TV'de hapçı hemşire, esrar satıcısı ve anarşist kadın karakterler

T24 - Amerikan TV kanalı Showtime ekranına televizyonlarda görmeye alışık olmadığımız kadın karakterler taşıyor. "Weeds" dizisinde esrar satıcısı Nancy Botwin,  "Nurse Jackie"de hastanelerden aşırdığı haplarla "kafayı bulan" Jackie ve son olarak "The Big C"de kanserle baş etmek için anarşizme kayan Cathy ile birlikte televizyondaki kadınlara dair algılarımız değişiyor.

Radikal'de yayımlanan haber şöyle:

Peki hangisi daha aykırı?

Weeds/ Mary-Louise Parker

Nancy’yi TV’nin en hakiki umutsuz ev kadını kabul edebiliriz. Kocasının ölümünden sonra, banliyöde hayatına devam edebilmek için mahalle sakinlerine esrar satmaya başlayan Nancy, altı sene sonunda bir uyuşturucu baronesine dönüşür. Bu süreçte o kadar çok düşman edinir ki, hayatına yeni bir kimlikle devam etmek durumunda kalır.

Suç ortağı kim? Vurdumduymazlığın kitabını yazan kayınbiraderi Andy. Bir zamanlar Nancy sorumlu, Andy sorumsuz bir karakterken, şimdi durum tam tersi. Sherlock Holmes ve Doktor Watson’dan beri en iyi ikili.

Ne kadar aykırı? Çaresizlikten uyuşturucu işine girdiği düşünülse de aslında Nancy için sınırları zorlamak hakiki adrenalin kaynağı. Çocuklarına verdiği normal aile olma sözünü mütemadiyen bozan, ‘cool’ kadın Nancy’nin tek yapmayacağı şey reşit olmayanlara uyuşturucu satmak.

Nurse Jackie/ Edie Falco TV’de uzun süredir bu kadar uçlarda dolaşan bir kadın karakter görmemiş olabiliriz. Mükemmel bir hemşire olan Jackie’nin hastalarla arası çok iyi ama iş arkadaşlarına karşı tam bir cadı. Aşık olduğu kocası ve iki kızıyla iyi bir aile hayatı var, ancak bunu iş arkadaşlarından saklıyor. En büyük hobisi ise, hastaneden yürüttüğü haplarla kafayı bulmak.

Suç ortağı kim? Havalı doktor Eleanor O’Hara. Jackie, karanlık dünyasını yalnızca en yakın arkadaşı Doktor O’Hara’yla paylaşıyor. Ne kadar aykırı? Günlük Vicodin ihtiyacını alabilmek için hastanenin eczacısı Eddie’yle her gün öğle saatlerinde seks yapabilecek kadar karmaşık bir ahlak anlayışı var.

The Big C/ Laura Linney

Sıradan bir hayatı olan lise öğretmeni Cathy kanser olduğunu öğrenince hayata bakış açısı yerinden oynar. Kocasını evden kovar, evinin minik bahçesine havuz inşa ettirir. Hastalığını herkesten saklayan Cathy, kalan zamanını içinden geldiğince yaşamaya kararlı. Suç ortağı kim? Yaşlı ve aksi komşusu Marlene. Varlığını yeni fark ettiği komşusu, doktoru dışında kanser olduğunu bilen tek kişi. Ne kadar aykırı? Cathy’yi günlük hayat anarşisti olarak kabul edebiliriz. Alışık olmadığı şekilde içinden geldiği gibi davranmaya başlayan Cathy, bahçesinde çıplak güneşleniyor, tüm emeklilik ikramiyesini bankadan çekip kendine lüks araba alıyor ve bunları, hiç düşünmeden yapıyor.