Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada yurt içerisindeki yüksek gıda fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bayraktar, “Üretici fiyatlarını ve ihracatı baskılayarak gıda enflasyonunu düşüremeyiz” şeklinde konuştu.
Gıda enflasyonunu düşürebilmek için yapılması gerekenlerin belli olduğunu belirten Bayraktar, “Bunun için her şeyden önce enflasyona neden olan faktörleri göz önüne almamız gerekiyor” dedi. İhtiyaç ve politika araçlarının belirlenmesi, çözümler üretilmesi gerektiğini kaydeden Bayraktar, “Yine ihracata kısıtlama getirme kısa vadede sonuca ulaşsa da orta ve uzun vadede ihracat pazarlarının kaybedilmesine ve ürün arzının azalmasına neden olacaktır” ifadelerini kullandı.
Gıda fiyatlarında yaşanan artışların ve fiyatlardaki dalgalanmaların, özellikle gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerde gıdaya erişimi zorlaştırdığını hatta kimi zaman imkânsız hale getirdiğini kaydeden Bayraktar, gıda fiyatlarındaki artışa çözüm bulmanın kolay olmayacağını belirterek, bu noktada üzerinde durulması gereken sektörün tarım olduğunu ifade etti.
Son aylarda gıda enflasyonuna sebep olan en önemli etkenlerden birisi olarak tarım üretici fiyat endeksinde aşırı artışları ön plana çıkaran Bayraktar, “Bu durum, tarımsal üretimdeki maliyet yüksekliğinin neticesidir. Yurtdışına büyük oranda bağımlı olduğumuz, mazot, gübre, zirai ilaç ve yem gibi girdiler tarımsal üretimde en önemli maliyet unsurlarıdır. 2022 yılıyla birlikte döviz kurlarındaki önemli artışlar bu maliyetleri de artırdı” dedi.
Bu maliyet unsurlarının yanında sulama ve sulamada kullanılan elektrik fiyatlarındaki artışlara da değinen Bayraktar, “Girdi fiyatlarında düşüş sağlanmadan üretici fiyatlarında düşüş sağlanması mümkün değildir. Pahalı girdilere ulaşamamanın neticesinde verim düşüklüğü ve yetersiz üretim de üretici fiyatlarının artışını getiriyor. Girdilerin üreticilerimize makul fiyatlardan temin edilmesi tüketiciye yansıyarak gıda enflasyonun azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.
Gıdaya ulaşımda önemli risk faktörlerinden olan kuraklığa da değinen Bayraktar, “Türkiye, Akdeniz çanağında küresel ısınmadan en kötü etkilenen ülkelerin başında geliyor. Önlem alınmazsa Türkiye'nin su kaynakları hızla kuruyacak, gıda güvenliği tehlikeye girecek, insanlarımızın gıdaya ulaşması zorlaşacaktır” şeklinde konuştu.
Sadece son 10 yılda su kullanımının üçte bir oranında arttığını söyleyen Bayraktar, “Su yönetimi politikaları hızla hayata geçmeli ve mevcut sistem değiştirilmelidir. Acil olarak açık sistemlerden kapalı sulama sistemlerine geçilmeli, daha az su isteyen kurak bölgelerin ekolojisine uygun ürünlerin yetiştirilmesi teşvik edilmelidir” dedi.
Üretimden vazgeçme noktasına gelmişken, cesaretlenip, tarlasına dönmeye çalışan çiftçiye destek olunması gerektiğini de söyleyen Bayraktar, “Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacaktır” dedi.
Türkiye'ye aşırı oranda gıda fiyat artışının yakışmadığını ifade eden Bayraktar, “Bir zamanlar uygulanan ithalatla fiyatları terbiye etme devri de geri kaldı. Artık paranız olsa bile ithalat yapamıyorsunuz. Neticede artık tarımsal üretimde en üst yeterlilik oranına kavuşmak gereği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, üretimde atıl kapasite en aza indirilmeli ve verimin artırılması ile üretim potansiyelinin istenen düzeyde kullanılması, gıda enflasyonu riskinin azaltılmasında önemli bir araç olacaktır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Gıda Günü’ne ilişkin açıklamalarında ise Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün kurulduğu 16 Ekim tarihinin, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını ifade ederek, “FAO'nun açıkladığı Dünya Gıda Endeksi verilerine göre aylık bazda son dönemde azalma söz konusu olsa da, uluslararası piyasalarda özellikle doğalgaz ve petrol gibi ham madde ve tarım ürünleri fiyatlarının artabileceği görülüyor” dedi.
Sorunların kısa sürede çözülmesini beklememekle birlikte istikrarlı politikaların ve uygulamaların bir an önce devreye girmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak, üreticimiz de tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır” şeklinde konuştu.