kardeşi Seth tarafından parçalara bölündüğü ve kalbinin de dahil olduğu parçaları farklı yerlere gömdüğü hikayeye bir atıfta bulunuyor.
Ikram, kralı Osiris’e benzetmenin Tutankamon’un babası olduğuna inanılan Akhenaton tarafından başlatılan dini isyanı bastırmada yardımcı olmuş olabileceğini iddia ediyor.
Akhenaton, Mısır dinini tek bir tanrının, güneş diskiyle sembolize edilen Aten’in, etrafına toplamaya çabalamış hatta diğer tanrıların imgelerini yıkacak kadar ileri gitmişti. Tutankamon ise bu değişiklikleri geri almaya ve Mısır’ı çok tanrılı geleneksel dinine geri döndürmeye çalışmıştı.
Ikram, iddiası doğruysa Tutankamon’un mumyalanması ve gömülmesine dair bazı gizemleri açıklayabileceğini ifade ediyor.
Tutankamon’un mumyalanmış penisi, mumyanın keşfedilmesinin ardından bedeninin geri kalanından koparılmış, medyada penisin çalındığı yönünde söylentiler çıkmasına sebep olmuştu.
Ikram, ereksiyon halinde gömülen başka Mısır mumyasına rastlamadığını belirtip, “Bildiğim kadarıyla, böylesi bir şekilde gömülmüş başka bir mumya yok” dedi.
Ikram araştırmasında, “erekte penisin Osiris’in canlandırıcı gücünün en kuvvetli halini çağrıştırdığını, ayrıca yeniden doğum ve dirilişin tipik sembolleri olan, toprak ve tahıl karışımından Osiris imgesinde yapılan mumyaların bir özelliği olduğunu” vurguluyor.
Söz konusu mumyalar, daha sonraki dönemlerde Osiris’in onuruna, tahıl da dâhil çeşitli malzemelerin karışımıyla hazırlanan yapay mumyalardı.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmada sunulan delillerde, Tutankamon mumyasının bedenine sürülen çörek otu yağı ve reçine sebebiyle yandığını gösterdi.
Mumyalama işleminde kullanılan bu maddeler Tutankamon hayattayken bedenine, öldüğünde ise tabutuna sürülmüştü. Howard Carter, 1925 Ekim tarihli notlarında, “tabut üzerine dökülmüş siyah parlak bir tabaka sebebiyle tabuttaki detayların çoğunun görülmediğini” söylüyor.
Tutankamon’un cildini koyu bir renge bürüyen siyah sıvının böylesine çok miktarda kullanılmasının onu mümkün olduğunca Osiris’i benzetmeye yönelik istemli bir çaba olabileceği söyleniyor. Ikram’a göre Tutankamon’un bedenine uygulanmış yağ ve reçine tabakasının, Mısır topraklarının efendisi Osiris’le bağdaştırılan siyah renge yapılan bir atıf olması da mümkün.
Tutankamon’un kalbinin çıkarılmış olması ve yerine konacak bokböceği amuletinin olmaması da mumyadaki tuhaflıklardan biri. “Kalp, bedenin başarılı bir şekilde yeniden dirilmesi için kilit noktaydı” diyen Ikram, mısır mitolojisinde ölünün sevaplarının mı yoksa günahlarının mı çok olduğunu ölçmek için terazinin bir kefesine ölünün kalbinin diğer kefesine ise kuş tüyünün konduğunu, tanrıça Maat’ın ise bunları tartarak kişinin dirilmeye değer olup olmadığına dair yargıda bulunduğunu ifade etti.
Ikram’a göre kalbin yerinde olmamasının nedeni hırsızlık değil; Osiris’in bedeninin kardeşi Seth tarafından parçalara ayrılıp her bir parçanın Mısır’da farklı bir yere gömüldüğü hikâyeye bir gönderme.
Mumyanın iç organlarını çıkarmak için açılan kesiğin Tutankamon’da olağandışı şekilde büyük olduğunu belirten Ikram, bunun da Seth’in Osiris’i parçalamasına yapılan bir diğer gönderme olduğu kanaatinde.
Ikram’ın araştırmasında öne sürdüğü diğer kanıtlar da Osiris’i gösteriyor. Tutankamon, mezar odasının kuzey duvarında Osiris olarak gösterilmiş. Ikram, “Tutankamon burada, sıradan, sargılı bir mumya olarak değil tam manasıyla Osiris olarak gösterilmiş. Kralın Osiris olarak betimlendiği böylesi bir tasvirin Krallar Vadisi’nde bir benzeri daha yok. Diğer mezarlarda krallar Osiris tarafından kucaklanmış ya da ona sunu yapar halde gösteriliyor” diyor.
Mumyayı ilk bulan Carter da Ikram gibi Tutankamon’un Osiris olarak tasvir edildiğini söylemişti. Ikram, “Belki de Carter’ın mumyanın sargılarının açılması ve incelenmesi sırasında aldığı notların doğruluk payı sandığından çok daha fazladır: Tutankamon kraliyet mezarlarında olandan daha belirgin bir şekilde Osiris’e benzetilmiş” diye yazıyor.
Tutankamon veya onu mumyalayanların, bunu babası tarafından çıkarılan başarısız dini başkaldırıyı bir tepki olarak yapmış olmasının kuvvetli ihtimaller arasında olduğu belirtiliyor.
Ikram, “Kralın olağan yollarla dirilmesi yeterli olmayacaktı, dolayısıyla Tutankamon’u mumyalayan rahipler bedenini, kutsallığını ve Osiris’le özdeşleşmesini vurgulayacak şekilde hazırlamıştı” şeklinde belirtiyor.