Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanları, Japonya'nın Fukuşima Dai-içi nükleer santralinde biriken radyoaktif özellikli atık suyun boşaltım planını yerinde inceledi.
UAEA nükleer emniyet ve güvenlik uzmanlarından oluşan teknik heyetin, hükümet yetkilileri ile santral işletmecisi temsilcileri ile görüşmelerini kapsayan Japonya turu devam ediyor. Uluslararası heyet, radyoaktif özellikli atık suyun denize boşaltım planına yönelik yerinde denetleme yapmak üzere Fukuşima Dai-İçi nükleer enerji santraline geldi.
Santral işletmecisi Tokyo Electric Power (TEPCO) firması, heyetin söz konusu planı inceleme sürecine yönelik video yayımladı.
Videoda, santral işçilerinin işlenmiş atık sudaki radyoaktif materyalleri kontrol ettiği görüldü. Heyetin, işlenmiş suyun salıverilmesi için kapsamlı ekipmanın yer aldığı inşaat sahasını da gezdiği bildirildi.
Uzman heyetin, yarın düzenleyeceği basın toplantısı ile plana yönelik öngörülerini kamuoyuyla paylaşması bekleniyor. Heyet, boşaltım planının şeffaflığının artırılmasına yönelik yıl içinde iç güvenlik değerlendirme raporu da yayımlayacak.
Önceki Suga Yoşihide hükümeti Nisan 2021'de, 2011'deki deprem ve tsunamide hasar gören santralde biriken atık suyun, Pasifik Okyanusu'na salınması planını açıklamıştı.
Tokyo hükümetinin kararına, komşu ülkeler Çin, Güney Kore ve Tayvan tepki gösterirken, ABD "anlayışla karşıladığını", UAEA ise desteklediğini açıklamıştı.
Reaktörleri soğutma işlevi gören saf su içinde oluşan radyoaktif maddeler, ALPS sayesinde, trityum materyali haricinde ayrışıyor.
Plana göre, trityum elementi içeren su, litre başına 1500 bekerel seviyesinde sulandırılarak seyreltilecek. Böylelikle, tesis işleticisi TEPCO, günden güne artış gösteren suyu periyotlar halinde denize boşaltabilecek.
TEPCO, santralde muhafaza edilen suyun salınmaması halinde, tesisin depolama tank kapasitesini en geç 2022 sonbaharında dolduracağı tahmininde bulunuyor.
İki yıl süreceği tahmin edilen denize tahliye periyodunun 2023'ün bahar aylarında başlatılacağı bildirildi.
Japonya'daki nükleer felaketin ardından 160 bin insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştı. Pek çoğu 10 yıldıır yaşadığı bölgeye dönmedi.