Ülkücü Musa Serdar Çelebi: Türkeş o slogana öyle cevap vermezdi

Ülkücü Musa Serdar Çelebi: Türkeş o slogana öyle cevap vermezdi

Ülkücü hareketin önde gelen isimlerinden Musa Serdar Çelebi A Haber’de Şirin Sever  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa’da partisinin düzenlediği mitingde ‘öl de ölelim, vur da vuralım’ sloganına cevabı hakkında "Bu sloganı ben bilirim, rahmetli Türkeş için atılan bir slogandı. Gençler Türkeş’e sonsuz bağlılıklarını ifade etmek için söylerlerdi. Türkeş 'ölün istemem, yaşayın ve yaşatın'  diye cevaplar verirdi. Bahçeli’nin en azından  Türkeş’in makamında oturan biri olarak böyle cevaplar vermesi beklenirdi" dedi.

Çelebi sloganı atanların MHP tabanını temsil etmediğini belirterek, sloganı atanların marjinal bir grup olabileceğini ve MHP yönetimini provoke etmeyi amaçlayabileceğini söyledi. Çelebi, Nevruzda Türk bayrağı olmamasına yönelik tartışmalarla ilgili de ‘önceden yakıyorlardı, indiriyorlardı, bayrak olsa ne oldu da bir günde bayrak ortaya çıktı diye sorulurdu” dedi. Teröre karşı çözüm sürecinde milliyetçiliğin es geçilemeyecek bir ideoloji olduğunu söyleyen Çelebi “Bahçeli üzerine bir şey söyleyemem ama ülkücülerin tamamı ve MHP’lilerin büyük çoğunluğunun Kürtlerle problemi yoktur” dedi.

 

Türkeş O slogana öyle cevap vermezdi

 

"Devlet Bahçeli’nin o sözlerini hiçbir şekilde anlayamadım Ya sev ya terk et sloganını yasaklayan Bahçeli nasıl oldu da o cevabı verdi anlayamadım. Bahçeli bugüne kadar kritik günlerde isabetli tavır sergilemiş bir isim. Bir gün önce bombalar patlamış, günlerdir şehit haberleri gelen bir iklim olsa ve böyle bir slogan atılsa hadi bir nebze anlarım, tam tersi silahların bırakılmasının konuşulduğu ve halkın dua makamında olduğu bir iklim var. Tam bu iklimde bu slogan atılıyor. Orada psikolojik bir durum gördüm. Bu sloganı ben bilirim, rahmetli Türkeş için atılan bir slogandı. Gençler Türkeş’e sonsuz bağlılıklarını ifade etmek için söylerlerdi. Türkeş “ölün istemem, yaşayın ve yaşatın”  diye cevaplar verirdi. Bahçeli’nin en azından Türkeş’in makamında oturan biri olarak böyle cevaplar vermesi beklenirdi. "

 

Atılan slogan MHP yönetimine kışkırtmaydı

 

"Meydana iyi bakmak lazım, bir avuç insandı, önde.  MHP’nin tabanını temsil eden bir grup değil, marjinal bir grup. MHP yönetimine karşı bir kışkırtma olarak algıladım, bekledim Bahçeli yasaklasın diye ama hoşuna gitti. Gençlerin motive  olması ve kıpırtı göstermesi. Düşünülmeden atılmış ucuz bir şeydi. MHP’de büyük çoğunluk bunu tasvip etmedi.  MHP’liler kan dökülsün istemez, çok küçük hasta bir grup bunun dışında. Hassasiyetlerin tırmandığı bir dönem yaşıyoruz."

Bahçeli’ye insanları sokağa dökmediği için teşekkür mü etmeliyiz?

Bahçeli’nin insanları sokağa dökeceğini zannetmiyorum. Türkiye başarısız olur, yeni bir ayrışmaya parçalanmaya gider mi diye endişe var, bu endişeyi normal karşılamak gerek. Bahçeli’nin yapacağı şey, bu vatanı en çok seven, dileyen insanların şiddeti tırmandırmaya müsaade etmemeleri gerekiyor ki süreç tatlı bir şekilde aşılsın. Ben buna inanıyorum. Sadece tepkileri abartmamak gerekiyor. Ben Hakkâri’de gençler gelmişti. Ülkücülerin Kürtlerle Kürtçe ile sorunu olmadığını anlatmak için Kürtçe selamladım onları. Onların dilini ve kimliğini tanıdığımı anlatmış oldum. Gerçekten onlarla yaptığım görüşmelerde ki benim ziyaretlerim devam ediyor onların kimlikleriyle onurlu şekilde yaşamalarını anladığımızı söyledik.

Bahçeli üzerine bir şey söyleyemem ama, ülkücülerintamamı ve MHP'lilerin büyük çoğunluğu Kürtlerle problemi yoktur

Bahçeli de bir gün Kürtçe selamlama yapsa ne olur? Yer yerinden mi oynar, kıyamet mi kopar?

Bahçeli üzerinde bir şey söyleyemem ama ülkücülerin tamamı MHP’lilerin büyük çoğunluğu Kürtlerle problemi yoktur. Onların endişesi Türkiye’nin bölünmesidir. Şimdi Nevruz’da bayrak var mı yok mu tartışması yaşandı. Hangi toplantıda vardı, hiçbir toplantıda yoktu geçmişte, sağda solda bayrak varsa indiriliyordu bir de. O günler yaşandığı için, büyük kayıplar, birlikte yaşamayı ortadan kaldırıcı, ayrılma ve bölünme işaretleri veren davranışlar insanların zihninde duruyor. Zaman gerekiyor.  15- 20 tane bayrak olsa, ne oldu da bayrak çıktı ortaya diye sorulabilirdi. Bir günde orada bayrak olmasını bekleyemeyiz.  MHP endişelerini bu üslupla dile getirmemeli, Devlet Bahçeli de yapmazdı nasıl oldu anlamadım

Seçimlere gidildiğinde MHP barış sürecine yeterince destek vermediği için oyları düşebilir mi?

Eğer gerçekten barış sürecine destek vermezse, barış süreci sağlıklı işlediği halde, Türkiye aleyhine açık bir tehdit ortaya çıkmadığı halde bu anlaşılmaz tavrı sürdürdüğü takdirde halk bunu MHP’nin aleyhine değerlendirecektir.

Bu süreçte Türkeş partinin başında olsaydı Bahçeli’den farklı mı davranırdı?

Bir kere şunu kesinlikle ifade edeyim. Türkeş Türkiye’nin bütün gerçeklerini en iyi bilen liderlerden biriydi. Ülkücü hareket Batıdan çok Doğuda gelişmiş bir hareketti. Bugün bu gerçek unutuluyor. Van’da Muş’ta Diyarbakır’(da ülkü ocakları çok iyi örgütlenmişti. Türkeş bugün o yaşadığı dönemde ortaya koyduğu ayrılık olmadığını Kürt kardeşlerimizle geleceği kuracağımızı Doğu’nun her yerinde haykırdı. MHP’nin eksikliği bu. Ben Hakkâri’de ülkücü kimliğim ile konuştum. Bir tepki görmedim. Bugünkü MHP yönetimi kendini Doğu’daki kardeşlerimize doğru anlatamıyor. Milliyetçiliğin şovenist bir hareket gibi algılanmasına sebep oluyor. Biz Kürt kardeşlerimizle buluşunca ihanet içinde oluyoruz. Biz bir yıldır beraberiz. Bu acılara rağmen bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Daha geniş coğrafyada daha büyük beraberlikler kurma çabamız var hatta. Türklük bir medeniyet ifadesi olmaktan çıkıp etnik bir meseleye indirgenince hadise arzu edilmeyen bir noktaya gitti. Çatışmayı tetikleyen boyutlar oluştu. Ülkücüler bunun farkında. MHP yönetiminde bulunanlar bu farklılıkları ortaya çıkartıcı gençleri aydınlatan eğitimi ihmal etti.