Umur Talu: 7 Haziran sonrası verilen yüzlerce şehidin sorumlusu 'katiller' mi, yoksa bu 'tatiller' mi?

Umur Talu: 7 Haziran sonrası verilen yüzlerce şehidin sorumlusu 'katiller' mi, yoksa bu 'tatiller' mi?

Habertürk yazarı Umur Talu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Çözüm süreci içerisinde valilerimiz verdiğimiz talimat doğrultusunda şu andaki gibi operasyonlara girmiyordu. Belki kendilerine çeki düzen verirler diye. Bunun ardında bir hazırlık safhasına girdiler." şeklindeki sözlerini hatırlattı."Bir devlet, ki yürüttüğü barış-çözüm süreci çok önemliydi, yine de 'silah, patlayıcı' yığılmasına göz yumabilir mi? İnsanların sözlerine, gösterilerine tamam ama bunlara gözünü nasıl kapatır? Kapattı, istihbarat edemedi, yanıldı, kandırıldı, her ne ise, bugün 7 Haziran sonrası sayısı 300’ü de aşan 'şehit'in sorumlusu sadece 'katiller' mi yoksa bu 'tatiller' de mi sorumlu?" ifadelerini kullanan Talu, "Sorumluluğu, yanlışı, büyük yanlışı olan ve dün başka türlü bugün başka başka türlü konuştuğu hiçbir şeyde kendini sorumlu hissetmeyene, siyaset biliminde İktidar denir!" diye yazdı.

Umur Talu'nun, "İster çuvaldızı, ister iğneyi!" başlığıyla yayımlanan (2 Nisan 2016) yazısı şöyle: 

Bugünkü “Hafız’a hafıza” seansımızda, ölüm, acı, gözyaşı, endişe, öfke, kaos dolu bugünümüze dünümüzü de hatırlayarak bakalım.

Konularımızı bugün İktidar’ın, iktidarın ve siyasi veya dolmakalem sözcülerinin en çok feveran ettiklerinden seçtik.

***

PATLAYICI TUZAKLARI: Bunları koyanlar, insanlara kıyanlar var. Onlara “terörist”deniyor. Devlet de öyle diyor. Hep öyle dedi. 7 polis daha bir patlayıcı saldırında “şehit” oldu. Patlayıcıların bazıları tuzaklama, bazıları araca yükleme.

Sorumuz: Bunlar ne zaman, nasıl girdi?

İktidarın öyle bir cevabı var ki kayıtlarda: “Çözüm süreci sırasında valilere talimat verdik, bunlara (patlayıcılara değil tabii) göz yumun diye, o süre içinde içeri sokmuş, yerleştirmişler!”

Hayretimiz: Bir devlet, ki yürüttüğü barış-çözüm süreci çok önemliydi, yine de“silah, patlayıcı” yığılmasına göz yumabilir mi? İnsanların sözlerine, gösterilerine tamam ama bunlara gözünü nasıl kapatır? Kapattı, istihbarat edemedi, yanıldı, kandırıldı, her ne ise, bugün 7 Haziran sonrası sayısı 300’ü de aşan “şehit”in sorumlusu sadece “katiller” mi yoksa bu “tatiller” de mi sorumlu?

Kim sorumlu sahi? Bu kanlı bir skandal değil midir? Bu tespiti yapıp da sorumluluğunu üstlenmeyenlerin demokratik özeleştiri-utanma kültürü var mıdır?

“Şehit sayısı, polis ve asker içindeki paraleller yüzünden yüksek” demek herhangi bir devlet-siyaset-demokrasi ahlakındaki sorumluluğu, hepsi bir yana bir hukuki-cezai sorumluluğu nasıl yok eder?

“Teröre yardım, yataklık” nasıl bir şeydir ki!

***

HER YANIMIZ PARALEL: Belki öyledir. Belki İktidar’ın her saniye dediği gibi, polis, ordu, yargının her köşesinde, her musibetin arkasında “terörist paralel” bir şeyler vardır. Bu hale gelmişse bir devlet, o kritik tayinleri, o kollamaları yapmış olan İktidar’ın; bugün “Paralel” dediklerini kullanarak çok övündüğü üzre “askeri vesayeti kaldırmış olanlar”ın nasıl sorumluluğu olmaz?

“Teröre yardım, yataklık ve propaganda” nasıl bir şeydir ki!

***

IŞİD DE TERÖRİST: Peki gülüm! Ama nereden, nasıl çıkıp büyüdü? Büyüme sürecinde hiç mi bu topraklardan beslenmedi? Mahkeme dosyalarında dahi o kadar çok belge var ki, sınırın Işid elemanlarına, onların insan-mal-petrol kaçakçılığına kapıların nasıl açık olduğuna dair. İstanbul’da iki, Diyarbakır, Ankara Garı, Suruç katliamlarında onca vatandaş ve yabancının öldürülmesinin suçlusu Işid’dir de, işlerin bu noktaya gelmesinin siyasi-idari-hukuki sorumlulukları kimdedir?

Telaş duyan değil, var mı böyle bir sorumluluk ve utanç duyan?

Suruç’un Meclis’te bile ele alınmasını engelleyen kimdir?

Işid’in Kobani’yi düştü düşecek yapıp “kırmızı çizgimiz”i kan kırmızı boyamasını umanlar hangi demokratik hukuk devletinin sorumlularıdır?

“Teröre yardım, yataklık” nasıl bir şeydir ki!

***

YPG-PYD DE TERÖRİST: Ona da tamam gülüm! İyi de, YPG-PYD bu devlete demedi ki, “Gelin Şah Fırat Operasyonu yapın, askerleriniz, tanklarınız bizim topraklardan geçsin, biz de eskortluk yapalım” diye. Hepsini bu devlet onlara dedi.

Sadece demedi; operasyon aynen öyle oldu (Askeri soruşturma zabıtlarından yazdım).

Sadece öyle olmadı, devlet (ve İktidar) Işid’e yurtdışındaki tek vatan toprağını teslim edip Osmanlı’nın atası Süleyman Şah’ı taşıyarak YPG topraklarına emanet etmedi mi?

Sadece bu değil; K. Irak Peşmerge kuvvetlerinin YPG-PYD’ye yardım için Türkiye topraklarından geçmesine (ABD zoruyla da olsa) kim izin verdi?

Sadece o da değil; ABD’nin “terörist” YPG-PYD’ye yardım ve ortak harekât için savaş uçaklarını İncirlik’ten kaldırmasına kim izin verdi?

Onlar teröristse, “Teröre yardım, yataklık… Terörden yardım, yataklık” nasıl bir şeydir ki!

***

ŞUNLAR BUNLAR DARBECİ: Bu ülkede darbeci, darbe heveslisi, darbesever olmadığını söylemek, Karadeniz’de hamsi yoktur demek gibi bir şey. Tamam. Ancak 2007 sonrası “Darbeci” diye içeri atılan ve o sıra İktidar’ın lanetlediklerine bugün itibar iade eden, kumpas yapıldığını söyleyen yeni bir iktidar mı?

Darbeci idiyseler, “darbeciye yardım ve yataklık”; yok “kumpas kurbanı” iseler“kumpasa yardım ve yataklık” daha nasıl bir şey ki!

***

ABD’Lİ RUBİN, EDELMAN VB. DARBE KIŞKIRTIYOR: “İsrail yanlısı, neo-muhafazakâr ekip” öyledir. Tezkere kabul edilmeyince de öyleydi. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan’ı da destekledi. Genelkurmay ve Harp Akademileri’nde hep konuşturuldu. Tamam da, “27 Nisan muhtıra bile değildi” diyen de İktidar. O ekibin gözdesi “darbeci” denmiş komutanları artık “kumpas kurbanı” sayan da İktidar.

***

ABD, AB, RUSYA, İRAN HEPSİ KARŞIMIZDA: Olabilir. Ama durum biraz, İngiltere’de arabasını sağ şeritten sürüp radyodaki “Dikkat, bir sürücü arabasını ter yönde sürmektedir” anonsunu duyunca, “Hangi bir sürücü, hepsi hepsi” diyen Temel’in halinden farklı mı?

Hepsi Türkiye’ye, “liderine” övgüler düzerken yine ABD, AB, Rusya, İran değil miydi? Onlar mı çok değişti, yoksa Temel mi hep ters şeritte?

Zaten madem öyle, gel şöyle:

Dayayın Rusya ile İran’a yaptırımı. Aınt ABD uçaklarını İncirlik’ten. Gidip“Paralel” Obama’yı filan görmeden “Avarel” Trump’ı bekleyin. AB ile tüm fasılları kapatın. Vurun 3 milyar avroyu yüzlerine. Bırakın mülteciler nereye gitmek isterse gitsin. ABD’ye, AB’ye ticari ambargo koyun. Kutularda avro, dolar istiflemeye son verin. Madem bir zamanlar CHP İsrail’i tanımamış olsaydı; hadi siz tanımayın şimdi!

***

Sorumluluğu, yanlışı, büyük yanlışı olan ve dün başka türlü bugün başka başka türlü konuştuğu hiçbir şeyde kendini sorumlu hissetmeyene, siyaset biliminde İktidar denir!