Fransa’nın Davos’u olarak nitelendirilen ve her yıl Fransa’yla birlikte, tüm Avrupa ve dünyadan önemli ekonomist, kanaat önderi, akademisyen, siyasetçi ve iş insanlarını ağırlayan “Les Rencontres Économiques d’Aix-en-Provence”a katılan Ümit Boyner, “Teknolojik gelişime güvenebilir miyiz?” başlıklı oturumda bir konuşma yaptı.
“Araştırmalar teknolojinin ortadan kaldırdığı bir işin yerini, yeni 2,4 işin aldığını söylüyor” diyen Boyner sözlerine şöyle devam etti:
"İnsanlar robotlar ve otomasyonun yarattığı ek değeri yeni ve yenilikçi işler yaratırken kullanabilir. Ayrıca bu değerler temel geliri finanse etmek için de vergilendirilebilir. Bu konunun yakında iş dünyasında ve siyasi çevrelerde daha çok konuşulacağına inanıyorum."
Teknolojinin artık bilgiyi daha erişilebilir kıldığı gibi, internet platformlarının gücünün de hiç olmadıkları kadar etkili olduğunu belirten Ümit Boyner, teknoloji ve eğitimin gelecekte ülkeler arasındaki eşitsizliği de engelleyebileceğini vurguladı. Boyner, “Friedman'ın ünlü kitabında, dünyanın ‘düz’ olarak adlandırılmasından bu yana 15 yıl geçti. Dünyayı teknoloji ve eğitim ile ‘gerçekten düz’ hale getirmek adına yapacak çok şey var. Dünyanın gelişmiş ve az gelişmiş bölgeleri arasındaki köprüyü kuracak olan da teknoloji ve eğitim olacak” dedi.
Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumların adil ve sürdürülebilir bir dünya için gösterdikleri çabaların yetersiz olduğunun altını çizen Ümit Boyner, “Teknolojinin hızla hayata nüfus ettiği bu geçiş sürecinde geleneksel çözümler ile teknolojik gelişmeler arasında bir senteze ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Bugün dünyamızın küresel ekonomik ve politik sorunları, ülkeler ve devletler arasında duvarlar inşa ederek ya da okyanuslardaki vicdanlı aktivist kaptanları tutuklayarak çözülemez. Teknolojik ilerlemenin para kazanmaktan ziyade dünyamızı daha ‘düzleştirecek’ bir yol olması gerektiğine inanıyorum” ifadesini kullandı.
Teknolojik gelişimin her zaman insanlık için olduğunun altını çizen Ümit Boyner şöyle devam etti:
“Yeni teknolojiler, farklı sosyoekonomik toplumlar arasında köprü olarak kullanılmalı. Teknolojiyle ilgili gerçek sorunlara gerçek çözümler bulmanın sorumluluğu devlet adamları, iş dünyası liderleri, akademisyenler, profesyoneller, sanatçılar ve STK liderlerinin omuzlarında…”