Üç sene önce Libya'ya asker gönderen İngiltere Suriye'ye neden 'hayır' dedi?

Üç sene önce Libya'ya asker gönderen İngiltere Suriye'ye neden 'hayır' dedi?

 

David Davis

Wall Street Journal

İngiltere, üç yıl önce katliamı durdurması için Libya'ya birliklerini gönderdi. Parlamento, Libyalı vatandaşları Muammer Kaddafi'nin birliklerinden korumayı amaçlayan ve Birleşmiş Milletler'in de desteklediği askeri müdahalenin arkasında durmuştu.

Bazı insanlar, Parlamento'da Perşembe günü yapılan oylamada müdahaleye hayır denmesini belki de bu yüzden yadırgadı. Tıpkı 2011 yılında Libya'da olduğu gibi Suriye de şimdi iç savaş içinde ve iktidarını korumak için kendi insanlarını katletmeye hazır bir diktatör tarafından yönetiliyor. Peki Parlamento, aynı soruya nasıl olup da iki farklı yanıt verdi?

Aslında Libya ile Suriye arasındaki benzerlikler son derece yüzeysel. Libya'da müdahale ahlaki açıdan kaçınılmazdı. Kaddafi güçleri, muhaliflerin elindeki son alanları da kuşatmıştı, insani bir felaket yaşamaya ramak kalmıştı ve askeri müdahalenin bu duruma son vereceği son derece açıktı. Suriye'de ise askeri müdahale işleri daha da kötüye sürükleyebilir.

Suriye rejiminin son derece kötü olduğuna şüphe yok ama bunu yıllardır zaten biliyoruz. Parlamentonun askeri müdahaleyi desteklemesi sadece rejim despot olduğu için değil, kimyasal silah kullanılması sonucunda yüzlerce insanın öldüğüne dair kanıt bulunduğu için de istendi.

Kimyasal silah kullanılması elbette ki dehşet verici bir suç ama Suriye'deki iç savaşta her iki tarafın da işlediği bir dizi suçtan yalnızca biri.

 

2 yıldır hiçbir şey yapmamışken neden şimdi?

 

Esad güçlerinin; muhalifleri top ateşine tutması cezasız kaldı. Birleşmiş Milletler'e göre iç savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 100 binden fazla. Siviller, keskin nişancılar tarafından vuruldu, napalm bombaları ile öldürüldü, çöken binaların altında kaldı. Bunların hiçbiri, kimyasal silaha maruz kalmaktan daha az kötü değil. Geçtiğimiz hafta Parlamento üyelerinin birçoğu kendilerine, iki yıldan uzun bir süredir hiçbir şey yapmamışken İngiliz hükümetinin neden birden müdahale etmek için aceleye düştüğünü soruyordu. Dahası, kimyasal silah saldırılarına ilişkin yayınlanan son raporlar cevaptan çok yeni sorular yarattı.

Hem İngiliz hem de ABD hükümetleri kimyasal silahı yalnızca Esad'ın kullanmış olabileceğini söyledi ama kanıtlar hiç de açık değil. İngiliz hükümetinin kendi Ortak İstihbarat Komitesi bile kimyasal silah kullanımının Batı'yı müdahaleye sürükleyeceğini bile bile Esad'ın neden böyle bir şey yapmış olabileceğini anlayamadığını kabul etti.

Esad'ın gaz saldırıları ile ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğu hakkında da soru işaretleri oluştu. ABD ajanlarının dinlediği telefon konuşmalarından birinde Suriye ordusundan öfkeli bir subayın askerlerin neden kimyasal silah mevzilediğini sorduğu biliniyor. Bu durum, saldırıların Esad'ın bilgisi ya da izni olmadan paniğe kapılmış yetkililerce başlatılmış olabileceğine işaret ediyor. Hatta kimyasal saldırı ordudaki herkesi şaşırtmış olabilir.

 

Muhaliflerde sorumlu olabilir

 

Gaz saldırısı, muhaliflerin işi bile olabilir. ABD Başkanı Obama, kimyasal silah kullanımının kendileri için kırmızı çizgi olduğunu belirtmişti. Esad'ın yavaş yavaş üstünlük elde ettiği düşünüldüğünde muhaliflerin ABD'yi için içine çekmek istemesi hiç de şaşırtıcı olmaz. Biri BM'nin Suriye temsilcisinden olmak üzere elimizde, muhaliflerin sarin gazına erişimlerinin olduğunu ve kullanmaktan çekinmeyeceklerini bildiren güvenilir raporlar var. Suriye'de neler olduğunu gösteren daha güvenilir bir istihbarat olmadığı sürece İngiltere yok yere bir savaşa sürükleniyor olabilir.

Parlamentoda geçtiğimiz hafta yapılan tartışmalarda David Cameron hükümeti, Esad'ın işlediği suçlar için cezalandırılması gerektiğini söyledi. Bu durumun nereye ulaşabileceği kesin değil. Birincisi; Suriye hava saldırılarına karşılık verebilir. İkincisi, hassas güdümlü füzelerin dahi hedefi şaşırma ihtimali var. Esad'ı cezalandırmaya çalışırken daha fazla sivilin ölümüne yol açabiliriz.

Dahası, askeri müdahalenin sonuçları Suriye sınırlarını aşabilir. Vladimir Putin, Esad rejimine uçaksavar füzeleri sağlamış durumda. Suriye'nin askeri hedeflerine saldırırken Rusya'dan karşılık görebiliriz. Rusya, İngiliz füzelerinin Suriye'de yok ettiği ne varsa yerine iki katını koyabilir. Cezai saldırılar, barış ihtimalini daha da uzak bir hale getirebilir.

Kendi Başbakanınızın Avam Kamarası'nda yenilgiye uğradığını görmek her zaman rahatsız edicidir. Ama şunu da söylemek gerekiyor, hükümetin çıkış noktası (daha fazla sivilin ölümünü önlemek) net olsa da stratejisi açık değildi.

Müdahale karşıtı değilim ama aynı şekilde sorgulamadan müdahale yanlısı biri de değilim. Askeri müdahale seçeneği masaya geldiyse müdahalenin nereye varmasının amaçlandığı da net bir şekilde ortaya koyulmalı. Olay insani müdahalede bulunmaksa amaç sivilleri korumak olmalı. Ancak zaten kırılgan bir durumla karşı karşıyayken cruise füzeleri ile bunun nasıl sağlanacağını anlamak zor.

Elimizde yeterince gerçek yokken füzelerle savaşa koşmak hiçbir zaman doğru değil. Parlamento, geçtiğimiz hafta hükümeti yolundan döndürmekle doğru olanı yaptı.