Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ümit Özat, "Bu ülkede 3 mütevazı insan gösterilecekse üçüncü değil birincisiyim" dedi.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Gençlerbirliği'nin teknik direktörü Ümit Özat, "Kötülük ne genimde ne de ruhumda olan bir şey. Ben bir terzinin, iğneyle kuyu kazan, boğazından bir lokma haram geçmemiş bir insanın oğluyum." dedi.
Futbolculuk kariyerinin 17 senesinin 16 yılında A Milli Futbol Takımı, Fenerbahçe, Gençlerbirliği ve Almanya'nın Köln ekibinin kaptanlığını yapan, teknik direktörlüğe 32 yaşında Ankaragücü'nde başlayan ve altyapısında yetiştiği Gençlerbirliği'ne 41 yaşında bu kez hoca olarak dönen Ümit Özat, kariyeri, karakteri, hedefleri, kulüp başkanı İlhan Cavcav ve lider Medipol Başakşehir ile yarın oynayacakları maça ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gençlerbirliği ile gönülden hiç ayrılmadığını belirten Ümit Özat, "Çocukken Fenerbahçeli miydin, diye sorduklarında, 'Hayır çocukken Gençlerbirliği'ni tutuyordum' cevabını veriyorum. Çünkü ben Zacarias, Noremberg, Rinaldi, Metin Altınay ile büyüdüm." diye konuştu.
Herkes "Çocukken Fenerbahçeliydim, Beşiktaşlıydım, Galatasaraylıydım" derken kendisinin Gençlerbirliği taraftarı olduğunu söylediğine dikkati çeken Özat, "Sonra gittik Fenerbahçe camiasında kaptanlık yaptık. Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en önemli kulüplerinden biri olduğunu herkes biliyor. Benim Gençlerbirliği'nde oynadığım, kaptanlık yaptığım unutulmuş. Sanki ben burayı unutmuşum, bir de Ankaragücü'nde antrenörlüğe başlayınca böyle bir algı oluştu. Ben buradan hiç kopmadım." ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe ve Almanya'da futbol oynadığı dönemlerde başkent ekibine futbolcu ya da teknik adam konularında bilgiler verdiğini ve hep yardımcı olmaya çalıştığını aktaran Özat, "Bu kulüp buradayken de benim kulübüm, yarın başka bir kulüpte olsam da benim kulübüm." şeklinde değerlendirme yaptı.
Ümit Özat, futbol konuşmaktan büyük keyif aldığı kulüp başkanı İlhan Cavcav'ın göreve başladıktan sonra bir gün bile işine karışmadığını söyledi.
Beştepe'ye 9 yaşında geldiğini, 17 yaşında da Cavcav'ın kendisini yakından takip etmeye başladığını dile getiren Özat, "Futbolculuğunu yaptım, kaptanlığını yaptım, şimdi de hocalığını yapıyorum. Her zaman söyledim, burada oynamış her oyuncu da hemen hemen bunu ifade ediyor. 32 yaşında teknik direktörlüğe başladım. Bu yaşta başlayan 2 ya da 3 insan vardır. Sorunlarla boğuşmadığım tek kulüp burası. Bu da buranın iyi yönetildiğini gösteriyor. İlk defa sorunsuz bir kulüpteyiz. Kulübü bu noktaya getiren kişi de başkanımız." şeklinde konuştu.
Cavcav ile her hafta toplanarak istişarede bulunduklarını ve onun fikirlerinin kendisi için önemli olduğunu belirten Özat, şunları söyledi:
"Ben hiç gocunmam. Yeri gelir oyuncu ve kadro konusunda fikirlerimizi paylaşırız, tartışırız. Onunla futbol konuşmaktan da açıkçası keyif alıyorum. Neticede kulübün büyüğüdür, başkanıdır. 38 yıllık tecrübesi de birçok şey için yeterli ama 4 hafta oldu bugüne kadar bir gün bile işime karışmadı."
Kendisine yönelik "kavgacı, sert mizaçlı" eleştirilerine ilişkin "Bu ülkede 3 mütevazı insan gösterilecekse üçüncü değil birincisiyim." ifadesini kullanan Özat, şöyle devam etti:
"32 yaşında antrenörlüğe başladım. Her sene bir tecrübe. Başlangıcı olduğum bir hatam yok, hep karşılıktı. Hepimiz insanız. Nedir, belki kötü insanların tezgahına, tuzağına geldik. Kim hata yapmamış ki, hatayı liderler yapar, cezayı da liderler öder. 32 yaşında bir adam teknik direktör oluyorsa hata yapmaya müsaittir ama unutulmasın ki hatasından kurtulması da kolay olur. Hatasız insan etliye sütlüye karışmayan insandır. Bu kadar kaptanlık yapan insan liderdir. Kaptanlık, insan yönetmektir. Gittiğinizden 10 ay sonra 2 kelime dilini bilmediğiniz Almanya'da kaptan olmak, gittiğinizden 14 ay sonra Fenerbahçe'de kaptan olmak, Gençlerbirliği'nde 20 yaşında bandı takmak, A Milli Takım kaptanlığı yapmak.... Bunları kimse, kara kaşına kara gözüne vermez. Zaten kara kaşa kara göze kalsa bana hiç vermezler, yakışıklı bir adam değilim. Hata olacak ama ben hataya değil niyete bakarım."
Her hatanın insanı daha tecrübeli kıldığını ve başarıya götürdüğünü belirten Özat, "Hata insana mahsus ama bunu kalple, kötülükle birleştirmek doğru değil. Kötülük ne genimde ne de ruhumda olan bir şey. Ben bir terzinin, iğneyle kuyu kazan, boğazından bir lokma haram geçmemiş bir insanın oğluyum. Az çok neyin ne olduğunu bilirim." ifadelerini kullandı.
Özat, teknik olarak yaptığı doğru ya da yanlışlarla gündeme gelmek istediğini vurguladı. İnsanların sosyal medyadan kendisini "diksiyonu böyleymiş, şu şöyleymiş, kiloluymuş, kilolu antrenör mü olurmuş" şeklinde eleştirdiğini dile getiren Özat, "Arkadaş, ben kilomla yönetmiyorum ki takımı, beynimle yönetiyorum." dedi. Fazla kiloları nedeniyle kendisinin de rahatsızlık duyduğunu, zararını da herkes kadar bildiğini belirten Özat, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu eleştirilerin içinde beni sevip niyetini bildiklerim de var, zarar verme niyetiyle bu yorumları yaptığını bildiklerim de var. Del Bosque'nin 4-5 tane Şampiyonlar Ligi kupası var. Brad Pitt miydi Del Bosque, yok muydu göbeği, Lobanovski'nin yok muydu, Rinus Michhels dünya yakışıklısı bir adam mıydı? Zayıf olmak tek başına antrenörlük için kriter mi? İnsanlar akıllarıyla yönetir takımı, kilolarıyla değil. Kilom beni ilgilendirir, dışarıdakini değil. Oyuncumu da ilgilendirmez. Oyuncu benim anlattıklarıma baksın yaptıklarıma değil."
İnsanın bahane aramaya kalktığında sütte de leke bulabileceğini ifade eden Özat, "Ben yükseldikçe alçalan, şöhreti arttıkça mütevazı olan ama tam tersi çalışmadığı dönemlerde de dik duran bir adamım." dedi.
Başkalarının, kendisinin aksine, çalışmadığı dönemlerde bir göreve gelmek için burnundan kıl aldırmadığını anlatan Özat, "Ben durup dururken kime ne yapmışım, ne demişim, ne küfür etmişim. 20 yaşından beri ekrandayım, ön plandayım. Tuzağa düşmek bir hataysa bunu kabul ederim ama yanlışın benden başladığını düşünmek doğru değil. Doğruyu söylemek kavgacılıksa ben özümü değiştiremem." diye konuştu.
Özat, başkent ekibinin henüz bir yere gelmediğini sadece alması gereken puanları aldığını belirterek, "Daha da almamız gereken çok puan var." ifadesini kullandı.
Gençlerbirliği'nde göreve başladığında, hedefini sıralamada ilk 5-6 olarak açıkladığını hatırlatan Özat, "Adanaspor maçından önce son 3 maçımız için de 'rakiplerimizle oynayacağız' dedim. Çünkü oyuncularıma güveniyorum." diye konuştu. Medipol Başakşehir forması giyen Uğur Uçar'ın da Gençlerbirliği'nin sağ beki Ahmet Oğuz'un da kendi futbolcusu olduğunu düşündüğünü dile getiren Özat, "Elbette orada da değerli oyuncular var ama kıyas yapıyorum, benim oyuncularımın yetenekleri onlardan aşağı değil. O zaman öz güven vermek ve eksikleri ufak nüanslarla tamamlamak kalıyor." şeklinde konuştu.
Gençlerbirliği'nin takım savunması anlamında yüzde 60-70'lere geldiğini ifade eden Özat, sözlerini söyle tamamladı:
"Takım savunmasını oturttuğumuz gün gol yemeyen bir takım olacağız. Gün gelir 5 de yiyebiliriz ama benim için 4-0 kazanmaktansa 0-0 bitmesi önemlidir. Her 3 yediğin maçta 4 atamazsın ama daha fazla maçı berabere bitirebilirsin. Araya galibiyet sıkıştırdığın zaman da zaten üst sıralardasın. 34 beraberlik 34 puan ediyor ve ligde kalma puanı 2 yıldır 32'ye düştü. Önce gol yemeyeceksin. Bundan kastımız, korkaklar gibi yaslanarak savunma yapmak değil. 3 maç oldu, verdiğimiz sadece 2 pozisyon. O da Adanaspor'un sıralamadaki durumu nedeniyle konsantrasyon eksikliği yaşadığımız için. Çalışma düzenime, oyuncularıma güveniyorum, kolay kolay pozisyon hatası yapacak bir takım değiliz. Evet zor bir periyoda giriyoruz. Medipol Başakşehir, Fenerbahçe ve Bursaspor ile karşılaşacağız. Eğer hedefimiz oraysa mücadele etmek zorundayız, korkumuz yok."