İstanbul 3. Havalimanı inşaatındaki iş cinayetlerini ve ağır çalışma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanan işçilerin aileleri, çocuklarının evlerine dönmesini bekliyor. Tutuklanan işçi Anıl Deniz Gider’in annesi Sevim Dede, oğlunun sendika üyesi olduğunu ifade ederek “Benim çocuğum suçluysa eğer bırakın iki tokat ben atayım. Devlet 27 işçiden korkar mı?” sorarken "Zengin çocuğu olsaydı spor arabasıyla bir insanı ezseydi tutuklanmayıp evinde paşa paşa otururdu" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek, tutuklanan 3. havalimanı işçilerinin aileleriyle konuştu.
Cumhuriyet’te yer alan haber şöyle:
Bahçelievler’de Raife Özkanlı’ın evindeyiz. Raife Özkanlı, çocukları ve torunlarının fotoğrafının asılı olduğu duvarın önünde gözleri dolu dolu anlatmaya başlıyor.
Raife Özkanlı, 3 ay önce omzundan ameliyat olan oğlu Özkan Özkanlı’nın havalimanındaki işinin üçüncü gününde gözaltına alındığını söyledi. Raife Özkanlı “3 ay çalışamadığı için borç içinde kaldı, çalışmak zorundaydı. Bizim de elimizde avucumuzda yok ki yardım edelim. Özkan’ın babası da 3. havalimanı inşaatında çalışırken iş kazası geçirdi, bir kolunu tamamen kullanamıyor. Ama ona rağmen güç gerektirmeyecek bir işte çalışmak zorunda” diyor. Özkanlı oğlu Özkan’ın havaalanı inşaatında kaldığı için şartlarının biraz daha iyi olması için hakkını aradığını belirterek, şöyle devam ediyor; “Tutuklandığını televizyondan öğrendik. Kapıları kırarak almışlar. Benim oğlum ve diğer tutuklanan arkadaşlarının eve ekmek götürmelerinden başka bir suçları olamaz. Hakları olanı istemeleri suç değil. Özkan’ın çocuğu bu yıl okula başladı. Sürekli babasını soruyor. Buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sesleniyorum; çocuklarımızın bir suçu yok, serbest bırakın. Hakkını aramak suç değil. İnsanların sessiz kalmasını istemiyoruz. Sadece oğlum için değil gelecek günler için de. Bugün bizim başımızda yarın kendilerinin başında...”
Özkan Özkanlı’nın kardeşi Gülçin Eda Aktürk ise ağabeyinin sendika üyesi bir işçiolduğunu ve 3. havalimanı işçileri tarafından sözcü seçildiğini belirterek, “İGA’nın ve devletin yapamayacağı bir şey yok. Bir gecede devletin polisini, jandarmasını oraya yığana kadar ertesi gün bilinmeyen bir saatte denetime gidilebilirdi. Şartlar düzeltilebilirdi. Vali Vasip Şahin ‘sicili temiz olanları serbest bırakacağız’ demişti. Abim şu an neden tutuklu? Yeğenim babasının cezaevinde olduğunu biliyor. O çocukta bu yara olarak kalacak” dedi.
Çocuk bakarak geçimini sağlayan Anıl Deniz Gider’in annesi Sevim Dede oğlunun beş aydır işsiz ve İnşaat İş Sendikası üyesi olduğuna değinerek iki aydır 3. havalimanı inşaatına aralıklarla gidip geldiğini anlattı. İşçilerin hakları gasp edilirken her duyarlı ve vicdanlı yurttaş gibi oğlunun da onların yanında olduğunu dile getiren Dede, “Oğlum İnşaat İş Sendikası üyesi. Anıl anne ve babası işçi olduğu için işçi emeğinin kıymetini çok iyi bilir. Benim çocuğum suçluysa eğer bırakın iki tokat ben atayım. Devlet 27 işçiden korktu. Bunun başka izahı yok. Karakola oğlumu görmeye gittim ama göremedim. Hayatımda ilk defa karakol, adliye gördüm. Benim için çok zordu. Oğlumun tutuklanacağını biliyordum. Çünkü bu 1 Mayıs eylemi, öğrenci eylemi, fabrika eylemi değil. Bu direkt devleti ilgilendiren bir şirket. Devlet böyle istediği için bunlar yapıldı” diyor. “Adliyenin içinde elleri kelepçeli bir şekilde götürülürken ‘inşaat işçileri köle değildir’ diye bağırdığı için ağzını kapata kapata götürdüler” diyen Dede şöyle devam ediyor: “Benim de işim gücüm olmasa ben de o işçilerin hakkını aramak için oraya giderdim. Oğlumla şu ana kadar hiç konuşamadım. Tutuklandığı gece çok üzüldüm. Polislerin yanında ağlamak istemedim. Onlar kim ki bana acıyor. Kadının bir tanesi ağladı. Ona da kızdım ‘ağlama’ diye. 24 kişiden korktular. Böyle çevik kuvvet, polis görmedim. Biz aileler için büyük bir zulümdü. Ben çocuğum ile gurur duyuyorum. O anayasanın kendine verdiği hakkı kullandığı için tutuklanmıştır. 3. havalimanı CEO’su da itiraf gibi açıklama yaptı. Özür bile diledi. Daha ne diyeyim. Zengin çocuğu olsaydı spor arabasıyla bir insanı ezseydi tutuklanmayıp evinde paşa paşa otururdu. Benim çocuğum kesinlikle suçsuz. Gurur duyuyorum. Devletin malına taş bile atmaz. Ben oğlum için ne yapmam gerekiyorsa yapacağım. Gerekirse meclise yürüyeceğim.”