Umur Talu: Bugün yoksulların, üstüne bir kez daha yıkılan bu enkazın gerisinde, sadece muhafazakâr arsızlık değil, liberal şımarıklık da var

Umur Talu: Bugün yoksulların, üstüne bir kez daha yıkılan bu enkazın gerisinde, sadece muhafazakâr arsızlık değil, liberal şımarıklık da var

Gazete Duvar yazarı Umur Talu,  bugünkü “İktisadı silah, silahı iktisat yapmak!”  başlıklı yazısında 12 Eylül Askeri Darbesi dönemindeki tutumlarından dolayı işveren örgütleri, liberal siyasetçiler ve burjuvaziyi eleştirdi. Talu, "Bugün yoksulların, dar gelirlilerin, ne dolara ne faize gidebilenlerin üstüne bir kez daha yıkılan bu enkazın gerisinde, sadece muhafazakâr arsızlık değil, liberal şımarıklık da vardı. Biri pişirdi, biri yedi!” dedi.

Talu, 12 Eylül Askeri Darbesi'nin başka türlü bir ekonominin mümkün olabileceğini söyleyen iktisatçılar; Prof. Tuncer Bulutay ve Korkut Boratav’ı da yasakladığını belirterek “Farklı iktisatçıları yok etmeden, darbenin tadı olmuyordu zaten!” dedi.

“Sınıf,  sınıfından bihaber kalamazdı; iktisat onları yenen bir silah değil, onların elinde bir güç olmalıydı” diyen Talu, 12 Eylül’ün Şili ve diğer Latin Amerika ülkelerindeki gibi bir silindirle, sadece yaş büyütüp genç asmadığını, Atatürkçülük ve anarşi önleme maskesiyle, silahı iktisat haline getirdiğini yazdı.

12 Eylül döneminde işveren örgütlerinin “Şimdi gülme sırası bizde” dediğini aktaran Talu,  “12 Eylül’ün esas kazımak istediği, ‘alternatif iktisat’tı; başka türlü bir ekonominin, başka türlü bir kalkınmanın, başka türlü bir üretim ve paylaşımın mümkün olabileceği fikriydi” dedi.

Talu,  başka türlü bir ekonominin imkânsız olduğunu, sadece fikren değil; işkence,  infaz ve silahla dayatıldığını belirterek şöyle devam etti:

"Piyasa, zaferini böyle kanata kanata kazandı. Adı liberal olan ama siyasette liberalliği, özgürlükçülüğü kendinden menkul siyasetçiler ve iktisatçılarla. Onları baş tacı eden 12 Eylül’cü işveren örgütleriyle. İşçileri, çalışanları sadece iktisaden değil, iktisattan da güçsüz bırakmayı büyük marifet sayan akılsız, miyop bir burjuvaziyle.

Epeydir rejimin şey edilmesinden şikâyetçi olanlar, başka türlü bir hayat ve iktisattan men ettikleri işçilerin de kendilerini neden bir itaat, kanaat, biat dünyasına attıklarına şaşırıyorlar mı gerçekten! Sınıfından silah zoruyla kovulanların; kurtuluşu ve rövanşı neden inanç dünyasında aramış olduklarını hiç mi düşünmediler!

Sınıf mücadelesinden korkanlar, memleket işkencehane olmuşken, gülme sırası kendilerinde diye gevrek kahkaha atanlar; bugünkü korkularını, endişelerini bizzat kendi tarihî yanılgılarına da borçlular!

Bugün yoksulların, dar gelirlilerin, ne dolara ne faize gidebilenlerin üstüne bir kez daha yıkılan bu enkazın gerisinde, sadece muhafazakâr arsızlık değil, liberal şımarıklık da vardı. Biri pişirdi, biri yedi!"

Yazının tamamını okumak için tıklayın