Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından açıklanan bir rapor, İsveç’in aileler için en ideal politikaya sahip ülke olduğunu ortaya koydu.
Almanya’nın Köln kentinde açıklanan rapora göre, İsveç’i Norveç, İzlanda, Estonya ve Portekiz izledi. Almanya ise söz konusu sıralamada altıncı sırada yer aldı.
Raporda İsviçre, Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve İrlanda hükümetlerinin aile politikaları açısından beklentileri karşılamada en yetersiz kaldığı ülkeler olduğu belirtildi. Sıralamaya alınmayan ABD’de ücretli ebeveynlik izni için federal düzeyde bir yasal düzenlemenin bulunmadığına dikkat çekildi. Avustralya, Şili, İsrail, Türkiye ve Yeni Zelanda ise anne-babalara tanınan çocuk bakım izni ve okul öncesi çocuk bakımına devlet desteğinin oldukça sınırlı olması nedeniyle listede yer almadı.
Araştırmacıların en zengin 41 ülkenin 2016 yılına ait verilerini karşılaştırdığı raporda tam maaşlı ebevenylik izni ve "babalar için özel ebeveynlik izninin" süresi dikkate alındı. Buna göre, İsveç’te tam maaşlı ebeveynlik izninin 35 hafta olduğu, bunun yaklaşık 11 haftasından babaların yararlanabildiği belirtildi. Ülkede üç yaş altı çocukların yaklaşık yarısının devletin sunduğu okul öncesi bakım imkanlarından yararlandığı, üç-altı yaş aralığındaki çocuklar için ise söz konusu oranın yaklaşık yüzde 97 olduğu belirtildi.
Almanya’da ise ebeveynlik izninin 43 hafta olmasına karşın, babaların bu izinden yararlanma oranının 5,7 hafta olduğu kaydedildi.
Diğer yandan raporda Estonya’nın 85 hafta ile en uzun süreli ücretli annelik izni sağlayan ülke olduğuna dikkat çekildi. Estonya’yı 72 hafta ile Macaristan ve 61 hafta ile Bulgaristan izledi.
UNICEF İcra Direktörü Henrietta Fore, ebeveynlik izninin anne-babalar ve çocuklar arasındaki bağı güçlendirdiğine dikkat çekerek, "Küçük çocukların bakımı için uygun atmosferi sağlamak üzere ebeveynleri destekleyen hükümetlere ihtiyacımız var" diye konuştu.
Örgüt, en az altı ay ebeveynlik izninin yanı sıra, çocukların doğumundan okul hayatına adım atışlarına kadar nitelikli ve mali açıdan karşılanabilir çocuk bakımına küresel standartlarda erişim sağlanmasını talep ediyor.