Üç ülke krizi erken atlatacak

Üç ülke krizi erken atlatacak
İkinci Dünya Savaşı sonrasının en büyük ekonomik krizi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere ekonomileri sarsıyor. Referans gazetesinin haberi, kriz öncesinde borçlarını kapatıp döviz rezervlerini artıran bazı gelişen piyasa ekonomilerinin bu sorunlu günleri çok daha kolay aşacağına vurgu yapıyor. Piyasalarda yaşanan kaosun doğal bir döngüsü vardır. Yatırımcılar paniğe kapıldıklarında genellikle ilk olarak gelişen piyasalardan kaçarlar ve ancak küresel ekonomi iyileşip, işler normale döndüğünde geri dönerler. Geçen yıl da her şey bu plana göre gelişti. Gelişen piyasaların birçoğu değerlerinin yarısından fazlasını kaybetti. Aynı dönemde Standard & Poors (S&P) 500 endeksi ise yüzde 38,5 düşüş yaşadı. Bununla birlikte geçen krizlerden ders alarak borçlarını kapatan ve döviz rezervlerini artıran Çin, Brezilya, Rusya gibi bazı gelişen piyasa ülkelerinin bu yılın ilk çeyreğinde kaybı daha azdı ve geçen ayın başında başlayan iyileşme döneminde daha fazla yükseldiler. Çin'de Şanghay Bileşik endeksi bu yıl yüzde 34 büyürken, Rusya'da Moskova Borsası da yılbaşından bu yana yüzde 28 yükseliş kaydetti. Brezilya'daki Bovespa endeksi de yılın ilk 3 ayında yüzde 9 büyüdü. Öte yandan ABD'de S&P 500 endeksi yüzde 11,7 geriledi. Akılcı önlem alanlar daha kuvvetli oldu Uzmanlar geçmişte alışılandan farklı olan bu durumu yorumlama konusunda dikkatli davranıyorlar. Küresel yatırım yönetimi şirketi GMO'nun yöneticilerinden Ben Inker, The New York Times gazetesinde yayımlanan açıklamasında "Gelişen piyasalar geçen yıl durumu olduğu gibi kabul etti bu nedenle de büyük bir şok yaşamadılar ve esnek bir şekilde geri döndüler" dedi. MFS International Diversification isimli fonun yöneticisi Thomas Melendez, gelişen piyasaların durumunun gelişmiş dünyadan daha iyi olduğunu belirterek "Bazıları bazı gelişmiş piyasaların iflasa yakın olduğunu söyleyebilir. Gelişen piyasalarda hükümet, şirket ya da bireylerin borçları çok daha düşük düzeyde. Diğer bir deyişle gelişen piyasaların çoğu zekice davranarak daha kuvvetli bir hale geldi" dedi. Varlık yönetimi şirketi Templeton'ın icra kurulu başkanı Mark Mobius ise "Şirketlerin büyük bir çoğunluğu geçmişte yaşananlara bakarak dikkatli davrandı. Bilançolarını iyileştirip, nakitlerini güçlendirdiler. Aynı şey büyük döviz rezervi birikimine yönelen hükümetler için de geçerli" diye konuştu. Büyük ölçekli gelişen ülkeler açısından düşük borç ve nakit birikimi, gelişmiş ülkelerden daha az mali ve ekonomik sorun yaşayacakları anlamına geliyor. Bu ülkeler böylece sorunlarının üstesinden gelme konusunda daha etkili önlemler alabiliyorlar. Dev döviz rezervlerine sahip olan ve yavaşlayan ekonomisini hızlandırmak için 500 milyar doları aşan teşvik paketi açıklayan Çin bu konuda en somut örnek. Guinness Atkinson Asia Focus fonunun yöneticisi Edmund Harris, "Çin hem gelişmiş, hem de gelişen diğer piyasalardan çok daha kuvvetli durumda. bankaların bazı alanlardaki faaliyetlerini engelleyerek başka yerde yaşanan felaketlerin ülkede yaşanmasını engelledi. Kendini bir ölçüde korudu. Bu, Çin hükümetinin ülke ekonomisini canlandırması için güçlü bir temel oluşturdu" dedi. Çin'de ekonominin bu yıl yüzde 6 büyümesi bekleniyor ve hükümet bu rakamı yüzde 8'e çekmek için büyük çaba harcıyor. Çin'in döviz dezervi ise mart sonunda 1 trilyon 950 milyon dolara ulaştı. Bu rakamlar birçok ülke için hayal gibi. Brezilya ve Rusya da krizde sağlam basıyor Çin dışında göz kamaştıran bir diğer ülke de Brezilya. Bir zamanlar ekonomilerinin benzerliği nedeniyle Türkiye ile "Ruh İkizi" olarak gösterilen Brezilya, sağlam bir ekonomik yapıya kavuştu. 2005 yılında Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borcunu vadesi gelmeden ödeyen Brezilya son olarak adını Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkenin milyarlarca dolar borç almak için IMF'ye başvurduğu bu dönemde, uluslararası kuruluşa 4.8 milyar dolar kredi sağlayacağını açıklayarak duyurdu. 1990'lı yılların ikinci yarısında yaşanan krizde ekonomisi şiddetli bir şekilde sarsılan, son kriz öncesinde ise yüksek petrol fiyatlarının sağladığı avantajla kasasını dolduran Rusya da bu yıl krizle mücadele için 90 milyar dolar harcarken zorlanmayacak. Rusya Başbakanı Vladimir Putin geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkesinin krizin üstesinden geleceğini belirterek "Rusya dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olma özelliğini sürdürecektir. Bütün dünya bizi kıskanıyor. Size net olarak söylüyorum. Ne dediğimin farkındayım" dedi. Gelişen piyasalarda şirketler çok ucuz Victoria 1522 adlı yatırım danışmanlığı şirketinin baş yatırımcısı Josephine Jimenez gelişen piyasalardaki şirketlerin borsada işlem gören hisselerinin şu anda çok ucuz olduğunu belirterek telekomünikasyon, gıda üretimi gibi alanların yatırım açısından iyi fırsatlar sunduğunu belirtirken, Templeton'dan Mark Mobius da hisselerin ucuzluğu konusunda benzer bir yaklaşım sergileyerek "Şeker dükkanındaki çocuklar gibiyiz. ne tarafa dönsek pazarlık yapabileceğimiz fırsatlar görüyoruz" dedi. Mobius'a göre Brezilyalı petrol şirketi Petrobras, Çinli rakibi PetroChina, Çin ticaret ve sanayi bankası, Çin İnşaat Bankası ve Brezilyalı Banco Itau yatırım için çok uygun.