Uçak krizinin ardından ilk kez; Rusya lideri Putin İstanbul'da

Uçak krizinin ardından ilk kez; Rusya lideri Putin İstanbul'da

İstanbul'un ev sahipliğindeki 23. Dünya Enerji Kongresi başladı. Kongreye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de katılıyor. Putin, 24 Kasım’da düşürülen Rus uçağı sonrası yaşanan krizin ardından ilk kez Türkiye'ye geldi. Putin, zirvede yaptığı konuşmada, "Mevcut durumlarda petrol çıkarımının kısıtlanmasının en doğru yöntem olduğunu düşünüyoruz ama bu piyasa mekanizmasının bozulması anlamına gelmiyor. Rusya petrolün kısıtlanmasının yanındadır" dedi.

Putin'in ardından konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekâtı'na ilişkin olarak, "Kendi topraklarımızda nasıl başarılı mücadele yürütüyorsak Suriye ve Irak'ta da bu terör örgütlerine karşı aynı hakka sahip olduğumuzu düşünüyorum" dedi. Erdoğan, "Dünyanın dört bir yanından gelen siz kıymetli yatırımcılara sesleniyorum. Suriye, Irak'a, Ortadoğu'ya barış getirmek için gelin el ele verelim" ifadesini kullandı.

Kongrenin açılış oturumuda ilk konuşmayı Dünya Enerji Konseyi Başkanı Younghoon David Kim yaptı. Daha sonra ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak söz aldı. Albayrak'ın ardından Başbakan Binali Yıldırım kürsüye çıktı. "Fiyatlar bağlamında çok yükseğe çıkmayalım" diyen Yıldırım, "İstikrarı sürdürelim. Enerji arzının güvenliği, çeşitliliği ve enerji kaynaklarına güvenli ve makul fiyatlarla erişim güvenlik kapsamına gelmiştir" ifadesini kullandı. 

Putin, 23. Dünya Enerji Kongresi açılış oturumunun ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşecek.

 

Türk Akımı imzalanabilir

 

Erdoğan ve Putin’in en önemli gündem maddeleri, Türk Akımı, Akkuyu, Türk vatandaşlarına uygulanan vize ve Suriye. Enerji uzmanlarına göre, zirvenin sürpriz gelişmelerinden biri Rusya ve Türkiye’nin Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ni imzalaması olabilir. Dünyanın gözü bugün iki ülke liderinin yapacağı toplantıda olacak.

Erdoğan ile Putin’in gündeminde ekonomik işbirliği ve milyar dolarlık enerji projeleri var. İki lider arasındaki görüşmede Karadeniz geçişli Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesinde de hükümetler arası anlaşmaya imza atılması ihtimal dâhilinde. Rusya’dan doğalgaz alım kontratlarında değişiklik yapılması da bekleniyor. Kibar Enerji, Avrasya Gaz, Sheel Enerji, Enerko gibi şirketler Rusya ile yapılan anlaşma doğrultusunda yıllık 10 milyar metreküp doğalgaz ithal ediyor. Bu nedenle anlaşmaların revize edilmesi önem taşıyor. Bu görüşmelerde yeniden bu konunun ele alınması ve vizesiz geçiş serbestliğinin yeniden başlaması talep ediliyor.

 

İran ve Irak enerji bakanları katılmadı

 

İran ve Irak enerji bakanları kongreye katılmadı. OPEC kaynakları kongrenin, üye ve üye olmayan ülkelerin tümü arasında yapılacak bir toplantı değil, daha çok ikili görüşmeler biçiminde geçeceğini söylediler. Kaynaklar toplantıda herhangi bir karar çıkmasının beklenmediğini de belirttiler.

Berat Albayrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Günümüzde enerji kaynaklarına sahip olmak kadar bu kaynakların güvenli bir şekilde taşınması da önem arz ediyor. Türkiye sahip olduğu jeopolitik avantajı, Batı ile Doğu'nun buluşmasını sadece coğrafi olarak karşılamıyor, bölge kaynaklarının da bu coğrafyalara ulaşmasında büyük rol oynuyor. Tüm politikalarımızda temel kaygımız küresel barışın sağlanmasıdır. Politikalarımızı oluştururken enerjiyi tamir edici bir enstrüman olarak görüyoruz. Uluslararası enerji politikalarının bölgesel istikrarı arttırmak için bir fırsat olarak görüyoruz. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki; Türkiye, ulusal menfaatleri çerçevesinde kazan-kazan prensibine dayanan coğrafyadaki bölgesel huzuru sağlan tüm projenin müttefikidir. Bu türde projelerin hayata geçmesi için sorumluluk almaktan asla geri durmayacaktır. Enerjiyi bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz, büyümemizi de bu istikamette sürdürmeye devam edeceğiz. Bunun sadece Türkiye'ye değil, tüm bölgeye hayırlı olacağından şüphemiz yok. Ortak akılı kurmamız, hem huzurun sağlanması hem de terörist faaliyetlerin sona ermesinde önemli bir işlev görecektir, yeter ki paylaşalım. Kaynakların daha adil paylaşımı için, daha parlak bir geleceğin inşası için, barış için paylaşalım. Bir kez daha bizler için övünç kaynağı olan bu kongreye katılımınız için teşekkür ediyorum."

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:

23. Dünya Enerji Kongresi'nin açılışı dolayısıyla sizlere hitap etmekten mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle kongrenin düzenlenmesinde önemli rol oynayan başta dünya enerji konseyi olmak üzere enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız olmak üzere herkese şükranlarımı sunuyorum. Birazdan, konuk devlet başkanları ve sayın cumhurbaşkanımız enerji bağlamında değerlendirme yapacaklar ve biz bunları dinleme fırsatı bulacağız. Enerjinin bütün alt sektörlerinin farklı açılardan ele alınacağı, 65 oturum yapılacak yaklaşık 250 konuşmacı bilgilerini aktaracak ve kapsamlı bir görüş alış verişi yapılarak geleceğe yönelik tahminlerde bulunacaklar. Kongre, enerji sektöründe kayda değer görüşmelerin yapılması, anlaşmaların sonuçlandırılması için de önemli bir fırsat olacaktır. Enerji Olimpiyatları tanımının hakkının en iyi şekilde verileceğine inancım tamdır. Malum olimpiyatlar için kullanılan bir slogan var, daha iyi, daha güçlü, daha yükseğe; ancak fiyatlar bağlamında çok yükseğe çıkmayalım. İstikrarı sürdürelim, herhalde hepimizin ortak beklentisi budur. Enerji arzının önemi ve enerji kaynaklarına makul fiyatlarla erişim her ülke için bir ulusal çıkar ve güvenlik konusu haline gelmiştir. Mesele sadece ülke içi ekonomik dengeleri ve kalkınma dinamikleri değil devletler arası ilişkilerini doğasını, dış politika tercihlerini, savunma politikalarını etkileyebilecek bir nitelik kazanmıştır. Bu bağlamda, enerji, güvenlik, refah ve barışın bölünmezliği bağlamında tartışılmaz bir olgu haline gelmiştir. Enerji alanında karşılıklı menfaatlerin gözetildiği bir uluslararası iş birliği hiç olmadığı kadar önem arz ediyor. 

Bu şartlar altında fosil yakıtların güvenilir ve sürdürülebilir farklı kaynaklardan çeşitlendirilmiş güzergahlar üzerinden kesintisiz akışının enerji güvenliğinin ana hedefi olacağını bilmeliyiz. Ortadoğu, Rusya, Orta asya, Kafkasya OPEC'in önemini koruyacağını da işaret etmektedir. Bir diğer konu nükleer; Fukuşimada yaşanan facia, nükleer santrallerin kapatılmasına yönelik tartışmalara yol açsa da izlenimimiz riskleri en aza indirerek bu alana yatırım yapmaya devam etmek yönündedir. Dünya enerji haritası değişmekte ve enerji alanında yeni oyuncular ortaya çıkmakta, talebin arttığı görülmektedir. Tüm bu dönüşüm sürecinin dünya enerji camiasının önde gelen temsilcileri tarafından etraflıca ele alınabilmesine imkan vermesi bakımından 23. Dünya Enerji Kongresi'nin zamanlamasının da son derece yerinde olduğunu ifade etmektedir. Ülkemizin enerjide ithalat bağımlılığı hala yüzde 72 seviyesindedir. OECD ülkeleri içerisinde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke Türkiye'dir. Dünyada Çin'den sonra ikinci ülke konumundayız, dünya ortalamasının 3 katı üstünde artan enerji talebimiz, 2023'te şuandakinin iki katı olacaktır.  Bu anlayışla elektrikte son 10 yılda kurulu gücümüzü iki katına çıkardık. Elektrik üretiminde özellikle yerli ve yenilenebilir gücümüzü değerlendirerek yerli santralleri devreye sokuyoruz. Dünya, Türkiye'yi yakından izlemekte ve yenilenebilir enerjinin önemini anlamaya özen göstermektedir. Yüksek yenilenebilir enerji potansiyelimizi değerlendirerek güneş ve rüzgar kapasitemize yenilerine etkilemekteyiz. Dolayısıyla 2023 yılı hedefimiz bunların da üzerine çıkarılmasıdır. Türkiye'nin jeotermal enerji potansiyeli de gözardı edilmemelidir. Türkiye bu konuda dünyada da ilk 5'te yer almaktadır. Bu konuda kapsamlı bir master plan hazırlığımız tamamlanma aşamasına gelmiştir. Avrupa iletim sistemiyle entegrasyon sağlamamız her iki taraf için de sevindiricidir. Enerji verimliliği kapsamında da mevcut alt yapımızı sürekli yenileyerek yasal olmayan kullanımları da önlemiş olacağız. 

Avrupa'nın enerji güvenliği bakımından da önem taşıyacak güney gaz koridoru da önemlidir. Sorun ve gecikmenin doğrudan diğer hatları da etkileyeceğini unutmamalıyız. Ülkemizin enerji bağlamında kaynak ve güzergahın çeşitliliğin sağlanması bakımından şanslı olduğunu belirtmek isterim. Kaynakların sevkinde ülkemiz önemli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'nin enerji ticareti merkezi haline dönüştürülmesi projelerle desteklenmektedir. Depolama, ilave sıvılaştırılmış doğalgaz tesisleri gibi alt yapı çalışmaları da devam etmektedir. Ülkemizin enerji stratejisinin ana hedeflerinden birisinin sağlam ve dengelenebilir bir enerji sepeti oluşturmaktadır. Nükleer santrali de enerji sepetimize dahil ettik. Bu sayede 2023 yılında toprak üretimimizi yüzde 3 oranında nükleer güç santrallerimizden sağlamayı düşünüyoruz. İklim değişikliği ile etkin biçimde mücadele ve geliştirilmiş enerji sepetiyle katkı sağlamayı öngörüyoruz. Enerjiye erişim sağlamaksızın kalkınmadan, yatırımdan, sağlıktan bahsetmemiz mümkün eğildir. G20 dönem başkanlığı sırasında 2015'te enerjiye çok önem atfettik. Çalışmalarımızı sahra bölgesi üzerine G20 ülkeleri olarak yoğunlaştırdık. Kongrenin programına bir gün daha ilave ederek son gün görüşmelerinin tamamen Afrika'ya ayrılmasını çok önemli buluyoruz. 

Enerjimizi bundan böyle dünyanın barışı ve kardeşliğini sağlamamız temennisiyle sözlerimi tamamlıyor, kongrenin ülkemizin enerji geleceğine rehberlik etmek üzere yeni iş birliği imkanları geliştirmesine vesile olmasını diliyorum.

Vladimir Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Tüm insanların güncel enerji kaynaklarına erişimini sağlamakta ve şu an 2 milyar insan civarında erişimi yoktur. Ekonominin ve enerjinin gelişimi konusunda engelleri kaldırmak, en yoksul ülkelerindekilerin de erişimini sağlamalıyız. Şunu görüyoruz ki enerji piyasalarındaki konjonktür çok değişti. Bazıları diyor ki petrol fiyatının 2 katında düşmesinde hidro elektrik çağının başladığını ifade ediyor. Bu kadar uzun vadeli sonuçlara şu anda gerekçe yoktur. İnsanlık gerçekten yeşil enerjiye doğru gitmektedir. Yenilenebilir enerjiye talep hızla artıyor. Birikim, akıl, elektrik ağı gibi yeni teknolojilerin kullanımı sayısında bu süreci daha da hızlandırmaktadır. Bunun yanı sıra petrol ve doğalgaz tüketimi de artaya başlıyor. Daha önce bu kadar hızlı değildi. Geleneksel enerjilere olan talep, bu kadar Çin ve Hindistan gibi ülkelerde arttırılması nedeniyle yükselmektedir ve hayatımızın çeşitli alanlarında petrol ve doğalgazın daha fazla kullanılması nedeniyle bu talep artmaktadır. Doğalgaz piyasasının gerçekten gelişmesi anlamına gelmektedir. 10 sene sonra sıvı doğalgazın hacmi borudaki sevkiyatı aşacaktır. Özellikle şunu hatırlatmak isterim; uluslararası enerji kurulunun takvimlerine göre 20 ya da 30 sene sonra dünyamız hala hidrokarbon talebinde e artış devam edecektir. 2020 yılına kadar petrol tüketimi yüzde 26 olacak, doğalgaz yüzde 24, bio kaynakları yüzde 10, hidro enerji yüzde 4... 2014 yılında bu tahminlerimiz var orta vadede hidro takvim ve bize bazı ipuçları göstermektedir. Bugünkü karbonhidrat arzının fazlası nereden çıktı? Son 10 yılda devam eden yüksek petrol fiyatları sayesinde buna yakın fiyatlara çekilmiştir. Kolay finansman sayesinde yeni kaynakların işletilmesine yol açmıştır. Bunun sayesinde bir dizi ithalatçı ülke kendi üretimini artırmıştır. 

Son 25 sene boyunca uzun süre devam eden yatırımın aktivitesinin düşmesine neden oldu. Petrol çıkarmada kapital hacim yarım milyon civarında düştü. Jeolojik aramalarda düşük yatırımlardan dolayı 70 yılda en az 60 kaynak kaydedildi. Bazıları iptal edildi. Kuşkusuz olarak bu verilerin devam etmesi halinde eksik finansman kronik olacaktır. Sonuçta fazla üretim yerine enerji açığı ve fiyatlandırmada dalgalanma gelecektir. Bu hem tüketiciyi hem üreticiyi yoracaktır. Mevcut durumlarda petrol çıkarımının kısıtlanmasının en doğru yöntem olduğunu düşünüyoruz ama bu piyasa mekanizmasının bozulması anlamına gelmiyor. Rusya petrolün kısıtlanmasının yanındadır.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Ülkemize ve İstanbul'a kıtaları ve medeniyetleri birleştiren bu güzel şehire hoş geldiniz. Sizleri bu önemli ve tarihi toplantı vesilesiyle Türkiye'de misafir etmekten duyduğum memnuniyeti özellikle belirtmek istiyorum.