"Mustafa Denizli'nin birinci yanlışı oyuna çift libero ile başlamak. İki, garip bir şekilde Delgado'yu Hagi zannediyor ve bütün oyun düşüncesini onun üzerine koyuyor. Sahaya çıkardığı takıma bakıyorum, ümitler yine Delgado üzerine kurulmuş. Ona inat eder gibi yine Yusuf kenarda." BEŞİKTAŞ-FENERBAHÇE "Ballı ve Balsız Mustafa Denizli'nin farkını gösteren bir maç izledik. Beşiktaş'ın sahada olmadığı konusunda hemen hemen herkes müttefik. Beşiktaş o kadar yoktu ki, Fenerbahçe'nin rahat rahat top dolaştırdığı maçı kazanması normaldi. Bu Beşiktaş'ı kim olsa yenerdi. Bu olmayan Beşiktaş'a rağmen Fenerbahçe kalecisi, ki ne goller yiyen, Volkan Demirel, bu defa ne goller kurtardı. İki, Fenerbahçe'de ne goller kaçıran Güiza, dünyanın en güzel, akıllı gollerinden birini atıyor. Bildiğimiz Güiza ve Volkan olsaydı, bu Beşiktaş dahi Fenerbahçe'yi yenebilirdi. Bu maçta bal yoktu, bal olmayınca da işte böyle oluyor. Mustafa Denizli hocamız bir baltaya sap olamayanların da bazen doğru şeyler söyleyebileceğini düşünse yanlışlarını görme fırsatı bulur. Sivasspor gündüz oynanan maçı kaybetmiş. Sen Sivas'ın 1 puan gerisindesin, berabere kalırsan puan puana olacaksın, kazanırsan öne geçeceksin. Şampiyonluğa doğru çok daha rahat yürüyeceksin bundan sonra. Kendi sahandaki rakibin bu seneye büyük umutlarla girmiş, Avrupa'da bir şey yapamamış, ligdeki iddiasını kaybetmiş, kongre öncesinde bir tek kupa ümidi var. Fenerbahçe'nin ne sakata ne de cezalı futbolcuya tahammülü yok... Yani Fenerbahçe bu maçı vazifeten oynuyor. Oynar ama kimse ayağını sakatlanmaya uzatmaz bu maçta. Türkiye Kupası'nı kazanmak var çünkü işin ucunda. Rakibin bu, senin de adın Mustafa Denizli. Hangi Mustafa Denizli? Türkiye'ye hücum futbolunu getiren, bize risk almanın doğal olduğunu öğreten Mustafa Denizli... Şimdi sahaya çıkan Beşiktaş'a bak. Stoper Sivok ön libero oynuyor. Ernst varken orada bir de o. Şimdi aynı Mustafa Denizli der ki, antrenör tebeşir ile kadroyu kara tahtaya yazdığı zaman oyuncu hocanın niyetini anlar. Kendi sahanda oynuyorsun Fenerbahçe'ye karşı, iki tane ön libero koyarsan, stoper Sivok'u orta sahaya koyarsan, oyuncu ‘hoca önce yenilmemeyi düşünüyor'der. Mustafa Denizli'nin birinci yanlışı oyuna çift libero ile başlamak. İki, garip bir şekilde Delgado'yu Hagi zannediyor ve bütün oyun düşüncesini onun üzerine koyuyor. Sahaya çıkardığı takıma bakıyorum, ümitler yine Delgado üzerine kurulmuş. Ona inat eder gibi yine Yusuf kenarda. Mustafa hocam, Delgadolu Beşiktaş ile Yusuflu Beşiktaş'ı beraber seyredelim mi? Bu hafta balsız ya, Yusuf değişikliğini yapar yapmaz ikinci golü yiyerek 2-0 geriye düştüler. Fenerbahçe o golü atmasaydı bal dönebilirdi Yusuf ile; çünkü takımın lideri oldu ikinci yarıda. Toplar dağılmaya başladı, Sivok yerine gitti. Beşiktaş sahaya çıkarması gereken takımı değişikliklerden sonra buluyor. Bu defa hiç anlayamadığım değişiklik Ernst'in çıkıp Serdar Özkan'ın girmesi. Bu değişikliği yaparken ne bekliyorsun? Senin gol atmaya ihtiyacın var. Hangisi daha tehlikeli? Ernst bu sezon Beşiktaş'ın yaptığı en iyi transferlerden biri. Herkes bunda müttefik. Bir de talihsizlik, Serdar oyuna girdi ve ilk 9 topu kaybetti. Bu da yanlış değişiklik olduğunu katmerledi. Aslında Serdar iyi futbolcu. Mustafa Denizli'nin maç boyunca en büyük yanlışına gelince, 90 dakika boyunca sağdan ve soldan kırk orta yapmışlar. Beşiktaş'ın Fenerbahçe kalesinde tehlikeli olan bir kafa şutunu hatırlıyor musunuz? Bu ne demek, orta yaptığın zaman topu Fenerbahçe'ye teslim ediyorsun. Bunu gör ve de ki, yerden ayağa oynayın. Çünkü yerden oynadıkları zaman Fenerbahçe savunmasını dağıtıyorlar. Beşiktaş maç bitene kadar adeta doldur boşlat oyunu oynadı ve buna kenardan bir müdahale yapılamadı. Ben Mustafa Denizli hocamı tanıyamıyorum. Aragones mi Mustafa Denizli mi hiçbir fark yok arada." GALATASARAY "Bundan 3 hafta önce Galatasaray 8 puan geri düştüğü zaman Adnan Polat ‘iddiamız sürüyor, hala şampiyonluk adayıyız' demişti ve hepimiz de gülmüştük. Galatasaray'ın geçen hafta ve bu hafta kaybettiği 5 puanı, puan cetvelindeki Galatasaray'a ekleyin, birinci Sivas'ın 3 puan, ikinci Beşiktaş'ın da 2 puan gerisinde oluyor. Ayrıca da bu takımlarla da maçı var. Adnan Polat rakiplerin durumunu okumakta mahir bir analizci, ama kendi takımından haberi yok. Sivasspor ve Beşiktaş'ın puan kayıplarına uğrayabileceğini görüyor, ama Galatasaray'daki zaafı göremiyor. Takımının da onlar kadar puan kaybedeceğini ve farkın yine 8 puan olarak kalacağını göremiyor. Bülent Kormaz bırakın Galatasaray'ı yönetmeyi, futbolu bilmediğini gösterdi bana. Hala da ısrarla aynı feci yanlışları yapmaya devam ediyor. Darmadağınık. Sene başından beri takımın başında olsa o beğenmediğimiz Skibbe'yi aratacak ve Galatasaray da şu anda küme düşme adayları arasında olacaktı belki de. Durum bu kadar meydandayken Bülent Korkmaz ile ilgili herhangi bir eleştirim yok. Onu bu işin başında ısrarla tutan Adnan Polat. Başkan yaptığı konuşmada diyor ki, ‘bizim yanlışımız Skibbe'yi getirmek ve ona çok uzun zaman sabretmekti.' Burdaki yanlışı görmüş. Aynı hatayı bir daha yapıyor. Herkesin birbirine şampiyonluğu ikram ettiği bir senede her şeye rağmen Galatasaray şampiyon olabilecekken, birbiri ardına tatsız futbollar ve tatsız sonuçlar geldi. Şu anda Galatasaray'ın Avrupa'da oynaması tehlikede. Bursaspor geliyor... Oynadıkları futbol da Galatasaray'dan çok iyi."