Hülya Karabağlı
T24/ANKARA
Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Celil Abuzer, “Üniversite Gençliğinin Değişen Din Anlayışı” çalışması, dindarlık kriterinin doğduğu, büyüdüğü, öğrenim gördüğü okul, yüksek okul ve ekonomik durumuyla yakından ilgili olduğunu ortaya koydu.
Üniversiteli gençler bir şekilde namazla ilişkilerini hiç kesmiyor. Ahireti unutmadan yaşam zevkini kaçırmıyor. İçki konusunda dinin ‘haram’ hassasiyetine dikkat ediyor. ‘Biraz ondan’, ‘biraz bundan’ değerlendirmesi yapılan araştırmada, “ Yeri geldiğinde Cuma namazı, yeri geldiğinde içki sofrasında olan bir yapı ortaya çıkmaktadır” deniyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmaları beraberinde getiren ‘dindar nesil’ bir çok araştırmacının da ilgisini çekmiş. TBMM Kütüphanesi’nde, ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite gençliğinin ‘dindarlık anlayışı’ ve ‘dindarlık kriterini’ ortaya koyan 50’nin üzerinde araştırma, tez ya da kitap var. Önemli bölümü 2 binli yıllarda yapılmış. Son araştırma ise Harran Üniversitesi Öğretim üyesi Celil Abuzer’e ait. “Üniversite Gençliğinin Değişen Din Anlayışı” adlı çalışma, üniversitede kız erkek 460 öğrenci üzerinde yapıldı..
Ankete katılanların üniversiteye gelmeden önceki yerleşim alanlarına bakıldığından Türkiye yelpazesi ortaya çıkıyor. Buna göre, yüzde 29.1’ ilçe, yüzde 27.2’si nüfusu 150 binden daha fazla olan yer, yüzde 16.1’i köy ve kasaba gibi yerler, yüzde 13.’ü Ankara. İstanbul, İzmir. Bursa gibi büyük şehirlerden, yüzde 14’6’sı ise nüfusu 150 binden daha az olan yerlerden.
Üniversiteli gençler, ailelerinin dindarlıkla ilgili sorularına şöyle yanıt veriyor. Yüzde 8’7’lik oran, ‘çok dindar’, yüzde 14’.1’i ‘oldukça dindar’, yüzde 51.7’si ‘dindar’, yüzde 22’si ‘dinle az ilgili’, yüzde 3.5’i ‘dinle ilgisi yok’. Bu sonuçlar, çalışmada, “ Her ne kadar Türk toplumu bir toplumsal değişim süreci yaşasa da hala muhafazakar kabul edilebilecek yapıda olduğu söylenebilir”.
Sonuç değerlendirmesinde, “ Dinin modernite karşısında zamanla yok olacağı tezinin çok da gerçekçi olmadığı görülmektedir. Modern yaşam tarzı bireylere ve toplumlara vaat ettiği mutluluğu temin edememiştir”. Modern zaman insanı her geçen gün mutsuzlaşmakta, teknolojik ve maddi alandaki gelişmeler onu daha da yalnızlaşmaktadır”.
Dini yasaklar içerisinde içki kullanımı önemli yer tutuyor. “ Hiç içki içmedim ve haram olduğu için bundan sonra da içmem” diyen kız öğrencilerin oranı yüzde 64.7. Erkeklerde yüzde 59.2. “ Sürekli içici değilim bazen içerim” diyenlerin oranı kızlarda yüzde 9.3, erkeklerde yüzde 16.3, “ Din benim yediğime içtiğime karışmamalı” diyen kız öğrenci oranı yüzde 3.3, erkeklerde bu oran yüzde 6.5. İçki içme konusunda kız öğrenciler erkek öğrencilere göre yasağa daha çok uyuyor. Genel frekansta ise yüzde 61.7’lik oran ‘Hiç içki içmedim bundan sonra da haram olduğu için içmem’ diyor. Bu oranlar dinin toplumdaki içki içmeme hassasiyetine önem verdiğini gösteriyor.
Öğretim üyesi Celil Abuzer, konuyla ilgili, “Son zamanlarda Türk toplumunda din toplum ilişkileri açısından ‘Avrupa İslamı’, ‘Euro İslamı” gibi adlandırmalarda yapılan bir toplumsal yapı ortaya çıkmaktadır. Toplum, bir taraftan modernitenin sunduğu yaşam zevklerinden vazgeçmezken diğer taraftan da dinin emir ve yasakları karşısında kayıtsız da kalmamaktadır. Böyle olunca ‘biraz ondan’, ‘ biraz bundan ‘, yeri geldiğinde Cuma namazında yeri geldiğinde içki sofralarında olan bir yapı ortaya çıkmaktadır”.
Öğrencilerin yüzde 14.1’i sürekli beş vakit namaz kılıyor. Yüzde 24.8’i sürekli kılmakla zaman zaman kaçırdığını söylüyor. Yüzde 29’6’sı ara sıra, yüzde 7’si cumadan cumaya, yüzde 3’ü ise sadece bayramlarda namaz kılıyor. Öğrencilerin yüzde 12.2’si ‘Önceden namaz kılardım ama şimdi kılmıyorum’ derken, Yüzde 4.6’sı hiç namaz kılmadığını söyledi. Yüzde 3.5’u ise, “ Önemli olan kalp temizliği namaza gerek yok’ diyor. Değerlendirmede, Üniversite gençliğinin bir şekilde namazla ilişkisini hiç kesmediğine dikkat çekildi.
“Her hangi bir konuda karar verirken dine uygun olup olmadığına dikkat eder misiniz” sorusunun toplam frekans dağılımında yüzde 35.2 oran ‘dine uygunluk’ arıyor. Yüzde 40.4, “ Evet, ancak bu zamanda her şeyi dine uydurmak zor’ diyor. Yüzde 10’luk bir kesim ise, “ Hayır din benim alacağım kararlarda önemli değil”.
Buna göre, yüzde 40.4’lük bir kesim günlük yaşamlarında dini uygulamalarla toplumsal gerçeklikler arasında bir ikilem yaşıyor. Toplumun, zaman zaman dini inançlar ile sunulan yaşam tarzı arasında kalıyor.
“Evleneceğiniz kişinin daha önce başka birisi ile ilişki kurmuş olduğunu öğrendiğinizde ne yapansınız” sorusuna yüzde 40.9’luk oran ‘hemen terkederim’, yüzde 30’u ‘Yine de onunla evlenirim, geçmişi önemli değil”, Yüzde 29.1 ‘fikrim yok’ diyor. Toplumda geleneksel kültür anlayışından özellikle erkekler ‘namus bekaret’ kavramlarına önem veriyor. Toplumsal değişimlere rağmen bu konudaki toplumsal hassasiyet devam ediyor.