T24 Haber Merkezi
İyi Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, katıldığı bir canlı yayında İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun 'FETÖ'cü' olduğu imasında bulunurken, "FETÖ'cü bir sivil toplum örgütünün eğer başkan yardımcılığını yapıyorsanız, öncesindeki başkan ve sonrasındaki başkan FETÖ'cüyse, bu arada FETÖ'yle ilgili yıllar boyunca bir tane olumlu veya olumsuz açıklamanız yoksa, sosyal medya hesaplarınız bomboşsa, bu şekillendirilmiş demektir. Hayatın normal akışına aykırıdır" dedi. Özdağ'ın sözlerinin ardından yayına bağlanan Kavuncu, "Öncelikle şunu söyleyeyim, büyük bir üzüntüyle ve biraz da öfkeyle dinledim. Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağım, bana bu iftiralarda bulunan kişiyle ilgili. Allah herkesi iftiradan saklasın" diye konuştu.
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan Özdağ, Kavuncu'nun geçmişte Kazakistan Türk İşadamları Derneği'nin başkan yardımcılığını yaptığını, bu derneğin 15 Temmuz sonrası Türkiye'nin başvurusuyla kapatıldığını söyledi. Kavuncu hakkında 'FETÖ' imasında bulunan Özdağ, "Sayın Genel Başkana ben bu uyarıyı yaptığım zaman 2 devlet görevlisiyle konuştuğunu, Buğra'yla ilgili kendilerinde kayıt olmadığını söylemişler" ifadesini kullandı.
Hakan'ın "İstanbul İl Başkanınızı FETÖ'cülükle mi suçluyorsunuz" sorusunu yanıtlamayan Özdağ, Hakan'ın "Buğra Kavuncu'ya FETÖ'cülük imasında bulundu" yorumunu ise sessiz kalarak karşıladı.
Özdağ'ın konuya ilişkin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Buğra Kavuncu, FETÖ'nün yurt dışındaki en büyük sivil toplum örgütü olan Kazakistan Türk İşadamları Derneği'nin başkan yardımcılığını yapmış, yıllarca yapmış. Devlet 15 Temmuz'dan sonra bu derneğin kapatılması için Kazakistan'a başvurmuş, kapatılmış. Bunun izahı yok, bana yapılmadı. Sayın Genel Başkana ben bu uyarıyı yaptığım zaman 2 devlet görevlisiyle konuştuğunu, Buğra'yla ilgili kendilerinde kayıt olmadığını söylemişler. Bunu da kabul ederim ama ben yıllarca FETÖ konusunda mücadele etmiş, tavrını ortaya koymuş, bu konuda büyük hassasiyet göstermiş bir insan olarak, bir siyasetçi, Türk milliyetçisi olarak bu izahatla tatmin olmam.
"Çok net söylüyorum, FETÖ'cü bir sivil toplum örgütünün eğer başkan yardımcılığını yapıyorsanız, öncesindeki başkan ve sonrasındaki başkan FETÖ'cüyse, bu arada FETÖ'yle ilgili yıllar boyunca bir tane olumlu veya olumsuz açıklamanız yoksa, sosyal medya hesaplarınız bomboşsa, bu şekillendirilmiş demektir. Hayatın normal akışına aykırıdır. Bunun doğru olmadığını düşündüğüm için daha partiye gelmeden önce bu uyarımı yaptım. Açık bilgilere baktığınız zaman FETÖ'nün kendi yapılanması içerisinde önemli pozisyonları dışında kendi elemanları dışında kimseyi getirmediğini biliyoruz. Ben ne söylediğimi gayet iyi bilerek, yıllardan beridir terör ve güvenlik konularında çalışan…
"Mümtaz'er Türköne'nin FETÖ operasyonunun her kademesini nasıl şekillendirdiğini ortaya koydum. Hiçbir zaman devlet güvenliğiyle ilgili meselelerle boşa ve iç siyaset için kullanmadım. Mümtaz'er Türköne FETÖ yandaşıdır. Bildiği halde FETÖ'nün mesih olmadığını işbirliği yapmıştır. Buğra Kavuncu'nun durumunun ortaya çıkması lazım. Bu sivil toplum örgütünün neresinde neden görev aldığını açıklaması lazım.
"Türk milliyetçiliğinin iktidara gelmesi için bir hareket başlattık. Burada bu insanların yanlış bir çizgiye girmesine izin vermemiz söz konusu değil. Ben asla Türk milliyetçiliğinin bu temel ekseninin kırılmasına razı gelmem, bunun mücadelesini veririm. Partide kalıp veririm bunun mücadelesini. Partiyi manipüle etmek isteyen, geçmiş ilişkilerini izah etmeyen…"
Özdağ'ın iddialarının ardından telefonla Ahmet Hakan'ın yayınına bağlanan Buğra Kavuncu, şunları söyledi:
Öncelikle şunu söyleyeyim, büyük bir üzüntüyle ve biraz da öfkeyle dinledim. Hukuk katliamı yapıldı orada, bugüne kadar kongre süreciyle alakalı sosyal medyada ya da herhangi bir mecrada yorum yapmama konusunda özen gösterdim çünkü parti içi bir meseledir. Davaya, partiye zarar verecek kamuoyunda bu yoğun tartışmaların kişisel çıkarlar için yapılmasını hiçbir zaman sağlıklı bulmadım. Ben yarın Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağım, bana bu iftiralarda bulunan kişiyle ilgili. Allah herkesi iftiradan saklasın.
İstanbul kongresinde kendisi taraf oldu, daha sonra bir büyük kongre yaptık, orada da bir demokratik süreç işledi. Madem 3 yıldır böyle bir sıkıntısı, endişesi vardı, biz her şeyi hukuk önünde aradık. Programda bahsettiği bütün gazetecilerle ilgili ben suç duyurunda bulundum yarın da kendisiyle ilgili suç duyurusunda bulunacağım.
Türk mahkemelerine de doğumumdan bu yaşıma kadar bütün yaşantımı didik didik etmelerine imkan vereceğim.
Bahsedilen dernek Kazakistan Türk İşadamları Derneği. O dernek o dönemde tek iş adamları derneğiydi Türk firmalarının mensup olduğu, 180’e yakın firma bu derneğin üyesiydi. Bunların içinde Türkiye’de bildiğiniz birçok markalaşmış, uluslararası nitelikte firma da vardı, sempatizan olan firmalar da vardı. Ben 2010 yılına kadar bu dernekte yönetim kurulu üyesi olarak çalıştım, o dönemde Kazakistan’dan ayrıldım, İsviçre’de iş hayatıma devam ettim. Benim başkan yardımcısı olduğum dönemde bu iş adamları derneğinin Zeki Pilge de başkanlığını yapıyordu.
Daha sonra bir takım evrakta oynamayla 2013-2014 yılında Fettah Tamince bu derneğin başkanı oldu. Sanki Fettah Tamince’yle biz aynı dönem çalışmışız gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı. Bunlar çok üzüntü verici, parti içinde bu tür iftiralarla kendine yol açmaya çalışmak da utanç verici. Ben hem bu dünyada, hem öbür dünyada bu alçaklığı yapan herkesle hesaplaşacağım. Yok öyle ya ma! İnsanlara iftira atıp, bütün kamuoyunda linç etmeye çalışıp, ailesi, 3 tane çocuğu, babası Türk milliyetçiliğine hizmet etmiş bir insanı karalamaya çalışmak hiç kimsenin haddi değil.
Bütün problem İstanbul il kongresinde kendileri taraf oldu. Kongrede biz çok güzel bir süreç yaşadık, her iki aday da ilçe ilçe dolaşıp kendini ifade etti. Bu milletvekili kapı kapı dolaşıp aynı iftiraları bütün delegelere yaptı, yetmedi, benim partiden Türk milliyetçilerini tasfiye kalktığın gibi çok daha ağır bir iftirada bulundu. Bütün bunların hiçbir karşılığı olmadığını da kongrede İstanbul delegeleri mühürledi.
Ümit Özdağ’ı tabii ki mahkemeye vereceğim, bu ülkede mahkemelere güvenmekten başka yolumuz mu var?
Ben Türk siyasetinde yeniyim, 47 yaşındayım, 3 tane çocuğum var, doğumumdan bu yana ne yaptığım ortada. Ben bu partiye dahil olduğumda bu ülkedeki gidişatla ilgili bir takım endişeler taşıdığım için hizmet etmek, koşturmak için dahil oldum. Siyasette ayak oyunları, iftiralar, bunlarla inanın nasıl mücadele edileceğini de bilmiyorum. Ben şu partiye girdiğimden beri 3 yıldır canla başla koşturuyorum. Bu çamur atmalar, iftiralar, bana şöyle nitelendirdiler, ‘bunlar olur’. Alçaklığın adı siyasette meşrulaşmış.
Parti tüzüğümüzün bana verdiği bütün yetkileri de kullanacağım. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, birey olarak hukuki mücadelemi yapacağım. Partimizin ilgili organları da bu konuda atması gereken adımları elbette atacaktır.
Genel Başkanımızın ilk günden beri tavrı net, bu atılan iftiralarla ilgili parti kurulduğundan beri herkes gibi çok titiz, hassas davrandı. Biz temsil makamında olan insanların, tertemiz, şeffaf olmak durumundayız. Genel Başkan kendisine gönül vermiş milyonları sıkıntıya sokmayacak her türlü tedbiri, araştırmayı yaparak partinin kuruluşunda görev alacak herkesi böyle görevlendirilir.
Roma Hukuku’nda iddiada bulunanlar iddiasını ispat etmekle mükellef. Eğer iddiasını ispat edemiyorsa alnının ortasına kızdırılmış bir mührü basıyorlar ve ölene kadar o utançla yaşıyor. Roma döneminde bu işi bu şekilde bir sisteme bağlamışlar, şu geldiğimiz noktaya bakın ya. Benim çoluğum çocuğum var, 3 yıldır bu ülke için koşturuyorum, siyasi çıkarlar ve menfaatler için bu kadar ucuz mu insan hayatını bu kadar kirletmek. Hem parti içinde, hem hukuk önünde mücadeleyi yapacağım.
Bu benim şahsi mücadelem değil, benim üzerimden partiyi yıpratmaya, milyonlarca insanı sıkıntıya sokmaya kimsenin hakkı yok.
Söz konusu gazeteci 130 tweetlik bir şey yayınladı, hiçbir aslı astarı olmayan. Yayınladığı an mahkemeye verdik. Yeni değil. Dava o zaman açıldı. Ancak savcılık adresini bulamadığı için o dönem herhangi bir girişimde bulunmadım. Bu kişi aynı tweetleri tekrar gündeme getirince biz tekrar suç duyurusunda bulunduk, dava açıldı ve iddianame kabul edildi. Bir uzlaşma olması için bizim avukatlara bir talepte bulunuyor karşı taraf. Biz de ancak özür dilerse ve yazdıklarından dolayı af dilerse uzlaşacağımızı söyledim.
Benim olduğum dönemde bu derneğin FETÖ’cü olduğuna dair en ufak bir ibare yoktu. Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyükelçileri, konsolosları, hatta başbakan bu derneği ziyaret ederdi. Bu dernekte Türkiye’de faaliyette bulunan birçok holding, birçok şirket, bir sürü uluslararası grup var. Ben ayrıldıktan sonrasını takip etmedim ama Kazakistan’da bulunan Türk iş adamlarının üye olduğu tek dernek. Büyükelçiliğin o dönem üye olunması konusunda teşvik ettiği tek iş adamları derneği.
Türkiye’de TUSKON vardı değil mi? Bu örgütle ilişkisi biliniyordu, TUSKON’a üye ne kadar iş adamı varsa hepsi tutuklandı mı, yargılandı mı? Bizim abdestimizden şüphemiz yok, bunu çok net olarak söyledik. Ben bu partinin il başkanıyım, o da milletvekili, madem elinde bu kadar net kanıtlar vardı, bunları niye peki İstanbul kongresinin bitmesini bekledi.
Türkiye bu iftiracılık yüzünden yüzlerce insanının hayatını kararttı. Bu tavırdaki insanlar bizim içimizden de çıkıyormuş, ben bunun mücadelesini sonuna kadar yapacağım.