Umur Talu
(Habertürk, Böyle acı çok mu yabancı!
Biz böyle, gözlerini dikmiş de, günahını mı sorar yoksa hesap mı; halimize mi üzülür yoksa cesaretiyle yerin dibine mi batırır çocukları çok bildik.
Biz böyle, gözlerini kapatmış da, beyaz uykularda mışıl mışıl uyuyan ve ne hikmetse asla bizi uyandırmayan minikleri de çok bildik.
Biz böyle, babayla, ağabeyle, bir dostla vedalaşmaların en çıldırıcı olanlarını da çok bildik.
Biz böyle, anaları, evladının sessizliğine çığlık atanları, ağıtıyla yakanları, kayıp çocukların ardından yılları gözyaşlarına katanları da çok bildik.
Biz böyle, eşleri gitmesin, hep yanında kalsın diye nafile direnişleri, uçup gider erkeklerin son kokularının mirasıyla bir ömrü acıya yatırmış kadınları, anaları da çok bildik.
Biz de evlat olduk öldük, öldürüldük; ana olduk sarıldık, sarmaladık; eş olduk kokladık, doyamadık.
Komşudaki her acı da acımızdır elbet…
Ama bize katliamı, bize anaları, bize evlatları, bize kayıpları, bize acıyı öyle yabancı yabancı anlatmayın.
Hepsi bizdendir; hepsi bizdedir!
Buraya bakarsan, orayı da görürsün… Oraya bakarsan, burada da ölürsün!