Uğur Meleke: Beşiktaş maçını yönetecek olan İngiliz hakem oynayan taraftan yana olacak

Uğur Meleke: Beşiktaş maçını yönetecek olan İngiliz hakem oynayan taraftan yana olacak

Hürriyet gazetesi spor yazarı Uğur Meleke, UEFA Avrupa Ligi'nde 1-1'lik maçın rövanşına çıkacak olan Beşiktaş ile Olympiakos maçının İngiliz hakemi Michael Oliver'ın hafta sonu Chelsea ile Manchester United arasında oynanan FA Cup maçındaki yönetiminden övgüyle bahsetti. Meleke, Oliver hakkında "Benim de çok beğendiğim bir hakem olan Michael Oliver, bu akşam Beşiktaş-Olympiakos maçında nasıl bir yönetim gösterir bilemiyorum. Ancak şundan eminim: Oliver, oynayan taraftan yana olacaktır. Futboldan yana" ifadesini kullandı.

Uğur Meleke'nin Hürriyet gazetesinde Beşiktaş-Olympiakos maçının hakemiyle ilgili yazdığı yazısı şöyle

Benim de çok beğendiğim bir hakem olan Michael Oliver, bu akşam Beşiktaş-Olympiakos maçında nasıl bir yönetim gösterir bilemiyorum. Ancak şundan eminim: Oliver, oynayan taraftan yana olacaktır. Futboldan yana. 

İngiltere Federasyon Kupası’ndaki Chelsea-Manchester United maçını izleme şansınız oldu mu, bilmiyorum. En azından haberlerde görmüşsünüzdür, dünyanın en iyi orta saha oyuncusu Kante golü attı, Chelsea yarı final biletini alarak duble şansını sürdürdü.

Saha kenarında Conte ile Mourinho kapıştı. Ama maçta hepsinden çok daha önemli bir detay vardı bence: Bugün Beşiktaş-Olympiakos maçını yönetecek genç hakem Michael Oliver’ın, Herrera’ya gösterdiği ikinci sarı kart...

Maçın 90 dakikasını kaçırıp sadece özetleri gördüyseniz muhtemelen şaşırmışsınızdır Herrera’nın kartına. Zira Herrera’nın Hazard’a hareketi tek başına izlendiğinde sıradan bir faul görüntüsünde. Ama o sarı kartın altyapısı enteresan:Manchester United’lı oyuncular maçın 1’inci dakikasından o kartın verildiği 34’e kadar sistematik bir şekilde faullü oynadılar Hazard’a karşı. Belçikalı yıldız, 34’e kadar Darmian, Jones, Rojo ve Pogba’dan da birer faullü hareket görmüştü.

Kartı gösterdi çünkü

O dakikaya kadar Chelsea, pas isabetinde yüzde 88’e 68, şutlarda 7-2 üstündü. Üstelik Londra ekibi toplam yalnızca 1 faul yapmıştı, Manchester’ın sistemli sert oyununa karşılık. Oyunu Chelsea oynamaya, Manchester bozmaya çalışıyordu. Hakem Oliver da belli ki bunun farkındaydı ve Herrera’nın faulünden bir dakika önce Phil Jones’u uyardı, bu oyunu sürdürmemeleri için. Hatta bir iddiaya göre 33’üncü dakikada bu uyarıyı kaptan Smalling’e de iletti. Durum değişmedi, yalnızca 60 saniye sonra top Hazard’ın ayağındayken Herrera gereksiz bir faul yapınca Oliver, İspanyoloyuncuya ikinci sarı kartını gösterdi. 

Herrera şaşkındı, Mourinho şaşkındı. Portekizli teknik adam maç sırasındaki yoğun hayal kırıklığına rağmen, müsabaka sonrası Oliver’ın büyük bir potansiyeli olduğunu söyledi yine de İngiliz medyasına.

* * *

Benim de çok beğendiğim bir hakem olan Michael Oliver, bu akşam Beşiktaş-Olympiakos maçında nasıl bir yönetim gösterir bilemiyorum. Ancak şundan eminim: Oliver, oynayan taraftan yana olacaktır. Futboldan yana. Esasında, Süper Lig’in de en büyük problemi bu değil mi zaten? Hafta sonu ayıla bayıla izlediğimiz, sezonun belki de en güzel maçında, Vodafone Arena’da kaç faul düdüğü çaldı biliyor musunuz? Tam 35... Premier Lig’de maç başına ortalama yalnızca 23 faul olurken, hakemler hâlâ oyunu koruma derdinde. Buradaysa nefesimiz kesilerek izlediğimiz Beşiktaş-Kayseri maçı bile 35 kez faul düdüğüyle durmuş, yalnızca 5 sarı kart çıkmış.

Değerli MHK Başkanı’ndan ricam, tüm hakemlerimize Michael Oliver’ın Herrera’ya gösterdiği kartı ve nedenini anlatması:

Bir sarı kartın çıkması için illa ki o faulün tek başına kartlık olması gerekmiyor. 

Sistematik faul nedeniyle sarı kart çıkarmak için, illa aynı oyuncunun 3 faul peş peşe yapması, hakemin eliyle sayarak göstermesi gerekmiyor.

Eğer bir takım sistematik faullü oynuyorsa, hakem bunu sezdiği andan itibaren her sıradan faule sarı kart gösterebilir, güzel oyunu kurtarma adına...

Sayın Namoğlu, siz muhakkak farkındasınızdır, ama bir kez daha hatırlatmak isterim: Türk futbolunun kurtuluşu o kartta...

 

Marçal'ı hatırlar mısınız?

 

TÜRKİYE’den sessiz sedasız ayrıldı Fernando Marçal... Oysa 2015-16 sezonunun belki de en iyi oyuncusuydu, Antep’in ligde kalmasında büyük pay sahibiydi. 28 yaşındaki sol bekin bonservisine sahip olan Benfica, onu bu yıl da Guingamp’a kiraladı.

Orada da hiç vites düşürmeden devam ediyor sağlam oyununa: 26 maça ilk 11’de çıktı, 7 asist yaptı. Fransa Ligue 1’de ilk yarının 11’ine seçildi Brezilyalı. Dengeli, sert, güvenilir ama hücuma çıkmayı da ihmal etmiyor. Sol bek pozisyonunda sıkıntılı olan Fenerbahçe, Galatasaray, Başakşehir gibi takımlarımız Marçal’ı takip etmeliler bence.

* * * 

Süper Lig’den sessiz sedasız ayrılıp Ligue 1’in yolunu tutan bir başka oyuncu da, şu sıralarda Fransa’da manşetlerde. Devre arasında Kayseri’den Nantes’a transfer olan Nakoulma, gider gitmez ilk 11’e yerleşti. Cumartesi akşamı da Montpellierdeplasmanında 2 gol kaydedip, takımına galibiyeti kazandıran adam oldu Burkina Fasolu.

Doğrusu hem Mersin’de hem de Kayseri’de süratiyle baş döndüren Nakoulma’nın Süper Lig’de kalamamasının nedeni anlayamadım. İş disipliniyle ilgili bir sorun varsa, Sergen Yalçın eminim empati kurabilir ve çözerdi o konuyu...