Ünal Aysal: Bana kimse, Adnan Polat'a yapıldığı gibi "Kulübün yakasından düş" diye yalvarmadı

Ünal Aysal: Bana kimse, Adnan Polat'a yapıldığı gibi "Kulübün yakasından düş" diye yalvarmadı

Galatasaray'ın eski başkanı Adnan Polat'ın, önceki gün Hürriyet'te yayımlanan, "Ünal Aysal 3.5 yılda 1 milyar dolar para harcadı" sözlerine cevap veren Ünal Aysal, "Galatasaray Kulübü'nün 33. ve ibra olmamış tek başkanının röportajı, şahsımla ilgili gerçek dışı ifadeler içermektedir" dedi.

Görev süresi içinde hesapsız harcamalar yapıldığı ve kulüp borcunun artırıldığı şeklindeki açıklamalarla ilgili yazılı açıklama yapan Ünal Aysal, Adnan Polat hakkında da ciddi iddialar da bulundu. "Bana kimse, Adnan Polat'a yapıldığı gibi 'Kulübün yakasından düş' diye yalvarmadı" diyen Aysal, Polat'ın döneminde Galatasaray'ın borçlarının 3 katına çıktığını iddia etti.

Hürriyet'te yer alan habere göre, Adnan Polat'ın kendi dönemine yönelik suçlamalarını kabul etmeyen Ünal Aysal, "Galatasaray Kulübü'nün 33. ve ibra olmamış tek başkanının röportajı, şahsımla ilgili gerçek dışı ifadeler içermektedir. Sporseverleri kasıtlı olarak yanlış yönlendirmeye dönük, kendi döneminde yaşadığı, camiamıza da yaşattığı mali, sportif ve idari başarısızlıkların bir tezahürü olan bu hezeyanlı suçlama ile hakaret içeren sözler için her türlü yasal haklarımı kullanmayı saklı tuttuğumu kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyorum" ifadelerini kullandı.

 

"Adnan Polat'ın devrettiği borç, söylediğinin 3 katı"

 

"Röportajı veren şahsın 3 yıllık döneminde Galatasaray Kulübü'nün borç-alacak farkı, söylediği gibi 100 milyon dolar değil tam 220 milyon dolar artmış olup, bu rakam Özhan Canaydın'dan devraldığı borcun üçe katlanması anlamına gelmektedir. Yani bana devredilen borç-alacak farkı 328 milyon dolardır" açıklamasında bulunan Aysal, şu görüşleri paylaştı:

"Benim 3,5 yıllık başkanlık dönemimde bu fark sadece yüzde 9 nispetinde artmış. Buna karşılık bilanço değeri sıfıra yakın olan futbolcu portföyümüz 160 milyon dolara çıkmıştır. Stadın onarım ve eksikleri tamamlanmış, Kalamış Tesisleri yeniden inşa edilmiş, Taç Spor Tesisleri de kulübe kazandırılmıştır. Bütün bunlar yapılırken Galatasaray'ın hiçbir gayrimenkul veya benzeri varlığı satılmamıştır. Bahsedilen 1 milyar dolarlık harcama tam bir hayal ürünüdür. Bütün harcamalar genel kurulun onayladığı bütçeler dahilinde yapılmıştır. Bu sebeple de 4 ayrı genel kuruldan da mali ve idari olarak bütün karalama kampanyalarına rağmen büyük bir çoğunlukla ibra edilerek onur ile çıkılmıştır. Keşke Galatasaray gibi büyük bir kulübe başkan olma şansını yakalamış ama bunun altında ezilmiş olan bu şahsa da aynı onur nasip olsa idi. Belki o zaman bu hezeyan ve iftiralardan bizler de nasibimizi almış olmazdık."

 

"Ben ne kadar borç devraldıysam, şimdiki yönetim de benden o kadar borcu devralmıştır"

Galatasaray'da her yeni yönetimin görevi, bilerek, isteyerek ve diğer adaylarla yarışarak aldığını hatırlatan Aysal, "Kimseye başkan adayı olması için rica edilmez ve şimdiki başkan da iş başına bu şekilde gelmiştir. Ben 2011 de ne kadar borç devraldıysam, şimdiki yönetim de benden 2014 yılı sonu itibariyle aşağı yukarı bu kadar borcu devralmıştır. Ancak benden daha şanslı olarak aynı anda güçlü bir oyuncu portföyünü, pırıl pırıl bir marka değerini ve her branşta sayısız şampiyonluk ile kupayı kucaklarında hazır bulmuşlardır" değerlendirmesinde bulundu.

Ünal Aysal, görevde bulunduğu 3,5 yıldaki harcamalara ilişkin, "Biz 2011-2015 döneminde Galatasaray'ın başarısı için ne kadar para harcadıysak, bunun tamamını gece gündüz çalışıp kendimiz ürettik. Ne kulübün ne de başkasının bir varlığını harcamadık. Sorunlarımıza bahane aramadık" şeklinde görüş belirtti.

 

"Bana kimse, Adnan Polat'a yapıldığı gibi 'Kulübün yakasından düş' diye yalvarmadı"

 

"Bana kimse, bir önceki başkana yapıldığı gibi, genel kurulda veya divan kurulunda, 'lütfen istifa et, kulübün yakasından düş' diye yalvarmadı. Tersine herkes, 'kal, gitme' diye ricacı oldu" ifadelerini kullanan Aysal, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Ben dahil, gelmiş geçmiş bütün başkanlar, gerektiğinde hiç reklamını yapmadan kulüplerine mali destek sağlamış, kefil olmuştur. Ancak hiçbir başkan bunu dillendirip, kulübünün önüne geçmeye çalışmamıştır. Bu görevin olmazsa olmazı, başarıya giden şartları bahane üretmeden oluşturabilmektir. Bunun aksi, aczi itiraftır. Galatasaray'ın en başarılı, şerefli devrini, kıskançlık ve yetersizlik hisleri ile kirletmeye teşebbüs etmek, özellikle bu teşebbüs Galatasaray'a en karanlık dönemini yaşatmış kişiler tarafından yapılıyorsa, güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak kadar beyhude bir gayrettir."