Ümit Boyner: Hakkımda söylenenleri yüzüme söylemek cesaret ister

Ümit Boyner: Hakkımda söylenenleri yüzüme söylemek cesaret ister

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, özellikle siyasetçilerin tribünlere oynamak için kendi şahsında tüm kadınlara ayrımcılık uyguladığını ifade etti. Boyner “Bu tip davranışlarla karşı karşıya geldiğim insanlarla daha sonra kapalı kapılar arkasında biraraya gelmedim. Ama zannediyorum birebir görüşme olduğunda aynı davranış biçiminde bulunmaları bayağı bir cesaret ister. Bunu ortalık yerde yapmak onlara çok daha kolay geliyor” diye konuştu.

Görevini 17 Ocak’ta SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’a bırakmaya hazırlanan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, 3 yıllık başkanlığı boyunca çeşitli kesimlerden kendisine yönelik yapılan “hakaretlere” sert yanıt verdi.

TÜSİAD Başkanı Boyner, SKYTURK360’ta yayınlanan CEO CLUB programının 30 Aralık Pazar saat 22.00’de yayınlanacak bölümünde Murat Sabuncu ve Rauf Ateş’in sorularını yanıtladı.

\

İşte TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in CEO Club’ta yaptığı açıklamaların satırbaşları:

 

‘Benim kişiliğimde tüm kadınlara haksızlık yapıldı’

 

“Bana ve kadınlara yönelik rahatsız eden dili genel olarak siyasetçiler kullandı. Malesef böyle bir alışkanlık var. Tabi bu dil çok rahatsız edici. Ben bunu kişisel almamaya çalıştım ama benim kişiliğimde Türkiye’deki kadınların nasıl bir eşitsizlik ve ayrımcılıkla da karşı karşıya olduğunu daha net gördüm. Bana yapılan bir takım haksızlıkların aslında tüm kadınlara yapıldığını düşündüm. Ve buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini düşündüm. Bu sadece kadınların değil erkeklerin de kadınların yanında mücadele vermesi gereken bir konu.

 

‘Yüzüme söylemek bayağı bir cesaret ister’

 

“Zannediyorum zaman zaman meydanlara ve tribünlere oynamak gibi bir içgüdü oluyor. Bu tip davranışlarla karşı karşıya geldiğim insanlarla daha sonra kapalı kapılar arkasında biraraya gelmedim. Ama zannediyorum birebir görüşme olduğunda aynı davranış biçiminde bulunmaları bayağı bir cesaret ister. Bunu ortalık yerde yapmak onlara çok daha kolay geliyor.”

 

‘Kapalı kapılar ardında sorun çözmek doğru değil’

 

“Türkiye henüz açık bir toplum olmayı başaramadı. Eleştirileri neredeyse kişisel alıyoruz. Bazı şeyleri herkesin önünde konuşmamayı daha doğru bulan bir yapımız var. Aslında sivil toplum böyle bir şey değil. Zaman zaman fikir beyan etmek yanlış anlaşılıyor. Bir dernek olarak siyasi pozisyon aldığımız düşünülüyor. ‘Şunu dediler çünkü arkasında böyle bir şey var’ diye düşünülüyor. Bunu ben anlaşılır buluyorum. Çünkü henüz açık toplum anlayışına geçemedik. Ne kadar şeffaf olabilirsek, Türkiye o kadar ilerleyecektir. Kapalı kapılar ardında sorun çözmeye çalışarak doğru bir yere gitmiyoruz.”

 

‘Politikaya kesinlikle girmeyeceğim’

 

“Kesinlikle politikaya girmeyi düşünmüyorum. Zannediyorum TÜSİAD başkanlarının çoğuna bu soru soruluyor. Siyaset yapmanın gerekleri ile bir STÖ’de çalışmanın çok farklı yöntemler içerdiğini düşünüyorum. Açıkçası siyasetle ilgilenmiyorum. Türkiye’nin demokratikleşmesine inanıyorsak STÖ’lerin çok güçlü ve bağımsız olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de yeterince siyasetçimiz var. Ben STÖ’lerin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

 

‘TÜSİAD Başkanlar Konseyi onay makamı değil’

 

“TÜSİAD teamüllerine göre başkan ve yönetim kurulunun zaman zaman fikir almak için gittiği bir Başkanlar Konseyi var. Bu konsey, üye etkileşimi için bir danışma kurulu gibi çalışır. Bu danışma kurulunun ötesinde kararlara etki yapan, günlük akışta etkisi olan, onay mekanizması gibi çalışan bir fonksiyonu yoktur. Zaman zaman fikir ayrılıkları olabilir ama her zaman TÜSİAD’ı bağlayan yönetim kurulu’dur.”

 

‘Bir gün kitap yazabilirim’

 

“TÜSİAD Başkanlığını bıraktıktan sonra 3 yıldır ilgilenmediğim işime geri döneceğim. Ayrıca üniversiteye hazırlanan küçük oğlum ile ilgileneceğim. Onu bu süre zarfında çok yalnız bıraktım. Bundan sonra hayatın rengi biraz değişecek. İyi bir arşivim var. Hem görsel hem de notlarımdan oluşan... Belki bir gün kitap yazabilirim.”