Uluslararası Af Örgütü, Libya'yla ilgili raporunu bugün kamuoyuna açıkladı. Raporda, "Mülteciler ve göçmenler, savaş ve hak ihlalleri döngüsünde mahsur kaldı" denildi.
Rapor, Avrupa Birliği'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nun yeni "Göç Anlaşması"nı duyurmasından bir gün sonra yayımlandı.
"Hayatla ölüm arasında: Libya'nın hak ihlalleri döngüsünde mahsur kalan mülteciler ve göçmenler" başlıklı raporda, göçmen ve mültecilerin ülkeden çıkabilmek için hayatlarını tehlikeye attığı, bu döngüden kurtulabilmek için güvenli ve yasal çıkış yollarına dair hiçbir umudun olmadığını belirtti.
Raporda ayrıca Libya'daki ağır ihlallere yer verildi.
Bu ihlaller arasında hukuka aykırı öldürmeler, zorla kaybetmeler, işkence ve diğer türde kötü muamele, tecavüz ve diğer türde cinsel şiddet, keyfi gözaltı, zorla çalıştırma ve sömürü gibi suçlar yer alıyor.
Raporda silahlı çatışma ve güvensizliğe rağmen Libya'ın çatışmalardan, zulümden ve yoksulluktan kaçan ya da daha iyi yaşam fırsatları arayan yabancı uyruklular için hem bir varış yeri hem de geçiş ülkesi olmaya devam ettiği ifade edildi.
Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, Mart ve Nisan 2020 arasında, Libya'da ağırlıklı olarak Nijer (yüzde 21), Mısır (yüzde 16), Çad (yüzde 16), Sudan (yüzde 13) ve Nijerya (yüzde 8) olmak üzere yaklaşık 600 bin mülteci ve göçmen yaşadı.
21 Eylül itibariyle Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne toplam 46 bin 247 kişi kaydoldu.
Veriler, Libya'daki mülteci ve göçmen çocukların yüzde 24'ünün refakatsiz olduğunu da gösterdi.
Göçmen ve mülteci nüfusunun yaklaşık yarısı (yüzde 49) batı Libya'da yoğunlaşıyor.
Rapora göre Libya Ulusal Ordusu tarafından 5 bin 65 göçmen ve mülteci itiraz hakları olmaksızın sınır dışı edildi. Bu sayının içerisinde 2 bin 672 Mısır vatandaşı bulundu. Sınır dışı edilen insanlardan 2 bin 393 kişi ise Çad, Mali, Nijerya, Nijer ve Somali vatandaşı.
'AB, politikalarına devam etti'
Rapor ayrıca Libya'da karaya çıkan kişilerin, Trablus Tütün Fabrikası gibi gizli gözaltı merkezlerine götürülmesi ve Libya'nın doğu bölgelerinden gelen binlerce mülteci ve göçmenin yargısız sınır dışı edilmesi gibi olayların ayrıntılarına da yer veriyor.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy raporla ilgili olarak, "Yıllardır süregelen savaşın yakıp yıktığı Libya, daha iyi bir hayat arayışındaki mültecilere ve göçmenlere daha da düşmanca davranan bir ülkeye dönüştü" dedi.
Mültecilerin ve göçmenlerin, çok çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kaldığını belirten Eltahawy şimdi ise ırkçılık ve yabancı düşmanlığına dayalı iddialarla haksız yere COVID-19'u yaymakla suçlandığını ifade etti.
Eltahawy, "Tüm bunlara rağmen, AB ve üye devletler, 2020'de bile insan hayatı ve onurunu utanç verici şekilde hiçe sayarak, on binlerce kişiyi hak ihlalleri döngüsünde mahsur bırakan politikalar uygulamaya devam etti" diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü'nün Libya raporunda, çocukken Somali'de Eş Şebap örgütütünden kaçtıktan sonra 2017-2019 yılları arasında Libya'da yaşayan Ahmet isimli birinin tanıklığına da yer verildi:
"Bir gece saat 03:00'te birtakım suçlular evimize geldi. Eşimi dövdüler, ben de karşı koydum. Bacağımdan bıçakladılar ve 'Kıpırdarsan eşini vururuz' dediler.
"Bizi kaçırdılar ve Trablus dışındaki bir hangara götürdüler. Kişi başı 20 bin dolar istediler. Hangarda Somali'den, Eritre'den, Etiyopya'dan gelen 16-17 kişi vardı. 15 gün kadar orada kaldık.
"İnsanları dövdüler. Gider gitmez sizi soyuyorlar; erkekleri dövüyor, kadınlara ise tecavüz ediyorlardı. İki hafta sonra bir fırsatını bulup kaçtım."