“Askeri casusluk” iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçlamasıyla tutuklanan OdaTV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, soruşturmanın tamamlanmadığı gibi dosyadaki kısıtlılık kararının da kaldırılmadığını belirterek, "Ne olduğunu halen bilmiyoruz. Şu ana kadar gerekçe üç yazım! Bunun üzerinden iddianame yazıp beni suçlarlarsa gerçekte Sayın Erdoğan'ı suçlamış olacaklar. Çünkü bu yazılar Erdoğan'ın açıklamalarından hareketle yapılmış haber ve analizler. Bunlarla ‘devletin güvenliğini' tehdit etmişim. Yazıların üzerinden 6 ay geçti, devletimize hiçbir şey olmadı" dedi.
Avukatları aracılığıyla Sözcü'den Can Özçelik'e konuşan Müyesser Yıldız, şunları kaydetti:
“2011'de FETÖ operasyonu denilerek bizlere yaşatılan Silivri sürecinin devamı getirilip onların tamamlayamadığı iş tamamlanmak isteniyor. ‘FETÖ ruh ve zihniyeti' gücünü sürdürüyor. Soruşturma, tutuklama yetmedi, Oda TV'yi kapattılar! İkincisi Sözcü'ye, Cumhuriyet'e, Halk TV'ye Tele 1'e neler yapıldı?
Aytunç Erkin ve SÖZCÜ hakkınızda neden soruşturma açılıyorsa, Oda TV ve bizler için de hedef aynı! Susmamız, susmazsak bir şekilde susturulmamız isteniyor.”
“Beraberinde korku ikliminin her yere ve herkese sirayet etmesi amaçlanıyor. Bu tabloda en vahim şey, bu hukuksuzlukları yapacak olanların da ihtiyaç duyacağı yargının sırtımızda sopa, başımızda ‘Demokles'in kılıcı' olarak kullanılması. Bir muktedirler heyeti oluştursalar ‘Bu haberi beğenmedim, gazeteyi TV'yi kapatın veya senin yazılarından rahatsız oldum tutuklayın' denilse, inanın bu işlerde yargının kullanılmasından daha az tahribata yol açar, devletin temeline dinamit konmamış olur.”Dosyada kısılılık var ama ne var bilmiyoruz
"Soruşturma tamamlanmadığı gibi dosyadaki kısıtlılık kararı da kalırılmadı. Yani ben de avukatım da ne olduğunu halen bilmiyoruz. Şu ana kadar gerekçe üç yazım! Bunun üzerinden iddianame yazıp beni suçlarlarsa gerçekte Sayın Erdoğan'ı suçlamış olacaklar. Çünkü bu yazılar Erdoğan'ın açıklamalarından hareketle yapılmış haber ve analizler. Bunlarla ‘devletin güvenliğini' tehdit etmişim. Yazıların üzerinden 6 ay geçti, devletimize hiçbir şey olmadı.
Kırmızı bültenle aranan teröristi devletin TRT'sine çıkaranlar ülkemizin ve devletimizin güvenliğini tehlikeye atmıyor da ben atıyorum öyle mi? Savcı teröristin TRT'ye çıkarılmasını ‘İfade özgürlüğü' sayacak ama bana gelince ‘Devletin güvenliğini tehdit' diyecek.
Takdir milletimizindir. Silivri sürecinde mahkeme heyetinin yüzüne şöyle söylemiştim: ‘Biz gazeteciyiz. Bu siyasi davadır ne zaman bırakılacağımıza siz değil, bizi aldıran güç karar verecektir.' Aynı şey bugün için de geçerlidir.”