Deniz Berktay, Kiev, DHA (DHA) - Ukrayna eski İstanbul Başkonsolosu ve Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Vasil Bodnar, Türk-Ukrayna ilişkilerinin 2018 yılındaki seyrini ve Rus-Ukrayna gerilimini, Demirören Haber Ajansı’na değerlendirdi. “TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ, BİZİM İÇİN ÖNEMLİ” 2018 yılının Türkiye-Ukrayna ilişkilerinde verimli bir yıl olduğunu ve çok sayıda üst düzey ziyaret yapıldığını ifade eden Bodnar, Türkiye’nin Rusya’nın 2014’te Ukrayna’nın Kırım Yarımadası’nı ilhak etmesini tanımadığını ve sürekli Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek verdiğini belirtti. Bodnar, Türkiye’nin desteği siyasi düzeyde olmakla birlikte, Ukrayna’nın Rusya tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu şartlarda, bu desteğin de önemli olduğunu dile getirdi. “SERBEST TİCARET ANLAŞMASI İÇİN ACELE ETMEYELİM” Türkiye’yle Ukrayna arasında on yıldan bu yana devam eden serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin ne zaman sonuçlanıp anlaşmanın imzalanabileceği yönündeki soruya Bodnar, iki ülkenin de yüzölçümü bakımından büyük olduğunu ve anlaşmanın çok sayıda sektörü içerdiğini, bunların her birinde hükümetlerin, yerel üreticilerle anlaşması gerektiğini, bu nedenle, sürecin uzadığını söyledi. Bodnar, “Örneğin, tekstil sektörü, Türkiye’de iyi gelişmiş olan bir sektör. Ukrayna’daysa, henüz gelişmekte olan ve üreticilerimiz açısından hassas bir sektör. Türkiye’de de, tarım sektörü, hassas durumda. Bütün bu sektörlerde hükümetlerin ulusal üreticilerle anlaşmaya varması gerekiyor. Taraflardan birinin, ulusal çıkarlara aykırı davrandığı şeklinde bir izlenimin olmaması gerekiyor. Dolayısıyla, sürecin uzamasının nedeni, kötü niyet değil, tarafların bu kaygılarıdır. Serbest Ticaret Anlaşması, sadece yapmış olmak için yapılmamalı. Yoksa, iki taraf da zarar görür. Eğer süreç aceleye getirilirse, o zaman ortaya bir serbest ticaret anlaşması değil, çok sayıda sınırlaması olan bir anlaşma çıkar” diye konuştu. “RUSYA, GERİLİMİ TIRMANDIRIYOR” Ukrayna’yla Rusya arasında Karadeniz’le Azak Denizi’ni bağlayan Kerç Boğazı konusunda tırmanan krizi de değerlendiren Vasil Bodnar, Rusya’nın Ukrayna’yı provokasyonla suçlamasının kesinlikle gerçek dışı olduğunu; gerilimi tırmandıranın Rusya olduğunu söyledi. Rusya’nın 2014 yılından beri Ukrayna’ya karşı savaş faaliyetleri yürüttüğünü dile getiren Bodnar, Kasım ayı sonunda Kerç Boğazı civarında patlak veren olayın, gerilimin tırmandırılmasına işaret ettiğini belirtti. Rusya’nın bu gerilimdeki bir amacının Azak Denizi’ndeki Ukrayna limanlarını abluka altına almak, diğer bir amacının ise, uluslararası hukuka aykırı şekilde Kerç Boğazı’nın Rusya’ya ait olduğunu kabul ettirtmek olduğunu söyleyen Bodnar, Rusya’nın, 2014’te ele geçirdiği Kırım Yarımadası’na, Karadeniz’in bütün sahillerini vurabilecek füzeler yerleştirdiğini ve Karadeniz’i bir gerilim bölgesi haline getirdiğini ifade etti. Ukrayna’nın hemen güneybatısında bulunan Moldova’nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesindeki Rus kuvvetleri de hesaba katıldığında Ukrayna’nın sınırlarının yarıdan fazlasının Rus tehdidi ile çevrili olduğunu söyleyen Bodnar, Rusya’nın Ukrayna sınırlarına yerleştirdiği silahların da, savunma değil, saldırı silahları olduğunu kaydetti. “BOĞAZLAR’IN RUS GEMİLERİNE KAPATILMASI, GÜNDEMDE DEĞİL” Ukrayna yönetiminin Türkiye’ye Boğazlar’ı Rus gemilerine kapatma çağrısında bulunması yönündeki girişiminden sonuç alınıp alınmadığı yönündeki soruya ise Vasil Bodnar, “Biz, Boğazlar’la ilgili olarak Montrö Antlaşması’nın yürürlükte olduğunu ve bu konuda kararın Türkiye’ye ait olduğunu biliyoruz. Kanaatimce şu anda bu mesele, gündemde değil. Ben, bu konuda büyük değişiklikler beklemiyorum” diye yanıt verdi. “MONTRÖ, KARADENİZ’DE NATO VARLIĞINA ENGEL DEĞİL” Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun Karadeniz’de NATO’nun varlığının artmasını istediği yönünde açıklama yaptığının, oysa Montrö Antlaşması’nın Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin savaş gemilerini 15 bin tonla ve Karadeniz’de en fazla üç hafta kalış süresiyle sınırladığının hatırlatılması üzerine Bodnar, Ukrayna yönetiminin Karadeniz’in statüsünde değişiklik öngörmediğini, değişiklik yapılmadan da NATO’nun varlığının artabileceğini söyledi. Karadeniz’de Bulgaristan ve Romanya gibi NATO üyesi ülkeler olduğunu hatırlatan Bodnar, bunun dışında, NATO gemilerinin Karadeniz’de sınırlı sürelerde varlık göstermesinin bile, Rusya’ya sinyal verilmesi açısından önemli olacağını belirtti. “TÜRKİYE DE RUS TEHDİDİNE MARUZ KALIR” Rusya’nın bir taraftan Kafkasya’da istikrarsızlık yaratarak müdahalelerde bulunduğunu, diğer taraftan Balkanlar’a müdahale ettiğini söyleyen Dışişleri Bakan Yardımcısı Bodnar, buraların ardından, Türkiye’nin de Rusya’nın tehdidiyle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti. Rusya’nın dış politikasının Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği dönemindeki yayılmacı politikanın bir devamı olduğunu, Ruslar’ın hala sıcak denizlere inme arzularının olduğunu ifade eden Bodnar, Türkiye’nin çevresindeki çeşitli bölgelerin, Rusya’nın müdahalesine maruz kaldığını, dolayısıyla, Türkiye’nin de risk alanında bulunduğunu söyledi. “RUSYA, KIRIM TATARLARI’NI BÖLMEYE ÇALIŞIYOR”
Rusya’nın, hibrid (melez) savaş taktiğinin bir parçası olarak, Türkiye’deki Kırım Tatarları’nı da bölmeye çalıştığını iddia eden Bodnar, Rusya’nın, Kırım’ın ilhakını destekleyen bazı Kırım Tatar örgütlerini ön plana çıkartarak, alternatif algı yaratmaya çalıştığını dile getirdi. Rusya’nın son olarak Aralık ayında bu tür örgütlerle birlikte bir Kırım Tatar etkinliği düzenlediğine değinen Vasil Bodnar, diğer taraftan Kırım Tatar örgütlerinin büyük çoğunluğunun ve Türk makamlarının bu etkinliğe mesafeli kalmasının, olumlu bir gelişme olduğunu dile getirdi.