Tuzla mezarlığı!

Tuzla mezarlığı!
Tuzla tersanelerinde 1992'den bu yana 128 işçi öldü. Geçen yıl 12 işçinin ölmesinin ardından tersane yetkilileri Tuzla'da güvenlik önlemlerinin almasına rağmen tersaneden yeniden bir ölüm haberi geldi.Her yıl çok sayıda işçinin güvensiz çalışma ortamlarında yaşanan iş kazalarıyla hayatını kaybettiği Tuzla tersanelerinde, ölüm ve yaralanmaların patladığı 2008 yılının ardından alınan önlemler rafa kalktı. Milliyet gazetesinin haberine göre, kamuoyu baskısıyla alınan önlemlerin azalması nedeniyle 2009’da ölümler yeniden hortladı. Liman Tersane Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) Genel Başkanı Cem Dinç, tersanelerde kısa bir süre uygulanan güvenlik önlemlerinin ekonomik kriz nedeniyle rafa kaldırıldığını ve 2009’da 12 kişinin tedbirsizlik sonucu öldüğünü söyledi. Bareti bile olmadan çalışan, sigarayla patlayıcı maddelerin arasında dolaşan işçiler yeni ölümlerin habercisi adeta.Tuzla tersaneleri 1992’den bu yana 128 işçiye mezar oldu. Kimi korkuluksuz güverteden ambara düşerek, kimi özel kıyafet giymediği için elekt-rik akımına kapılarak, kimi de çuvalla yapılması gereken testlerde kullanıldığı için öldü. 2000’li yıllarda üretimin artmasıyla hızlanan çalışma trafiği ölüm vakalarını da artırdı. 2007’de 12, 2008’de 29 işçi can verdi. 2008’deki bu ani artışla oluşan kamuoyu baskısı tersanelerdeki güvenlik önlemlerini artırdı. Ancak bu kez devreye ekonomik kriz girdi.‘Canımı veririm!’Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç, 2008’deki tepki ve artan kontroller nedeniyle işçilerin büyük bölümüne güvenlik giysilerinin verildiğini, önlem alındığını belirterek şunları söyledi: “Ekonomik kriz gündeme gelince işçiler azaltıldı, güvenlik önlemleri rafa kaldırıldı. İşçi sayısı 40 binden 20 bine kadar düştü. Maliyet nedeniyle özel giysiler, diğer önlemler unutuldu. İşçiler de işlerini kaybetmemek için tehlikeli de olsa her şartta çalışmayı göze alıyorlar. 2009’da işçi sayısı yarı yarıya düşmesine rağmen 12 işçinin ölmesi, ölüm oranının arttığını ve artacağını gösteriyor.Kızakların altında odaGemilerin üzerinde çalışan işçilerin bir kısmı baret kullanırken, bazı işçiler buna gerek duymuyor. Bazı işçiler ise oksijen ve gaz tüplerinin, yanıcı ve parlayıcı kimyasal maddelerin bulunduğu çalışma alanına elinde sigarayla girmekte sakınca görmüyor. Dinç’e göre, bu tablo işçilerin güvenlik eğitimi almamalarının yanı sıra, gerekli kontrolün yapılmadığını kanıtlıyor. Binlerce tonluk gemilerin çekildiği kızakların altında işçilerin kullandığı odaların bulunması da ihmal tablosunu tamamlıyor.Tersaneler boşaldıKriz nedeniyle tersanelerde üretimden çok tamirat yapılıyor. Birçok tersane müşteri bekliyor. Bu en çok işçileri tedirgin ediyor. Dinç, Çin’deki ucuz işgücü nedeniyle dünya genelinde çoğu tersanenin zor günler yaşadığını anlatıyor. Taşeron firmaya bağlı işçilerden Hüseyin Gökdelen, geçen yıl 12 kişi çalışırken bu yıl sayılarının 6’ya düştüğünü anlatıyor. Kriz nedeniyle Bartın’a taşınan Feridun Şenyüz ise iş bulamadığı için yeniden Tuzla’ya döndüğünü söylüyor.11 aydır sipariş yok 17 bin işçi çıkarıldıDünyayı sarsan ekonomik kriz öncesi 4-5 yıl sonrasına gemi siparişi alan tersaneler, Kasım 2008’den bu yana sipariş alamıyor. 2006-2008 yılları arasında alınan ve 2009’da inşasına başlanması planlanan 90 adet siparişten 74’ü iptal edildi. Tuzla’daki 44 tersanede çalışan 24 bin işçiden 13 bin 500’ü son 13 ayda kriz nedeniyle işten çıkartılırken, Türkiye genelindeki tüm tersanelerde aynı süre zarfında işten çıkarılanların sayısı 17 bin 620’yi buldu.Temmuz 2008 itibariyle 1.6 milyar dolar olan gemi sanayi ihracat rakamı, Temmuz 2009’da yüzde 40 gerileyerek 1 milyar dolara indi. Yetkililer, yeni siparişler alınmaması durumunda işsiz kalacaklarını söyledi.Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak, tersaneciliğin bittiğini, şu anda sıfır noktasına indiğini söyledi. TOBB Türkiye Denizcilik Meclisi Başkanı Erol Yücel de, “Gemi sanayiinde belli bir yere gelmiş ülkeler krizde sektöre yardım eli uzatırken, biz destek alamadık. Yaklaşık 50 bin insan işsiz kaldı” dedi.2009’daki 12 işçinin ölüm nedenleriHikmet Kaya (25): 20 Ocak Patlama (Sedef Tersanesi)Selim Sevgili (30): 8 Şubat Sıkışma (Dentaş T.)Cemil Akgül (28): 18 Şubat Elektrik çarpması (Çiçek T.)Hüseyin İbir (29): 8 Haziran Patlama (Çelik Tekne T.)Süleyman Kırgül (34): 10 Haziran Patlama (Çelik Tekne T.)Bayram Kütük (44): 8 Temmuz Yanarak (Çeliktrans T.)İrfan Uçkur (35): 14 Ağustos Elektrik çarpması (Tuzla Gemi T.)Hüseyin Aytaç (33): 28 Ağustos Elektrik çarpması (Ustaoğlu T.)Halil Daş (26): 29 Eylül Yüksekten düşme (Desan Tersanesi)Şinasi Öztürk : 5 Mart Üzerine sac düşerek (Gölcük Türker T.)Mustafa Sıva (23): 10 Mart Zehirlenerek (İzmir Aliağa)Aydın Can (39): 10 Nisan Yüksekten düşme (Marmara T.)Düşerek ölüyorlarTersanedeki ölümlerin en büyük nedeni yüksekten düşme ve elektrik çarpması. Korkuluk ve bariyerler yeterli olsa, yüksekten düşerek ölenlerin sayısı bu ölçüde artmayacak.Halil öldü, akrabası lastik ayakkabıyla çalışıyorSon kurban 26 yaşındaki Şanlıurfalı boya işçisi Halil Daş oldu. Eski AK Parti Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu’na ait Desan Tersanesi’nde çalışan Daş, 22 Eylül gecesi çalıştığı gemide yüksekten ambara düşerek ağır yaralandı. 2 çocuk babası Daş bir hafta sonra öldü. Kaza yerinin fotoğraflarını gösteren Cem Dinç, Daş’ın korkuluğu olmayan merdivenlerden inerken düştüğünü, büyük bir ihmale kurban gittiğini öne sürdü. Daş’ın akrabası Halil Ceylan da Tuzla’da işçi olarak çalışıyor. Ceylan’ın ayağındaki lastik ayakkabılar, güvenli kıyafetlerin hâlâ kullanılmadığını gösteriyor. Dinç, “Demir uçlu, özel güvenlikli ayakkabılar olması lazım. Bu lastik ayakkabılarla ayağa demir, çivi her şey batabilir. Ağır bir şey düştüğü zaman ayağını kaybedebilir” dedi.