Taraf yazarı Süleyman Yaşar, TÜİK verilerinde tutuklu ve hükümlülerin istihdam edilemeyenler arasında sayılmadığını bu nedenle gerçek işsizlik oranının yüzde 10.1 değil, yüzde 10.7 olduğunu öne sürdü.
"Anlayacağınız Türkiye’de işsizlik verileri muğlâk. Kayıtdışı istihdam tahmini sorgulanmalı. Çünkü iki ayda yüzde 1,1 oranında artış görünüyor kayıtdışında. Buna ilave olarak tahmine gerek olmayan veri cezaevindekiler için Adalet Bakanlığı’nda var. Ama TÜİK’in işsizlik ölçümü tanımlarında cezaevindekiler belirsiz" ifadesini kullanan Yaşar, "Dolayısıyla kayıtdışı istihdam tahminini doğru kabul etsek bile tutuklu ve hükümlüler dikkate alındığında işsizlik oranı resmî olarak gösterilenin epeyce üzerinde seyrediyor" diye yazdı.
Süleyman Yaşar'ın "Hapishanedekileri istihdam sayıp işsizliği düşürüyorlar" başlığıyla yayımlanan (24 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Bildiğiniz gibi bir ekonomi yönetiminin başarısı işsiz sayısıyla ölçülür. İşsizlik yüksek olursa ekonomi yönetimi başarısızdır. İşsizlik düşük olursa ekonomi yönetimi başarılıdır. Çünkü yeterince istihdam yaratmayan bir ekonomi iyi yönetilmeyen bir ekonomi olarak değerlendirilir. Yine işsizlik oranı gelir dağılımındaki adaleti de etkiler. Bir ülkede işsiz sayısı yüksek düzeydeyse gelir dağılımda adalet bozulur. Çünkü uzun süreli işsizler asgari geçim düzeyinin ya da açlık sınırının altında yaşarlar.
Gelelim bu konuyu niye ele aldığımıza…
Ele aldık çünkü Türkiye’de işsizlik yüzde 10 oranının üzerinde seyrediyor. Bu işsizlik oranı Türkiye’nin aynı kategoride olduğu pek çok yükselen ülkenin üzerinde bulunuyor. Benzeri ülkelerin işsizlik oranları şöyle; Güney Kore’de yüzde 3,7, Meksika’da yüzde 3,9, Hindistan’da yüzde 4,9, Pakistan’da yüzde 5,9,İsrail’de yüzde 4,9, Suudi Arabistan’da yüzde 5,6, Rusya’da yüzde 5,9, Malezya’da yüzde 3,5,Endonezya’da yüzde 5,5, Çin’de yüzde 4, Polonya’da yüzde 9,2 düzeyinde seyrediyor. Türkiye ise Mart 2016’da yüzde 10,1 işsizlik oranıyla dünyada en çok işsizi olan dördüncü ülke oluyor. Türkiye’nin üzerinde Güney Afrika, Mısır ve Brezilya bulunuyor.
Gelelim şimdi Türkiye’de işsizlik oranının niye azalmadığına…
Azalmıyor çünkü; Türkiye istihdamı artıran imalat sanayiine yeterli kaynak aktarmıyor. Kaynaklarını son yıllarda özellikle lüks AVM, lüks konut ve lüks otomobillere yatırıyor. Dolayısıyla bu lüks tüketimle büyüme yeterli istihdamı sağlayamıyor. Ve artan nüfus istihdam edilemiyor. Bu arada bir de ölçüm sorunu var. Bunlardan bir tanesi kayıtdışı istihdamın ölçülmesi oluyor. Şimdi sıkı durun; Ocak 2016’da TÜİK, kayıtdışı istihdam oranını yüzde 31,8, işsizlik oranını yüzde 11,1 olarak ilan etti. Aynı TÜİK Mart ayında kayıtdışı istihdamı birdenbire yüzde 32,9’a çıkardı, işsizlik oranı bu arada yüzde 10,1’e geriledi. Eğer asgari ücret arttığı için kayıtdışı istihdam yükseldi diye düşünülürse bunu yıl başında dikkate almak gerekirdi. Çünkü zamlı asgari ücret yıl başından geçerli oldu. Bu bir ölçme hatası olarak değerlendirilebilir.
Yine TÜİK’in işsizlik ölçümü tanımlarında hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlülerle ilgili herhangi bir bilgi yok. Dolayısıyla tutuklu ve hükümlüler istihdam edilemeyenler arasında sayılmıyor. O hâlde Adalet Bakanlığı verilerine göre 31.03.2016 itibarile cezaevlerinde bulunan 187 bin 647 hükümlü ve tutuklu ilave edildiğinde Türkiye’de işsizlik oranı Mart 2016’da yüzde 10,1 değil yüzde 10,7 oluyor. Bu konu yani cezaevlerindekiler Amerikalı iktisatçılar arasında da tartışma konusu oldu. Çünkü Amerikan hapishanelerinde bulunanlar, işsizlik ölçümünde dikkate alınmadı. Hâlbuki 1995’te Amerikan cezaevlerinde bulunanların sayısı 1,5 milyona ulaştı. Bu sayı çalışma yaşındakilerin yüzde 1,5’una denk düşmekteydi. Dolayısıyla bu sayının resmî istatistiklerde ihmal edilmesi gerçek işsiz sayısının saklanmasına neden oldu. (Kaynak: The Economics of Inequality, Thomas Piketty, 2015)
Anlayacağınız Türkiye’de işsizlik verileri muğlâk. Kayıtdışı istihdam tahmini sorgulanmalı. Çünkü iki ayda yüzde 1,1 oranında artış görünüyor kayıtdışında. Buna ilave olarak tahmine gerek olmayan veri cezaevindekiler için Adalet Bakanlığı’nda var. Ama TÜİK’in işsizlik ölçümü tanımlarında cezaevindekiler belirsiz. Dolayısıyla kayıtdışı istihdam tahminini doğru kabul etsek bile tutuklu ve hükümlüler dikkate alındığında işsizlik oranı resmî olarak gösterilenin epeyce üzerinde seyrediyor.