Ukrayna'da Rusya ile yaşanan gerginlik sonrası bazı bölgelerde sıkıyönetim ilan edildi. Peki bu karar ülkede günlük hayatı nasıl etkileyebilir?
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi, Kerç Boğazı'nda Rusya'nın Ukrayna gemilerine ateş açması üzerine ülkede 60 gün süreliğine sıkıyönetim (savaş hali) ilan edilmesini önerdi. Devlet Başkanı Petro Poroşenko, bu sürenin 30 güne indirilmesini teklif ederek, kararnameyi parlamentoya sundu. Parlamentonun da onaylaması sonrası ülkede sıkıyönetim bugün 09.00'dan itibaren yürürlüğe girecek.
Sıkıyönetim sadece Zaporoje, Lugansk, Donetsk, Vinnitsa, Nikolayev, Odessa, Summı, Harkov, Çernigov, Herson illerinde ve Karadeniz ve Azak Denizi karasularında uygulanacak.
Devlet Başkanı Petro Poroşenko, parlamentoda yaptığı açıklamada, "Sıkıyönetim, savaş anlamına gelmiyor. Ukrayna'nın kimse ile savaşmaya niyeti yok. Sıkıyönetim, ülke savunmasını güçlendirmek için gerekli" dedi.
Ukrayna'da yasalara göre sıkıyönetim (savaş hali) ilanı, sokağa çıkma yasaklarına, şahıslara ve hanelere yönelik aramalar yapılmasına, medyada sansür, grev, gösteri ve seçim yasakları uygulanmasına imkân tanıyor.
Sıkıyönetim halinde özel ve tüzel kişilerin mal varlıklarına el konulabildiği gibi, ülkede yaşayan Ukrayna ve yabancı ülke vatandaşlarına yönelik çeşitli kısıtlamalar getirilebiliyor, çalışanların hakları azaltılabiliyor.
Ukrayna yasaları, askeri saldırı ya da ülkenin toprak bütünlüğüne veya bağımsızlığına yönelik tehdit olması halinde sıkıyönetim ilan edilebilmesini öngörüyor. Sıkıyönetim ilanı sonrası ülkede kurulan geçici askeri yönetimin idarecileri Devlet Başkanı tarafından belirleniyor.
Sıkıyönetim sırasında askeri yönetimin sokağa çıkma yasağı uygulama, halkın yerleşim birimlerine giriş ve çıkışlarını kontrol etme, vatandaşların seyahat hakkını kısıtlama yetkisi bulunuyor. Vatandaşların özel eşyaları ve konutları da herhangi bir izne gerek duyulmaksızın aranabiliyor.
Yasalara göre askeri yönetim, Ukrayna'nın egemenliğini ve ulusal güvenliğini tehdit etmeleri halinde, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini de yasaklayabiliyor.
Sıkıyönetim mevzuatı, gerek duyulursa, devletin çıkarları doğrultusunda özel mülkiyete veya kamu mülkiyetine el konulmasına da imkan veriyor.
Yasalar, sıkıyönetim sırasında ülkede seçimlerin ve referandumların düzenlenmesini yasaklıyor. Eğer sıkıyönetim seçim tarihine denk gelirse, sıkıyönetimin sona ermesinin ardından parlamentonun 90 gün içinde yeni seçim tarihini belirlemesi gerekiyor.
Ukrayna'da bir sonraki parlamento seçimlerinin 31 Mart 2019 tarihle yapılması kararlaştırıldı. Ülkede yaklaşan devlet başkanlığı seçimleri öncesi eski Başbakan Yuliya Timoşenko anketlerde ciddi farkla üstünlüğünü koruyor. Kamuoyu araştırmalarına göre Timoşenko'nun halk desteği yüzde 21, şimdiki Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nın ise yüzde 10 civarında.
Yasalara göre seçim kampanyasının 31 Aralık 2018 tarihinde başlaması gerekiyor. Böylece 30 günlük sıkıyönetim, süresi uzatılmaması halinde, seçimlerin olağan tarihinde yapılmasına engel olmayacak.
Rusya'nın yasalarda "saldırgan ülke" olarak tanımlandığı Ukrayna'da sıkıyönetim konusu son yıllarda sık sık gündeme geliyordu. Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun seçimlere kısa süre kala aldığı karar, akıllara Ukraynalı liderin bu konuda daha önce yaptığı açıklamaları getirdi. Bundan iki ay önce, vatandaşların anayasal haklarını ve özgürlüklerini kısıtlamamak için sıkıyönetim ilanına karşı olduğunu söyleyen Poroşenko, "Rusya'nın saldırganlığı sırasında sıkıyönetim ilan etmeyerek çok ciddi bir sorumluluk altına girdim. Çünkü sıkıyönetimde seçimler yok, siyasi partilerin faaliyetleri yok, özgür basın yok, tamamen farklı bir hayat var" demişti.