T24 Dış Haberler
Moskova ile Batı arasındaki gerilim Soğuk Savaş sonrası dönemin zirvesindeyken ve Rusya'nın her an Ukrayna'yı işgal edebileceği iddiaları havada uçuşurken farklı diplomat ve siyasetçilerin sıklıkla Minsk Anlaşmaları'nı gündeme getirdiğini duyuyoruz. Özellikle Moskova, anlaşmalara önemsemeye devam ettiğinin sinyallerini veriyor.
Minsk Anlaşmaları, adını imzalandığı şehirden, Belarus'un başkenti Minsk'ten alıyor. 2014 ve 2015 yılında imzalanan anlaşmalar Ukrayna ve Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında kalıcı ateşkesi sağlamayı hedefliyordu.
Anlaşmalar bu doğrultuda ayrılıkçılara bağımsızlık sağlamıyor ancak daha çok otonomi vaat ediyordu. Minsk Anlaşmaları aynı zamanda ayrılıkçı işgalindeki Luhansk ve Donestk bölgelerinin Ukrayna'nın kalanına tekrar entegre edilebilmesi için seçimler düzenlenmesi yolunda bir yol haritası çiziyordu. Ayrılıkçılar kontrolündeki bu bölgeler, kolektif olarak 'Donbas' diye anılıyor.
Ancak birçok uzman, Kiev ve Moskova'nın anlaşmaların hedefini farklı yorumladığını savunuyor.
Sky News'ın Güvenlik ve Savunma Editörü Deborah Haynes, anlayıştaki farklılığı şöyle özetliyor:
"Ukrayna hükümeti anlaşmanın onlara Ukrayna'yı tekrar birleştirme fırsatı verip ülke üzerindeki egemenliklerini tamamıyla tekrar sağlayacağını düşünüyor. Ancak iki bölgeye belli başlı bazı yetkiler verileceğini kabul ediyor.
Kremlin ise anlaşmaların Luhansk ve Donestk'teki Rusya yanlısı yönetimlere Ukrayna'nın tekrar birleşmesinden önce bazı özel yetkiler verecek bir sürece yol açacağına inanıyor. Bu durum, Rusya'nın Truva atı misali ülkede etki gücüne sahip olmasını sağlar ve Ukrayna asla tam anlamıyla bağımsız olamaz."
En son imzalanan anlaşmanın, yani 2015 tarihli Minsk 2'nin 13 maddesi bulunuyor.
9 madde bölgedeki yıllardır süregelen çatışma ile ilgili; ateşkes sağlanması, ağır silahların çekilmesi, savaşa katılanlara af çıkarılması, tutsak ve tutukluların iadesi. Aynı zamanda "Ukrayna'dan tüm yabancı askerlerin, silahların ve paralı askerlerin çekilmesi" ile ilgili de bir madde bulunuyor. Kiev, bu maddenin bölgede olduğu iddia edilen Rus asker ve paralı askerleri de kapsayacağını belirtiyor.
Ateşkes teknik olarak hala yürürlükte olsa da sıklıkla ihlal ediliyor.
Geriye kalan 4 madde ise siyasi çözümle ilgili; yerel seçimler için taraflar arası diyalog, Luhansk ve Donestk'e kısa süreliğine özel bir statü verilmesi ve Kiev'in bölgede tam kontrolü sağlaması.
Burada unutmamak gereken bir durum da Rusya'nın kesinlikle Ukrayna'daki iç savaşın bir parçası olduğu iddialarını kabul etmemesi. Yani burada bahsedilen diyalog Rusya ve Ukrayna arasında değil; Kiev ile dünyada hiçbir ülkenin tanımadığı Luhansk Halk Cumhuriyeti ve Donetsk Halk Cumhuriyeti arasında olacaktı.
Chatham House'ın Rusya ve Avrasya Programı'nda akademisyenlik yapan eski diplomat Duncan Allan'a göre anlaşmazlık "Ukrayna'nın egemenliğinde" yatıyor.
Allan'a göre Ukrayna topraklarına egemen olmak istese de Kremlin, Donetsk ve Luhansk üzerindeki etkisini kullanarak Ukrayna genelinde daha etkili olmak istiyor.
Allan'a göre Rusya, bu iki ülkenin özel statü ile anayasa kapsamına tekrar alınmasını sağlayıp onları 'Truva atı' olarak kullanmak istiyor.
Rusya ve Ukrayna ile birlikte Normandiya Grubu'nda yer alan Almanya ve Fransa anlaşmalarda arabulucu rolü üstlendi. Normandiya Grubu tarafların bir masada bir araya gelebilmesini sağlıyor. Ancak 8 senelik süreçte grup henüz ciddi bir ilerlemeye imza atamadı.