Tüzük kurultayının iptali sonrası MHP'de neler olacak?

Tüzük kurultayının iptali sonrası MHP'de neler olacak?

Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, MHP'nin (Milliyetçi Hareket Partisi) 19 Haziran 2016'da yapılan olağanüstü tüzük kurultayının iptaline ve kurultayda alınan tüm kararların geçersiz sayılmasına karar verdi.

MHP'den ihraç edilen muhaliflere göre bu, beklenen ve şaşırtıcı olmayan bir karar. Öte yandan MHP Genel Merkezi ile yol ayrımı uzun zaman önce derinleşen muhalifler için bu karar, MHP'de siyaset yapma ihtimallerini artık hukuken de ortadan kaldırdı.

Partiden ihraç edilen muhaliflerden Meral Akşener Twitter'dan paylaştığı mesajda, "Kongre iptal oldu. Tam 10 dakikada dava bitti. 10 dakikada verilecek bir karar için bir yıl beklendi. 700 delegenin iradesi yok sayıldı. Adaletin ruhuna El Fatiha" dedi.

Özdağ: Siyasi amaçla bekletiyorlardı, şaşırmadım

BBC Türkçe'ye konuşan, MHP'den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, mahkemenin kongreyi iptal kararını şaşırtıcı bulmadığını ve bir süredir bu kararı beklediklerini söylüyor:

"Bu kararı zaten bir seneden beri bekletiyorlardı, siyasi amaçla yapılan bir bekletmeydi. Dolayısıyla şimdi de siyasi bir neticenin ortaya çıkması beni hiç şaşırtmıyor. Açıkçası mahkemeden aksi bir karar çıksaydı asıl o zaman şaşırırdım.

"Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması, kuvvetler ayrılığının yok edilmesi sürecini hep birlikte yaşadık. Zaten bizim verdiğimiz mücadele de başından beri Türkiye'nin birliği ve hukuk devleti mücadelesiydi. Bundan sonraki sürece ilişkin yol haritamızı arkadaşlarımızla değerlendiriyoruz."

Halaçoğlu: Yeni partinin tabanını MHP tabanı oluşturacak

MHP'den ihraç edilen bir diğer siyasetçi olan Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu da, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, mahkeme kararının kendileri açısından 'beklenmedik olmadığını' söylüyor ve bu kararı 'hukuki değil siyasi bir karar' olarak nitelendiriyor:

"Referandumda seçim kanununda açık ve net yer alan (mühürsüz pusulaların geçerli sayılması) bir takım hükümleri ayaklar altına alan bir hukuk anlayışının bu kararı vermesi gayet doğal. Yarıdan fazla delegenin verdiği imzalar ve Yargıtay onayı ile yapılan kongrenin mahkeme tarafından reddedilmesini, belli bir siyasi sebeple alınmış bir karar olarak değerlendiriyorum.

"Kaldı ki bu kongre tüzük değişikliğiyle ilgili bir kongreydi ve haliyle yapılacak bir genel başkanlık seçimi için yol açacaktı sadece. Bunu bile reddedip bütün yolları kapattıklarına göre artık, Türkiye'yi hukuk devleti olarak nitelendirmek mümkün değil. Biz yine de bu konudaki mücadelemizi hukuk çerçevesinde sürdürmeye devam edeceğiz."

Halaçoğlu, MHP'li muhalifler tarafından yeni kurulacak bir partinin, referandumda "Hayır" oyu veren MHP tabanını bir araya getireceğini belirtiyor:

"Önümüzdeki süreç için her şeyi değerlendiriyoruz ve çeşitli anketler yapıyoruz. MHP'ye oy veren taban, referandumda % 85-90 oranında 'Hayır' dedi. Bu seçmenler zaten bir daha bu sisteme 'Evet' demezler ve yeni kurulacak partinin tabanı olarak yer alırlar. Onun dışında bu partiye başka partilerden ve siyasi görüşlerden seçmenler de gelecektir. Çünkü bu bizim anlayışımız, hem Milliyetçi hem muhafazakâr ama aynı zamanda demokrat ve hukuka bağlı, Türkiye'nin temel değerlerine sahip nitelikte geniş tabanlı bir yapı meydana getirmek"

Halaçoğlu, 16 Nisan'dan sonra artık partilerin öneminin kalmadığını ve asıl hedefin 2019'a iyi bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmak olduğunu söylüyor:

"Her ne kadar kirli bir oyun oynanarak 'Evet' çıkarılmış olsa da, sonuçta bir Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilecek.

"Asıl olan şey Cumhurbaşkanlığı seçiminde iyi bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarıp onu kazanmaktır. Bir Cumhurbaşkanı seçtiğimiz takdirde, o başkan tekrar Anayasa değişikliğine gider ve doğrudan doğruya parlamenter sisteme geri döner. Çünkü parlamenter sisteme dönmediğiniz takdirde Türkiye'deki siyasi yelpaze de herhangi bir hükmü olmayan yelpazedir, hangi parti olursa olsun."

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: Muhalifler Pennsylvania destekliydi

Mahkeme kararını BBC Türkçe'ye değerlendiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6 gün önce başlattığı Adalet Yürüyüşü'nü kast ederek, "Bugünlerde otobanlarda adalet arayışı içerisinde olan çevreler, adalet kavramıyla gündemi işgal ediyor. Fakat bu mahkeme kararını da onlara nispet yaparak ifade ediyorum ki, hak yerini buldu ve adalet yeniden tesis edildi" diyor.

MHP'den ihraç edilen bir diğer isim olan Sinan Oğan'ın Twitter'daki, "Bu karar göstermiştir ki, Türkiye'de Adalet iktidarın emrindedir. Adalet Hakimlerin vicdanları yerine Hükumetin talimatıyla yapılıyor. Dün FETÖ'nün emrine giren Adalet bugün AKP'nin emrindedir. Bugün en acil konu Adalet'i iktidar ve FETÖ tahakkümden kurtarmaktır" açıklamalarının aksine Yalçın, son bir buçuk yıldır MHP ve onun değerlerinin 'mahkeme koridorlarına düşürüldüğünü' söylüyor.

Zannedilenin aksine yaşananların bir parti içi muhalefet olmadığını vurgulayan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bu çabalar MHP'yi ele geçirme veya yok etme çabalarıydı. Bu gerçekliği 15 Temmuz gecesi ve sonrasında çok aleni bir şekilde gördük. Tüm bu çabalar bugün alınan yargı kararıyla sona ermiş oldu.

"MHP'ye ayar vermeye çalışan çevrelere dikkat ettiğimizde, farklı bağlantıların olduğunu görürsünüz. Özellikle bir yer kast ediyorum ki, tek bir yerden değil birkaç yerden yönetildiler, Pennsylvania destekli bir yönetimle MHP ele geçirilmeye çalışıldı. Ama sonuç itibariyle bunların başarılı olmadığını gördük."

'Yapılan korsan bir kongreydi'

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 18 Mart 2018'de yapılacak MHP kurultayını işaret ederek, bu doğrultuda 44 il ve 732 ilçede kongre çalışmalarının tamamlandığını, bu çalışmalara parti içi muhaliflerin de katılabildiğini belirtiyor:

"MHP'ye sadakatle hizmet eden dava arkadaşlarımız partimizin kongre sürecini yaşatıyorlar. Çok adaylı, az adaylı, tek adaylı kongreler gerçekleştiriliyor. Eğer iç muhalefet varsa bu kongrelere gelir, ilçe kongrelerinde muhalif arkadaşlarımız aday olabilirler, biz kimseyi engellemedik. İç muhalefet farklıdır, bir partiyi yok etmeye çalışmak çok farklıdır."

Meral Akşener'in Twitter üzerinden yaptığı, "700 delegenin iradesi yok sayıldı. Adaletin ruhuna El Fatiha" paylaşımını sorduğumuz Yalçın, "Orada bulunan noterin ilk söylediği rakam, çok düşük bir rakamdı. Dolayısıyla bu şahsın böyle söylemiş olması, rakamın doğruluğuna delalet etmez. Ayrıca orada yapılan korsan bir kongreydi. Yargı bunu tespit etti ve yok saydı" diyor.

Yalçın ayrıca, mahkemenin hükümetin güdümünde siyasal bir karara vardığına ilişkin yorumlara katılmadığını söylüyor ve 16 Nisan referandumunda da MHP'nin kendi politikaları gereği 'Evet' bloğunda yer aldığını söylüyor:

"Bir hukuksuzluk varsa, nereden gelirse gelsin MHP olarak buna karşı dururuz. Adaletin olmadığı bir ülkede her şeyin bir kaos haline geleceğini de idrak içerisindeyiz. Ancak adalet denilen kavramın farklı mecraların veya farklı siyasi partilerin değişik yorumlaması da kabul edilebilir bir davranış değil."

"MHP hiçbir siyasi gücün kontrolünde değildir. Referandumda da ortaya koyduğumuz tavır netti. Sonunda %51.5 da olsa bir 'Evet' oyunun çıkması, MHP'nin bu süreçteki başarısının ifadesidir. Bütün bunları yaparken, iktidar partisine hoş gözükmek için böyle bir teşebbüste bulunmadık."

Gazeteci Can: MHP'liler güçlü bir dalga hissetmezse başka partiye gitmez

MHP'yi yıllardır yakından izleyen gazeteci Kemal Can'a göre ise mahkemenin iptal kararı partide yeni sonuçlar doğurucu bir etkiye sahip değil.

BBC Türkçe'ye konuşan Can, kararın muhalifleri bambaşka bir düzlemde siyasete mecbur bıraktığı görüşünde:

"MHP Genel Merkezi tarafından beklenen ve hatta hazırlanan bir sonuçtu. Zaten hükümetin desteği ile başlayan yargı sürecinde MHP Genel Merkezi önemli ölçüde rahatlamıştı. Anladığım kadarıyla hem MHP, hem iktidar konunun bir an önce kapanmasını istedi ve son derece hızlı bir duruşma ile karar verildi.

"Bu karar sonrasında artık MHP'de siyaset yapma ihtimali kalmayan muhalefet bloğunun bundan sonra ne yapacağı bir soru işareti. MHP'de siyasetin kapısı yasal olarak da kapatıldığı için, Meral Akşener ve diğerlerinin alternatiflerine bir tür meşruiyet ve mecburiyet doğmuş oldu. Bu kararla birlikte, MHP muhalefeti diye harekete geçen bu bloğun artık hukuki bir takım belirsizlikler nedeniyle beklemek yerine, her ne yapacaklarsa siyaseten yapmak zorunda oldukları bir eşik oluşturulmuş oldu."

Kemal Can, bu noktada yeni bir parti kurmanın gündemde olduğunu ancak bunun MHP muhalifleri açısından zorlu bir test olacağını söylüyor:

"Bir partinin muhalefeti olarak siyasi hayatı devam ettirmekle, yeni bir siyasi hareket yaratmak aynı şeyler değil. Çeşitli araştırmalardan çıkan rakamlara göre, MHP seçmeninin önemli bir kısmı referandumda 'Hayır' dedi. Ama muhalefet yeni bir parti örgütlenmesi içerisinde var olduğunda, o potansiyelin ne kadarını bu yeni seçeneğe taşıyabileceğini bilmiyoruz. Dolayısıyla iktidar bu mahkeme kararıyla muhaliflere geri dönme şansını bırakmayarak, onları bu soru işaretinin cevabını görmeye zorluyor."

Can, referandumda 'Hayır' diyen MHP seçmenin kurulacak yeni partiye yönelmesinin önünde de bir takım engeller olacağını vurguluyor:

"Türkiye'deki seçmen, partisinden ayrılmak için çok daha somut gerekçelere ihtiyaç duyuyor. Sadece memnuniyetsizlikler değil, tercih edeceği partinin kazanma potansiyeli karar verme süreçlerinde çok belirleyici oluyor ve MHP şu anda iktidar bloğunda yer alıyor. Aslında çeşitli araştırmalara göre MHP tabanının yarısı mevcut yönetimden ve politikalardan rahatsız. Ama bu, bir iktidar alternatifi, güçlü bir dalga hissetmediği takdirde başka bir partiye gitme niyetinde değil."