Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında “terör örgütü propagandası” yapmak suçlamasıyla tutuklandı. Fincancı, savcılık sorgusunda Skype bağlantısıyla katıldığı yayında yayıncı kuruluş tarafından gösterilen görüntüler ile devletin kendisine verdiği “TTB Merkez Konseyi Başkanı” ünvanını yayın sırasında kullanarak propaganda yapmaktan sorumlu tutuldu. Fincancı, mahkemedeki sorgusunda, bu konuya ilişkin olarak “Bana bağlandıklarında karşımdaki kişinin portresini görüyordum. Skype bağlantısında yayında ne gösterdiklerini görme şansım olmuyor. Bana gösterilen yayına yansıyan görüntü değil. Skype’ta gördüğüm, onların bana gösterdiği görüntüdür. Ben yayın boyunca onun yüzünü ve sonrasında kendi yüzümü gördüm. Yayına davet edilmemin nedeni adli tıp uzmanı olmamdır. TTB Merkez Konseyi Başkanı ibaresinin kullanıldığını başta görmedim. Bana ekranda kendi yüzüm gösterildiğinde bu ibareyi gördüm, o nedenle ‘bir hekim olarak’ diye ifade ettim. Çünkü bunun TTB ile ilgisi yoktur. Her yerde ne yazık ki bunu yazıyorlar” dedi. Kendisini bağlantı için arayan kişiyi tanımadığını kaydeden Fincancı, “Sevk yazısında suçu meşrulaştırdığıma ilişkin bir iddia var. Ben kimliğimle suçu nasıl meşrulaştırabilirim? Suç varsa araştırılır, kanıtlanır. Hangi kimliğimle suçu meşrulaştırdım? TTB Merkez Konseyi Başkanı olduğum için mi, adli tıp uzmanı olduğum için mi?” diye konuştu.
Ankara Başsavcılığı, TSK’nın kimyasal silah kullandığına ilişkin iddiaların gündeme gelmesinin ardından, katıldığı bir yayında konunun araştırılması gerektiğini söyleyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma başlatmıştı İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara’ya getirilen Fincancı, sorgusunun ardından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılığın sevk yazısında, Fincancı’nın çok geniş kitlelere ulaşabilecek bir yayına katıldığı belirtilerek, “şüphelinin söz konusu canlı bağlantıda Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi başkanı unvanını da kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine yasal olarak vermiş olduğu resmi bir unvanı PKK silahlı terör örgütünün basın yayın araçlarından biri olan Medya Haber TV'de kullanmak suretiyle terör örgütü propagandasında paylaştığı” kaydedildi.
Yazıda, Fincancı’nın skype üzerinden bağlanması nedeniyle televizyonda paylaşılan ekran görüntülerinden haberinin olmadığını söylemesine karşın, programın görüntülü veya sesli görüşme şeklinde iletişim sağladığı, Medya Haber TV'nin canlı bağlantı görüntülerinde şüphelinin kulaklık takmak suretiyle belli bir ekrana baktığı net bir şekilde görüldüğü, program sunucusunun da hakkında arama kararı bulunan Selahattin Işıldak Kod isimli Adnan Göksungur olduğu ifade edildi. Söz konusu yayındaki ekran görüntülerinde, PKK silahlı terör örgütü üyelerinin çok sayıda resminin bulunduğu, arka fondaki yazıda da ‘örgütsel saikle ve propaganda yapmak’ kastıyla ‘Zap'ta kimyasal silahla gerillalar katledildi’ ifadesinin kullanıldığı kaydedilen yazıda, “Şüphelinin söz konusu resim, yazı ve yapılan canlı bağlantı kapsamında PKK silahlı terör örgütünün canlı yayında, ana haberde spiker tarafından propagandasının yapıldığını bildiği halde canlı bağlantı yaptığı, adli tıp uzmanı sıfatıyla uyumsuz olacak şekilde sadece kaynağı belirsiz bir video üzerinden ‘toksik, kimyasal, zehirli gazlar kullanılmış’ diyerek açıklama yaptığı ve tıbbi teşhis ve tanı koyduğu” öne sürüldü.
Sevk yazısında ayrıca, TTB Kanununa göre, birliğin tabipler arasındaki mesleki dayanışmayı ve meslek mensuplarının yararlarını korumak amacıyla kurulduğu Ancak Fincancı’nın katıldığı yayında TTB Başkanı olarak isminin geçtiği, örgüte ait olduğunu bildiği bir kanalda TTB Başkanlığı gibi legal bir sıfatla açıklamalar yaparak PKK’nın eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, böylece Fincancı’nın Türk Tabipler Birliği'nin kanunla getirilen kuruluş amaçları dışında hareket ederek, propaganda eylemine dahil olduğu öne sürüldü.
Savcılık sorgusunun ardından mahkeme sevk edilen Fincancı tutuklanarak Sincan Cezaevine gönderildi.
Fincancı, savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi: “19 Ekim tarihinde Almanya'nın Berlin şehrinde bir konferansa katılmak için bulunduğum süre zarfında beni Medya Haber TV'den şahsen tanımadığım bir kişi sabah saatlerinde aramak suretiyle Medya Haber Tv'ye canlı bağlantı yapmam için bana ulaştılar. Benim cep telefonu numaram herkeste olduğu için numaramı nereden aldıklarını bilmiyorum. Söz konusu haber kanalının PKK silahlı terör örgütüyle bir irtibatı olup olmadığıyla hekim olarak bilmiyorum ve ilgilenmiyorum da. 18 Ekim tarihinde Almanya’da Roza Lüksemburg Vakfının "Cezaevi Ve İnsan Hakları" konulu bir konferansında yine nerenin vatandaşı olduğunu bilmediğim, o ortamda tanıştığım bir meslektaşım içinde bulunduğum hekim arkadaşlarıma bir video gösterdi. Bizler bu videoyu izleyip karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunduk. Benim Medya Haber Tv'de canlı yayında yaptığım bağlantı öncesinde video hakkında böyle bilgi sahibi oldum. Bana sormuş olduğunuz incelenen görüntüler kapsamındaki kimyasal, toksik ve zehirli gazlarla ilgili yorum bir ön değerlendirmedir. Hekimler arasında yapmış olduğumuz video değerlendirmesi ile canlı bağlantıya çağrılmam arasında bir irtibat yoktur. Benim yaptığım bu ön değerlendirmede de herhangi bir kurum ve kuruluşa müracaatımız olmuyor. Uluslararası Cenevre Sözleşmesinde bir araştırma yapılması için devletler tarafından başvuru yapılmasını gerekmektedir.
Yine ekranda görünen kulaklık ile yapmış olduğum bağlantıda ben karşıda sadece spikerin yüzünü görmekteydim. Benim haricen bir cep telefonuyla bir görüşmem olmadı. Doğrudan Skype üzerinden bağlandım. Kapatmam suretiyle bağlantım sonlandı. Kalmış olduğum otelin odasında otelin interneti ile bu bağlantıyı sağladım. Benim bundan önce Medya Haber TV gibi kimyasal silah kullanımına ilişkin canlı bağlantım olmamıştır. Yine kimyasal silahlar üzerinde Türk Tabipleri Birliği bünyesinde oluşturulan, Adli Tıp uzmanları derneğinin de aralarında bulunduğu 20 branş derneği tarafından "Kimyasal silahlar Gösteri Kontrol Ajanları" ve "Kimyasal Gösteri Kontrol Ajanlarıyla Temas edenleri Sağlık Sorunlarını Değerlendirme Raporu" isimli iki ayrı kitabın hazırlanmasında bizzat aktif olarak rol almıştım. Ayrıca Forensic Science International dergisinde bu konuda bilimsel makale ve yayınları da mevcuttur. 2012 yılında Bahreyn'de 2016 yılına kadar Galatasaray Üniversitesinde Hukuk Fakültesi öğrencileriyle otopsilere katıldım. Soruşturma konusu olayla ilgili olarak kimyasal gazlara ilişkin biber gazı, siyen gazı, siyester ve göz yaşartıcı gazlar nedeniyle yaşanan olaylara ilişkin otopsilere katılmışlığım vardır. Bu olaylara ilişkin örnek almışlığımız da vardır. Yine bu konuda otopsisi önce yapılıp değerlendirme için bize başvurulduğu durumlarda vardır.
Ben Kuzey Irak yerini IPPNW raporunda okumak suretiyle öğrendim. Kapalı bir alan olduğu anlaşılıyordu ve Kuzey Irak'ta olduğundan bir bilgimiz rapor kapsamında yoktur. Bu hususu da yine yukarıda belirtmiş olduğum gibi 18 Ekim’de videonun izlendiği hekim arkadaşlarımın grubunda söylemiştir. O arkadaşlarda IPPNW grubuna üyedir. Beni Medya haber TV’de canlı bağlantı için arayan kişiyi tanımıyordum. Yine söz konusu yayın kuruluşunun PKK silahlı terör örgütünün irtibatlı ve geçmiş haberlerini, yayınlarını bilmiyorum. Çünkü ben hiç haber izlemeyen, hatta kendi bağlantı yaptığım programları da sonrasında izlemeyen bir insanım. Yakın dönemde Türk Tabipler Birliği görevim ve otopsili pek bir olay olmadığı için aranmamıştım ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfında bulunduğum dönemde hak ihlallerinden dolayı daha sık aranıyor ve haber niteliği paylaşımlar ve adli tıp içerikli bilgime danışılıyordu”
Fincancı, çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadesinde ise şunları kaydetti: “Bana bağlandıklarında karşımdaki kişinin portresini görüyordum. Skype bağlantısında yayında ne gösterdiklerini görme şansım olmuyor. Bana gösterilen yayına yansıyan görüntü değil. Skype’ta gördüğüm, onların bana gösterdiği görüntüdür. Ben yayın boyunca onun yüzünü ve sonrasında kendi yüzümü gördüm. Yayına davet edilmemin nedeni adli tıp uzmanı olmamdır. TTB Merkez Konseyi Başkanı ibaresinin kullanıldığını başta görmedim. Bana ekranda kendi yüzüm gösterildiğinde bu ibareyi gördüm, o nedenle ‘bir hekim olarak’ diye ifade ettim. Çünkü bunun TTB ile ilgisi yoktur. Her yerde ne yazık ki bunu yazıyorlar. Sevk yazısında suçu meşrulaştırdığıma ilişkin bir iddia var. Ben kimliğimle suçu nasıl meşrulaştırabilirim? Suç varsa araştırılır, kanıtlanır. Hangi kimliğimle suçu meşrulaştırdım? TTB Merkez Konseyi Başkanı olduğum için mi, adli tıp uzmanı olduğum için mi?”
Ne olmuştu?Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK'ya yönelik yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarının tarafsız heyetlerce soruşturulması gerektiğini ifade edenŞebnem Korur Fincancı hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama' suçlarından, soruşturma başlatmıştı. Şebnem Korur Fincancı, "Sanki ben kimyasal kullanılmıştır demişim gibi haber yapıyorlar. Öyle bir şey demedim ben. Canlı yayında konuşuyorum. Hani diyorum ki bir kimyasal etkisi olabilir. 'Sinir sistemini etkileyen o istemsiz hareketler nedeniyle bunun araştırılması gerekir' diyorum. Yani görüntüler de bunu söylemek olanaklı değildir diyorum canlı yayında. Sanki ben 'kimyasal var' demişim gibi lanse ediyor. Onların o şekilde yapması da sorumsuzluk tabii ki. Ben eleştirilerimi de yönelttim kendilerine" açıklamasını yapmıştı. Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün (24 Ekim)kabine toplantısının ardından TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı üzerinden TTB'yi hedef gösterdi. "TTB Başkanı'yla ilgili yargı harekete geçmiştir. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız. Böyle bir şahsın adı Türk’le başlayan kurumun başında olmasını milletimizin tüm fertlerini rahatsız ettiğine inanıyorum." dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ise bugün partisinin grup toplantısında Türk Tabipleri Birliği'nin kapatılmasını, yönetimine en ağır ceza verilmesini ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve yönetiminin Türk vatandaşlığından çıkarılmasını talep etti. Fincancı hedef göstermelerin ardından gözaltına alındı. |
TIKLAYIN | TİHV-İHD: Fincancı’nın tutuklanması yargı bağımsızlığı ve demokrasi için utanç vericidir
TIKLAYIN - Erdoğan ve Bahçeli’nin tepki gösterdiği TTB Başkanı Fincancı gözaltına alındı
TIKLAYIN - TTB'den Şebnem Korur Fincancı’ya destek: Hedef gösterilmesini kabul etmiyoruz