Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Resnikov, Twitter hesabından neredeyse her gün, heybetli nakliye uçaklarına ait yeni görseller paylaşıyor. Uçaklardaki sandıklarda ise başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Türkiye olmak üzere, bazı NATO ülkelerinin Ukrayna'ya gönderdiği silah ve mühimmat bulunuyor.
Bu sevkiyatlar, sınırdaki devasa Rus askerî yığınağının oluşturduğu tehdit karşısında Ukrayna'yı güçlendirmek için yapılıyor. Ukrayna hükümeti, Batılı ortakların şu ana kadar Kiev'e 1,5 milyar dolarlık askerî yardımda bulunduğunu açıkladı. Almanya ise Ukrayna'ya silah teslimatı yapmayı ısrarla reddediyor.
Peki Ukrayna'ya hangi ülkeler, hangi silah ve mühimmatları sevk ediyor? İşte kısa bir özet:
Ukrayna, son yıllarda NATO ülkesi Türkiye'den en az 20 adet Bayraktar TB2 SİHA (silahlı insansız hava aracı) satın aldı. Bu drone'lar, Ukrayna tarafından kendi ürettiği motorlarla donatılıyor. Ukrayna ayrıca Bayraktar SİHA'larını üretmek için lisans da aldı. Savunma Bakanı Resnikov, geçen hafta bu araçların üretimini yapacak bir fabrikanın inşa edileceğini duyurdu.
Bayraktar insansız hava araçları sadece keşif amaçlı kullanılabileceği gibi, lazer güdümlü bomba ve füzelerle de donatılabiliyor. Yani hem İHA hem SİHA olarak kullanılabiliyor. Geçtiğimiz Ekim ayı sonunda Ukrayna ordusu, Bayraktar kullanarak ülkenin doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçıların bir topçu silahını ilk kez imha etti.
SİHA'lar ayrıca askerî açıdan daha zayıf görünen orduların, güçlü düşman birliklerine ağır kayıplar verdirme fırsatı da sunuyor. 2020 yılında Azerbaycan ve Ermenistan arasında yapılan ve altı hafta süren İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nda, Sovyet döneminden kalma hava savunma sistemlerinin, Bayraktar gibi modern SİHA'lara karşı büyük ölçüde etkisiz kaldığı görülmüştü. Aynı durumun, Rusların "Panzir S1" gibi daha modern karadan havaya savunma sistemleri için de geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor.
Ukrayna Savunma Bakanlığı, Bayraktar SİHA'larının halen devam etmekte olan "Kar Fırtınası 2022” adlı askerî tatbikatta da kullanılacağını açıkladı.
Resnikov'un Twitter'da coşkuyla paylaştığı resimlerde, ABD yapımı taşınabilir Javelin tipi tanksavar füzeleri ve İngiliz NLAW füzeleri de görülüyor. Her ikisi de yine tatbikatta test ediliyor. Tek kişi tarafından taşınabilen füzeler, küçük boyutları ve düşük ağırlıkları nedeniyle, son derece mobil ve işlevsel silahlar olarak dikkat çekiyor.
ABD, 2019'dan bu yana Ukrayna'ya Javelin füzeleri sağlıyor. Kesin sayı hakkında farklı bilgiler telaffuz edilmekle birlikte, özellikle 2021 sonbaharından bu yana yüzlerce füzenin Ukrayna'ya teslim edilmiş olması kuvvetle muhtemel.
"Mızrak" anlamına gelen Javelin, dünyanın en modern tanksavar silahı olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 2 kilometrelik bir menzile sahip olan Javelin ile ağır tank ve diğer zırhlı araçları veya sığınak gibi hedefleri kolayca vurmak mümkün. Javelin, daha zayıf zırhlı üstlerine saldırdığı için ağır tankları da yok edebilir. Daha kısa menzilli olan İngiliz yapımı NLAW füzeleri de benzer özelliklere sahip. Londra'nın Kiev yönetimine bu füzelerden son aylarda yaklaşık 2 bin adet gönderdiği bildiriliyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı'na güvenlik konularında danışmanlık yapan Kiev'deki Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden Mykola Bielieskov, "Bu sistemler, tam da en çok ihtiyacımız olan şeyler" diyor. DW'ye konuşan Bielieskov, "Çünkü ordu cephaneliğimize entegre olmaları çok kolay. Askerlerimiz bunları kullanmayı çok hızlı bir şekilde öğrenebiliyor. Bir Rus saldırısı durumunda, kitlesel kullanımları çok etkili olacaktır. Bu yüzden daha fazlasına ihtiyacımız var" değerlendirmesini yapıyor.
Rus ordusu, özellikle havada Ukrayna ordusuna bariz üstünlük sağlayabilecek kapasitede. Berlin'deki Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin güvenlik politikası uzmanı Gustav Gressel, "Bir saldırı durumunda Ruslar, Ukrayna Hava Kuvvetleri'ni tamamen ortadan kaldırarak ve hava savunma sistemlerini bertaraf ederek, iki ila üç gün içinde hava üstünlüğü elde edebilir," şeklinde konuşuyor. Zira Rusya'nın, sadece Ukrayna'dan çok daha fazla uçağı yok. Aynı zamanda Rus Silahlı Kuvvetleri, Sovyet yapımı eski bir teknoloji olduğu için, Ukrayna uçaklarının telsiz iletişimini ve uçaksavar savunma sistemini de takip etme imkanına sahip. Ayrıca Ukraynalı pilotlar, yedek parça eksikliği gerekçesiyle uçakların ihtiyatlı kullanılmasının bir sonucu olarak, Rus pilotlara nazaran daha az uçuş saati tecrübesine sahip.
"Tüm bunlar Rus Hava Kuvvetleri'ni üstün kılıyor" diyen güvenlik politikası uzmanı Gressel, DW'ye verdiği mülakatta sözlerini şöyle sürdürüyor: "Hava üstünlüğüne sahip olan taraf, kara kuvvetlerinin de elini güçlendirir. Gerek havadan sağlanacak taarruz desteği ile gerekse İHA'larla yapılacak keşif uçuşlarıyla Ukrayna mevzilerinin yerini tespit etmek suretiyle önemli bir avantaj sağlayabilir. Böylece çatışmaya girmeden önce düşman yıpratılmış olur."
İşte bu nedenle Ukrayna açısından bakıldığında, hava savunmasının güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Ancak bunu, bugünden yarına başarmak pek mümkün değil.
Bu gerçekten hareketle daha rasyonel ve ivedi çözümlere odaklanılıyor. Bu noktada manuel hava savunma sistemleri ön plana çıkıyor. Litvanya Başbakan Ingrida Simonyte, geçen Perşembe yaptığı açıklamada, ABD yapımı ve tek kişinin taşıyabildiği Stinger uçaksavar füzelerinin, önümüzdeki birkaç gün içinde Ukrayna'ya teslim edileceğini duyurdu. Buna ek olarak Polonya, Kiev'e üç kilometre mesafeye kadar uçakları vurabilen ısı güdümlü GROM uçaksavar sistemini tedarik ediyor. Ukrayna ordusunun cephaneliğinde zaten benzer silahlar olduğundan, GROM ve Stinger için yoğun bir personel eğitimine gerek olmayışı da büyük avantaj olarak değerlendiriliyor.
Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden Mykola Bielieskov, "Bu tek kişilik füzeler oldukça yararlı. Rus hava saldırılarının etki gücünü hafifletmek mümkün. Elbette sadece bu sistemleri kullanarak Rus jet ve helikopterlerinin tümünü vuramazsınız. Yine de Rusya'ya çok ağır bir bedel ödetmek mümkün olur."
Tek kişilik füzeler, miğfer ve çelik yelek gibi koruyucu ekipmanlara ek olarak, şu anda Kiev Havaalanı'na inen nakliye uçaklarındaki sandıklarda bol bol mühimmat da bulunuyor. Bunlar özellikle Ukrayna ordusunun elindeki tüfek ve topçu silahları için gerekiyor. Ana tedarikçiler ise kendilerini de Rus tehdidi altında gören Çek Cumhuriyeti ve Polonya.
Stockholm Barış Enstitüsü SIPRI'ye göre, 2014'ten bu yana, daha önce adı geçen devletlere ek olarak, NATO ülkeleri Kanada ve Fransa da Ukrayna'ya silah tedarik etti. Son haftalarda, özellikle İngiltere ve ABD'den yapılan teslimatlar bariz şekilde arttı. Ukrayna Savunma Bakanı Resnikov'a göre, sadece ABD'den Kiev'e 1300 ton silah ve mühimmat gönderildi.
Almanya ise Ukrayna’nın tüm ısrarlarına rağmen, bu ülkeye silah sevk etmemekte ısrar ediyor. Kiev'deki Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden Mykola Bielieskov, Alman hükümetinin, eski Doğu Almanya'dan kalma dokuz adet obüsün Ukrayna'ya teslimatını engellemesinin "mantıksız" olduğunu söylüyor ve bu tutumun Kiev tarafından asla unutulmayacağını vurguluyor. Berlin hükümeti ise söz konusu tavrını "Almanya'nın, kriz bölgelerine silah göndermeme ilkesi" ile gerekçelendiriyor.