Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı. “Geçen seçimde, neden seçim ikinci tura kalmadı” sorusunu gündeme getiren Özdağ, Akşener’in seçimlere son bir ay kala kampanyasını durdurduğunu belirterek, “Meral Akşener’in siyasal kampanyasını yöneten yönetici, seçimlerden bir ay önce Meral Akşener’in kendisini Ankara’ya çağırıp, genel merkezde dinlenmeyen odaya götürüp, ‘Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçiyoruz. Bana gerekçesini sorma’ dediğini, ben partiden ayrıldıktan sonra bana anlattı” dedi.
İsim vermediği söz konusu iddianın sahibinin kendisine, “Bunu açıklarsanız inkâr ederim” dediğini söyleyen Özdağ, bu kişinin kendisine ayrıca, “Ben, bu açıklamayı İstanbul’da seçimlerden üç gün sonra yaptım ve Meral Akşener telefonla beni tehdit etti” dediğini ifade etti.
Özdağ, “Meral Akşener de ben de bu kişinin kim olduğunu biliyoruz. Meral Akşener’in hiçbir tehdidinden korkma. Çık ve açıkla kardeşim. Türk halkına borçlusun” diye konuştu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Özdağ, Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında Kenan Taş’ın sorularını yanıtladı. Özdağ, programda özetle şöyle konuştu:
“Sinan Ateş’in babası kendisi anlattı bana, 'Oğlum Ülkü Ocakları genel başkanı olduğu zaman o kadar büyük bir saygı duydum ki elini öpmek istedim ve buna izin vermedi'. 'Ne yapıyorsun baba?' demiş. Bu ailenin ne kadar geleneğe bağlı olduğunun en çarpıcı ifadesi. Hiç böyle bir şey duymamıştım.
Türkiye’deki sığınmacı sayısı artıyor. Her gün yüzlerce veya bin-bin 500 kişi değişik yerlerden giriyor. Bunu engelleyemiyorlar. Engellemek istemiyorlar. Biz olursak engelleriz. Sınırlarından mayını söken bir Türkiye böyle bir göçü engelleyemez.
Kimse gönüllü gitmez. Gerekirse zorla, stratejik bir planla bu kavimler göçünü durduracak ve geri yollayacak, tarihte ilk geriye göç hareketini organize edecek partinin adı: Zafer Partisi’dir. Projenin adı da: Anadolu Kalesi’dir.
Nagehan Alçı; bir zamanlar FETÖ’nün sivil toplum örgütü olduğunu söylerdi. Bir zamanlar Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye demokrasi getireceğini söylerdi. Ergenekon dönemlerinde TSK mensuplarına her gün hakaret ederdi. AKP’nin psikolojik harp mekanizmasının bir provokatörüdür. Şimdi de Türkiye’nin işgalini savunuyor. Bunlar milli kimliksiz, vatan duygusu gelişmemiş ve iktidara kayıtsız şartsız hizmet konusunda her türlü destek içerisinde olan elemanlardır.
2003–2004'ten bu zaman kadar tarikatlar ve cemaatler, Türk devletini ele geçirmiş, işgal etmiş durumdalar. Türk devleti önce FETÖ tarafından işgal edildi. Tarikatlar ve cemaatler yan güçler olarak değişik bakanlıklarda, genel müdürlüklerde yer buldular ama devletin büyük bir bölümü FETÖ’nün elindeydi. 15 Temmuz sonrası FETÖ tasfiye edilirken özellikle Menzil tarikatının silahlı kuvvetlerde, jandarmada adalette, poliste çok fazla güçlendiğini adeta ikinci FETÖ olduğunu görüyoruz. Türk milletinin elinden Türk devleti alınmış durumda. Tarikat ve cemaatler, devlete ortak olamazlar. Birisi tarikat ve cemaat üyesi olduğu için devlette, bürokraside yükseltilemez. Tarikat ve cemaatlerin devletten çıkarılması gerektiğini ve devlette tarikat ve cemaat temsili diye bir saçmalığın olamaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu gerçekleştirme konusunda da kararlıyız. Türk devletini Türk milletine geri vereceğiz.
Türkiye’nin büyük bir terör meselesi vardır ama bir etnik meselesi, etnik merkezli Kürt meselesi yoktur. Biz, açılımı benimseyen AKP’yi, CHP’yi, İyi Parti’yi, Davutoğlu’nu, Babacan’ı en ağır şekilde eleştiriyoruz. Terörle mücadele edilir, terörle müzakere edilmez. Terörle müzakereyi AKP denedi ve sonucu gördük. Türkiye’nin birçok yerinde denetimi yitirdi. Daha sonda bizim ilçelerimizi geri almak için şehit verdiğimiz sayı Kıbrıs’ta verdiğimiz şehit sayısından daha fazlaydı. Bu kıyaslamayı hiç yapmıyorlar. Biz, Kıbrıs’ta 550 şehit vererek devlet kurduk. 750 şehit verip kendi ilçelerimizi geri aldık terör örgütünü elinden.
Şimdi Meral Akşener, 'Erdoğan açılımı yapamadı, ben yapacağım' diyor. MHP’den Meral Akşener ve Ümit Özdağ ayrılırken ve partinin Kurucular Kurulu'nu birlikte oluştururken PKK ile bir gün masaya oturmak için mi ayrıldık yoksa Türk milliyetçiliğini iktidara getirmek için mi ayrıldık? Arkadaşlarımızı biz İyi Parti’ye Türk milliyetçiliğini iktidara getirmek için mi çağırdık yoksa Meral Akşener’in söylediği gibi PKK ile oturup devleti iki devletli mi yapalım, çift kimlikli mi yapalım bunların müzakeresini yapalım diye mi oturttuk? Eğer diyorlarsa, 'Bunlara hiçbir itirazımız yok, biz İyi Parti olarak yeni bir açılım sürecini yaparız. Meral Akşener’i destekliyoruz' tamam o zaman helali hoş olsun orada kalın. Hem 'Türk milliyetçisiyiz' hem 'Atatürkçüyüz' deyip PKK ile müzakereyi kabul ediyoruz diyorsanız bakın o zaman Türk milliyetçisi değilsiniz. Atatürkçü değilsiniz. Kimseye ve kendinize yalan söylemeyin.
Ekrem İmamoğlu, ikinci Erdoğan’dır. CHP’deki Erdoğan’dır. İmamoğlu, büyükelçilerin cumhurbaşkanı adayı, Türk milletinin değil. İmamoğlu’nun siyasette kutsalı yok. Cengiz İnşaat’la da kucaklaşıyor, HDP ile de kucaklaşıyor. 'Atatürk’le de bir kahve içmeyi çok isterdim' diye reklam ajansı tarafından yazıldığı çok belli olan bir cümle ile insanların karşısına çıkıyor. Türkiye’nin 20 yıllık Erdoğan macerasından sonra bir de İmamoğlu macerasına ihtiyacı yok.
Geçen seçimde neden seçim ikinci tura kalmadı? Meral Akşener, son bir ayda çalışmalarını durdurdu. Kampanya başladığı zaman oyları yüzde 16’ydı. Yüzde 7’ye kadar düşmesine müsaade etti. Meral Akşener'in aldığı oy kadar oy alsaydı seçim ikinci tura kalırdı. Bilerek yapıldığını biliyorum. Meral Akşener’in siyasal kampanyasını yöneten yönetici, seçimlerden bir ay önce Meral Akşener’in kendisini Ankara’ya çağırıp, genel merkezde dinlenmeyen odaya götürüp, 'Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçiyoruz. Bana gerekçesini sorma' dediğini, ben partiden ayrıldıktan sonra bana anlattı. 'Bunu açıklarsanız inkâr ederim' dedi. Bir de şunu ekledi, 'Ben, bu açıklamayı İstanbul’da seçimlerden üç gün sonra yaptım ve Meral Akşener telefonla beni tehdit etti' dedi. Meral Akşener de ben de bu kişinin kim olduğunu biliyoruz. Meral Akşener’in hiçbir tehdidinden korkma. Çık ve açıkla kardeşim. Türk halkına borçlusun.”