Üç günde bir kundaklama

Üç günde bir kundaklama

Almanya'nın Lübeck kenti 1996'da 17 Ocak'ı 18'ine bağlayan gece Almanya'nın yakın tarihinin en üzücü olaylarından birine sahne oldu. Hafen Caddesi 52 numarada 48 yabancının yaşadığı bina gece 3:30 sularında alevler içinde kaldı.

Binada yaşayanların bir bölümü alevlerden canını kurtarmak için kendini camdan attı, binadan çıkmayı başaramayan bazı kurbanlar dumandan zehirlendi. Korkunç olay 10 kişinin ölümüne, çoğu ağır 38 kişinin de yaralanmasına neden oldu.

Bugün o binanın yerinde bir otopark var. Caddenin karşı tarafında ise bir anıt o dehşet dolu geceyi hatırlatıyor.

18 Ocak'taki yangın Lübeck için ne ilk ne de tek. Lübeck'te 4 yıl boyunca ardı ardına kundaklama vakaları görüldüğünü belirten dönemin Belediye Başkanı Michael Bouteiller 90'lı yıllarda yaşananları "1996, Lübeck'te yaşadığımız 4 yangın yılından sadece biriydi. 1994'te Lübeck'teki sinagog yandı. 1995'te sinagoga tekrar kundaklama girişimi oldu. 1996'da Hafen Caddesi'nde mültecilerin yaşadığı binada 10 kişinin öldüğü korkunç yangın ve ardından 1997'de Cezayirli bir ailenin sığındığı St. Vicelin kilisesi yangını… Tüm bu olaylar kentte büyük üzüntüye ve güven sarsıntısına yol açtı. Soruşturmanın tek taraflı yürütülmesi ve kurbanların fail olarak gösterilmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Bugün elde olayla ilgili hiçbir ipucu yok. Bu dehşet verici. Olay örgüsü gerektiği gibi incelenmedi" sözleriyle aktarıyor.

İpuçları kayıplara karıştı

Hafen Caddesi'ndeki olay aydınlatılamadı. NSU cinayetlerinde olduğu gibi aşırı sağı hedef gösteren ipuçları takip edilmedi. Daha sonra söz konusu bu ipuçları kayıplara karıştı. Kundaklama olaylarının ardından kameralar önünde gözyaşlarını tutamayan Michael Bouteiller'e de o dönemde bombalı bir paketle saldırı girişiminde bulunulmuş, Bouteiller'ın yanında çalışanlardan biri patlama sonucunda ağır yaralanmıştı. Ancak tüm bu olaylar birbirinden bağımsız vakalar olarak ele alındı.

Köln'deki Keup Caddesi'nde çivili bomba saldırısının ardından da uzun süre boyunca kurbanlar suçlanmış, saldırının Türkler arasında bir çatışmanın ürünü olduğu savunulmuştu. Lübeck'te yaşananlarla ilgili bir kitap kaleme alan Berlinli gazeteci Wolf-Dieter Vogel "En çarpıcı olan nokta inatla mültecilerin, kundaklanan binada yaşayanların sorgulanmasıydı. Olayın ardında kurbanların suç teşkil edebilecek ne gibi bağlantılarının bulunabileceği incelendi. Binada yaşayan Lübnanlı bir mülteci hemen suçlu ilan edildi. Olay gecesi binanın çevresinde dolaşan, olayın faili olabilecekleri yönünde pek çok ipucu bulunan aşırı sağcı şüphelilerle ilgili olarak ise tutarlı bir inceleme yapılmadı" açıklamasını yapıyor.

Üç günde bir kundaklama

Ancak Wolf-Dieter Vogel aradan geçen 20 yılda önemli bir değişiklik olduğu görüşünde. Vogel bugün birçok Alman vatandaşının mültecilere destek verdiğini belirtiyor. Öte yandan Berlinli gazeteci kundaklama olaylarının bu denli artmasıyla ilgili endişesini de gizlemiyor.

Mültecilere yardım kuruluşu Pro Asyl'in başkan yardımcısı Bernd Mesovic 2015 yılında mültecilerin kaldıkları binalara yönelik 126 kundaklama olayı yaşandığını kaydediyor. Bu her üç günde bir binanın ateşe verildiği anlamına geliyor. Mesovic "2015'te kimsenin ölmemiş olması bence büyük bir şanstı" diyor.

Pro Asyl'ün verilerine göre geçen yıl mülteci yurtlarına yönelik 528 saldırı kayıtlara geçti. Almanya Federal Emniyet Dairesi'nin (BKA) verdiği bilgilere göre ise 924 vaka söz konusu. Yani 2015'te bir önceki yılın tam dört katı saldırı düzenlendi.